Gerçeklerin inkârı kırılganlığı artırır...

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız hafta genelinde finansal piyasalarımızda yaşanan eğilimlere bakarak orta vadeli değerlendirmeler yapmaya kalkışmak ciddi bir hata olabilir. Gerek küresel koşullar gerekse Orta Vadeli Plan’a ilişkin beklentiler riskten kaçınma eğiliminin geride kaldığını teyit etmiyor. Durum böyle olunca Türk Lirası'nda yaşanan değerlenmenin ve diğer piyasalardaki göreli iyimserliğin geçici ve spekülatif karakterli olduğunu hesaba katmak gerekiyor.

Federal Reserve'nin başına piyasaların istediği bir ismin geliyor olması, borç tavanı ve bütçeye ilişkin kırılganlığın kısa vadeli olarak ötelenmesi kısa vade açısından geçici bir rahatlama etkisi yaratmış olabilir, fakat orta vade için belirsizlik ve kırılganlık artmaya devam ediyor. Yaşananlar ABD ekonomisinin aşırı gevşek para ve maliye politikalarının müptelası olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu olumsuzluk doğal olarak küresel eğilimleri de olumsuz etkileyecek, beklentiler yolu ile piyasaları yönlendirmek ve bu yolla fiyatları münipüle etmek giderek zorlaşacak gibi görünüyor. Son çeyrek asırda giderek güçlenen eğilimlerin mucizevi bir şekilde değişmesi pek olası görünmüyor, kısa vadeleri birbirine ekleyerek hem günü kurtarmak hem de sorunların ağırlaşmasını önlemek kesinlikle mümkün değil.

Sonuçta özel sermayenin güvensizliği kademeli olarak büyüyebilir ve fiyat oynaklıkları tehlikeli şekilde artabilir. Birilerinin para ve maliye politikası sıkılaşacak gibi emtiaları bastırması, fakat bu olmayacakmış gibi varlık değerlerinin gerilemesini önlemeye ve olası faiz yükselişlerini ötelemeye çalışması çelişkilidir ve her seferinde işe yaramaz!.. Getiri ve riskler arasındaki olumsuzluğa ilişkin farkındalığın artması etkili ve yetkili kesimlerin hareket yeteneğini önemli ölçüde daraltıyor...

Diğer yandan ülkemizde açıklanan Orta Vadeli Plan hedefleri pek gerçekçi görünmüyor, seçim hesaplarının belirleyici olduğu dikkat çekiyor. 2013 yılına ilişkin tahminlerin gerçeğe yaklaşacak şekilde revize edilmesi veya 2015 ve 2016 hedefleri asıl niyeti gizliyor. Fakat 2014 hedeflerine odaklanıldığında her şey açığa çıkıyor. Siyasi irade kamu harcamalarını kısmak istemiyor ve diğer rakamlar buna göre şekillendiriliyor. Durum böyle olunca da tutarlılık kalmıyor. Yaklaşık iki yıldır kademeli olarak durgunlaşan bir ekonomide mali disiplini korumak için harcamalar kısılır, iyimser varsayımlar ile gelirler şişirilmez. Belli ki küresel koşullardan bağımsız olarak para politikası gevşek tutulacak!.. Bu durumda Türk Lirası'nın değerine ilişkin tahminler ve buna bağlı olarak yabancı yatırımcıların tercihleri de değişecek. Döviz kuruna ilişkin tahminler yüzde 5-10 kadar yukarı çekildiğinde tüm makro görünüm dramatik bir şekilde olumsuzlaşıyor ve orta vadeli planın itibarı kalmıyor.

Finansal piyasalar şimdilik fiyatlamıyor olsa da gerek Türkiye ekonomisi, gerekse küresel eğilimlere ilişkin kırılganlık artıyor. Bu yöndeki farkındalık artıkça, nispeten daha düşük işlem hacimleri ile daha büyük fiyat oynaklıkları yaşanabilir ve yıkıcı olabilir. Kırılganlıklar gerçekleri inkâr ederek azaltılamaz, bu kafa ile sorunların ağırlaşması önlenemez...

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar