Gevşemeden sıkılaşmaya geçiş…

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Serhan Yenigün / Finansinvest

Emtia fiyatları birçok farklı varlık sınıfında tarihi (veya son yılların) en yüksek seviyelerine geldikten sonra kısmi kar satışları ile şimdilik dengelenmiş görünüyor. Ancak, henüz yukarı yönlü trenderde bir değişiklik veya terse dönüş yok. Küresel büyüme beklentileri her ne kadar son dönemde Avrupa ve Japonya odaklı kaygılarla aşağı revize edilse de hala pozitif oranlara işaret ediyor. Emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü trendin sadece Ortadoğu odaklı gerginliklerden kaynaklandığını iddia etmek, talep bazlı dinamikleri tamamen görmezden gelmek olacaktır. Ekonomiler hızlı ya da yavaş büyüyor, tüketim iyi kötü rayında ilerliyor ve bu da hammadde talebini canlı tutuyor. Dolardaki zayıflığın da bu dinamiği spekülatif işlemler aracılığıyla desteklediğini ekleyebiliriz.

Emtia fiyatlarındaki yükselişin sürmesi ya da en azından mevcut fiyat seviyelerinin korunması bile 2011 yılında küresel olarak artan bir enflasyon ortamına neden olacaktır. Burada korkulması gereken bir enflasyonist baskıdan bahsetmiyoruz. Ancak, çok düşük faiz ve gevşek para politikalarının sürdürülmesi enflasyonun şimdilik değilse de ileride korkulması gereken bir parametre olmasına neden olabilir. Küresel merkez bankaları da bunu görüyor ve geride bıraktığımız iki yılda uygulanan gevşek para politikalarını artık yavaş yavaş terk ediyor. Büyüme odaklı risklerin hala varlığını sürdürdüğü bu ortamda parasal gevşemeden parasal sıkılaşmaya geçişin kontrollü olarak yapılması, ama mutlaka yapılması büyük önem taşımakta.

Gelişmekte olan ülkelerden bazılarının yaklaşık olarak bir yıl önce başladıkları bu sıkılaşma sürecine artık gelişmiş ülkelerin de ayak uydurduğunu görüyoruz. Son olarak geçtiğimiz hafta Avrupa MB politika faizlerini 25 baz puan artırarak %1,00'den %1,25'e çıkardı. Banka'dan gelen açıklamalar faiz artırımlarının kademeli olarak sürebileceği yönünde ipuçları veriyor. Yatırımcıların şimdi beklediği en kritik gelişme ise, ABD Merkez Bankası FED'in ne zaman bu modaya uyacağı ve tarihinde uyguladığı en büyük çaplı parasal gevşeme politikalarını terk etmeye başlayacağı.

Politika faizini %0,00 - %0,25 aralığı olarak belirleyen FED, bilindiği gibi Haziran sonuna dek devam edeceği bildirilen 600 milyar dolarlık bir tahvil alım programını hala sürdürüyor. ABD'de de enflasyon belirtileri olduğunu, ancak şimdilik kalıcı ve kaygı verici bir görüntü sunmadığını düşünen FED'in faiz artırımlarından önce tahvil alımlarını durdurması ya da mevcut programı tamamlayıp yeni bir program açıklamayarak parasal sıkılaşmaya ilk adımını atması bekleniyor. Bunun ardından ise FED'in de yavaş yavaş faiz artırımlarına gittiğini görebiliriz. Avrupa ve ABD'de yürütülecek bu politikalar EUR ve USD gibi dünyanin en büyük iki rezerv parasının değeri üzerinde de önemli etkiler yaratacaktır. Bu nedenle gelişmelerin öncelikle para piyasaları, ardından da diğer piyasalar üzerinde yaratabileceği etkilerin yakından izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017