'Gerçeklik diye bir şey yoktur'

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Ciltlerle kitap okursunuz zihninde küçük bir kıpırdanma olmayabilir; iki cümlelik bir söz, bütün değer, beklenti ve davranışlarınızı köklü biçimde değiştirebilir. Hawking'in söylediğine kulak verelim: "Gerçeklik diye bir şey yoktur; zihni modele göre gerçeklik vardır. Zihni modelinizin varsayımlarını değiştirirsiniz; gerçekliğinizde değişir."

Hawking'in anlatımında anahtar sözcük "varsayım".

Farkında olsak da, olmasak da anlatma, açıklama ve tanımlama yaparken ve karar verirken sürekli varsayımlar üretir; zihni modeller kurar, o modellere göre düşünceler geliştirir, beklentiler yaratır ve davranışlarımızı ayarlarız.

Bulunduğumuz ortamdan kendimizi soyutlayarak yaşama şansımız yok. Bir insan olarak toprağa, toprakta yetişenlere, suya, havaya, başkalarıyla birlikte olmaya ihtiyacımız var. Bizim yaşamımızı doğrudan ve dolaylı etkileyen her şey bizim ekosistemimizi oluşturur.

Ekosistemimizle ilgili de iki türlü varsayım üretiriz: Biri, alışkanlıklara ve ezberlere dayalı olanlar. Öteki, bilinçle seçilen, sürekli sorgulanan, yaşamımızı zenginleştirdiğini ve kolaylaştırdığını kabul ettiklerimiz.

Çevreyle ilgili varsayımlar yanında, kendimize biçtiğimiz değerler, ideallerimiz, yaratmak istediğimiz sonuçlarla ilgi zihinlerimizde meşrulaştıracağımız varsayımlar da vardır. Yerine getirilmesi için bizi yönlendiren amaç, hedef ve politika ürettiren tanımlanmış görevlerimizle ilgili varsayımlardır onlar.İnsani enerjimizi yönlendirdikleri için de çok önemlidirler.

Çevremizin bize sunduğu potansiyellerin ne kadarını zihnimizde biçimlenen beklentileri karşılayacağı, sahip olduğumuz çekirdek yetkinliklere bağlıdır. Olanak ve kısıtlarımızla ilgili varsayımlarımızın gerçekliği, çekirdek yetkinliklerimizin abartmadan ve küçümsemeden belirlenmiş olmasına bağlıdır.

Varsayımlarımızın zaman ruhunu yansıtması, zaman gerçekliğine uygun olması işimizi etkin yapmak için gereklidir. Varsayımlarımızın iç bütünlüğünün olması ve tutarlılıkları sorun çözme gücümüzü artırır. Varsayımlarımızı çalışanlarımızın, müşterilerimizin yani bütün paydaşlarımızın paylaşmış olması ve zihni katılımla ortak enerjiye dönüşmesi çözüm sürecini hızlandırır ve güçlendirir. Asıl önemlisi, varsayımlarımızı sürekli sorgulayarak ;günün gerçekliğine uygun olmayanlarını ayıklayarak yeni varsayımların eklenmesidir.

Her şeyin çok hızlı değiştiği günümüzde "zihinsel sorgulama dinamiği" başarılı iş yapmanın anahtarıdır. Sürekli "gerçekliği arama" uzun dönemli geleceği güven altına almanın en etkili aracıdır.

Burun kıvırma hastalığı

Varsayımlarımızın ve zihni modelimizin hızla eskidiğini farkındaysak... Zamanın ruhunun hızlı değiştiğini; gerçekliklerimiz farkılaştığı kavramışsak...

Zihni modellerin sorun çözmenin en etkin aracı olduğu konusunda bilgiye dayalı bir fikrimiz varsa...

İşimizi etkin yapma sorumluluğunu hissediyor; "...miş gibi" yapma sorumsuzluğundan kaçınmak istiyorsak...

Yapacağımız iş çok yalın: Önümüze gelen ham fikirlere burun kıvırma kasabalılığının tuzaklarına düşmemeliyiz...Bilgilerimizi, eli taşın altında olan, işin ciddi uzmanı insanların bulunduğu ortamlarda tartışarak kendimizi ölçmeliyiz.

Kimsenin gözetim ve denetimine gerek yok. Çalışma masamızda oturup beş sorunun yanıtını arayalım: Birincisi, işimle ilgili mevcut varsayımlardan kaç tane kağıt üzerine yazabiliyorum? İkincisi, varsayımlarımın hayatın öz gerçekliğine uygun olup olmadığını belirleyebiliyor muyum? Üçüncüsü, varsayımlarımın iç tutarlılığı konusunda emin miyim? Dördüncüsü, varsayımlarımla ilgili çalışanlarımın,müşterilerimin ve diğer paydaşlarımın ortak değer ve iradesini arkama alabiliyor muyum? Beşincisi, eskiyen varsayımları eleyerek, yeni varsayımlarla yeni zihni modeller kurarak düne göre bugün işimi daha iyi yönetebiliyor muyum?

İş yaşamında on yıl uzun bir geçmiş oldu...Değil on yıl, elli yılın varsayımlarıyla doğru iş yaptığımızı sanmak, kendimizi kandırmaktır.

Varsayım sorgulama ve zihni model geliştirme, döviz kurundan, faiz oranlarından, ucuz krediden, başka insanların hakkını ad içeren doğrudan ve dolaylı teşviklerden de önemlidir. Gelin haftada bir yarım günümüzü varsayımlarımızı, zihni modelimizi ve gerçekliğimizi sorgulamaya ayıralım.

Her sabah "yeni gerçekliği aramadan" iş insanı olunmuyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar