Gerçeklerin belirleyici olması önlenemiyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Dış koşullar olumsuzlaşmaya devam ediyor ve riskten kaçınma eğilimi kademeli bir şekilde güçleniyor. Hareket yeteneği hatırı sayılır ölçüde daralan gelişmekte olan ekonomiler ise mevcut durumlarını korumak adına yetişkinlere yeni masal arayışlarını sürdürüyor. Gündem üzerinde belirleyici olarak beklentileri yönlendirme çabaları kısa vadeden öteye başarılı olamıyor. Yaklaşan bunalımın ayak sesleri etkili ve yetkili kesimleri çok rahatsız ediyor; gerçekleri görmezden gelmek dışında hiçbir konuda uzlaşamıyorlar. 

Finansal piyasalar alarm vermeyi sürdürüyor ve küresel ekonomiye ilişkin beklentiler bozulmaya devam ediyor. Döviz piyasaları alarm veriyor, sermaye ve emtia piyasaları riskten kaçınma eğilimi sebebiyle bunalıyor; işlem hacimleri gerilerken fiyat oynaklıkları artıyor. Kötüye gidişi durdurma çabaları etkili olamıyor.

Merkez bankalarının günü kurtarma konusundaki etkisi azalıyor, siyasilerin çabası büyüyen boşlukları dolduramıyor. Küresel ölçekte durgunluğun derinleşmesi ve algıların giderek olumsuzlaşması önlenemeyecek gibi görünüyor. Dile getirilemeyen korkular kapıyı çalıyor; kısır tartışmalar kimsenin derdine ilaç olamıyor. ABD Merkez Bankası parasal genişlemeyi durdurarak sancılı bir dönemin perdesini açtı; Avrupalılar ise hala lafla durgunluktan çıkılabileceği hayali ile birbirlerini oyalamaya devam ediyor. Japonların açıkladığı parasal genişleme hamlesi ise kur savaşlarında yeni bir dönemin başladığı ve tehlikenin daha da arttığı endişelerini tırmandırıyor. Ruslar ve Brezilyalılar faizleri yükselterek sonuç almaya çalışıyor, fakat olmuyor; paralarının değer kaybını ve güvensizliğin büyümesini önleyemiyorlar. İyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışmak ile hiçbir şey yapmamak arasındaki fark önemsizleşiyor. 

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız dış koşullar Türkiye Ekonomisini daha bir kırılgan hale getiriyor. Hem tasarruf açığı tehlikeli ve yıkıcı hale geliyor; hem de bölgemizdeki jeopolitik gelişmeler ve içerideki siyasi sorunlar gelişmelerin kontrol altına alınabilmesini iyice zorlaştırıyor. Gerçekleşmeyeceği daha şimdiden kesinleşen varsayımlar üzerine inşa edilen Orta Vadeli Plan Hedefleri bile ayak bağı olmaya başlıyor; güvensizliği besliyor. Merkez Bankası'nın son haftalardaki Türk Lirasını değerlendirme amaçlı manevraları başarısız olunca siyasi iradeden destek aranıyor; yapısal reform söylemleri ile itibar kredisi peşinde koşuluyor ve sanki mucize aranıyor! Yetkililer küresel koşulların olumsuzlaştığını görmezden geliyor; iş dünyamızın da aynı yanlışı yaparak kendilerini dinleyeceği ve gereğini yapacağı gafletine düşmekten kurtulamıyor. Finansal fiyatlar, makroekonomik görünüm ve beklentiler üzerinde dış koşulların belirleyici hale gelmesinden sorumlu olduklarını unutuyorlar ve yanlış hesapta ısrar ediyorlar. Dış koşullar ekonomimizi iyice kırılganlaştırıyor ve taşıyıcı kolonları çatlatıyor; bizimkiler ise kozmetik önlemler yolu ile gündem değiştirerek, durumu düzeltebileceğine herkesi inandırabileceğini sanıyor! Kusura bakmayın bunun adı çaresizliktir; geçmişle gelecek arasında sıkışarak zaman tünelinde kaybolmuş olmaktır! Varsayalım ki yerlileri ikna etiniz; dış koşullar bozulmaya devam ederse ne yapacaksınız? Döviz kuru ve faizlerin yükselmesini, makro görünümün bozulmasını nasıl önleyeceksiniz? Dış finansman yeterli düzeyin altında kaldığı sürece verdiğiniz sözleri nasıl tutacaksınız? İleride, çaba harcadık ama olmadı demek yaşanacak yıkımı önleyebilir mi?

Sürdürülebilir olmayan rotada ve hem de dış koşullar geri dönülemez şekilde olumsuzlaşırken, kısa vadeleri birbirine ekleyerek günü kurtarmaya çalışmak tutarlı bir tercih olamaz. Belli ki siyasi irade genel seçimlere kadar herhangi bir tercih değişikliği yapamıyor; gerçeklerden uzaklaştıkça hayali varsayımlara sarılmak ve iyi gün dostlarının çözülmesini geciktirerek önlemeye çalışmak zorunda kalıyor! Bu durum riskini azaltmak isteyenler adına fırsat yaratıyor, fakat akıntıya karşı yüzmeyi alışkanlık haline getirenler için tehlikeyi hızla büyütüyor.       

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar