Gerçekleri gölgeleyen tuhaflıklar!
Nereden bakarsak bakalım, daha önce hiç yaşanmamış türden ve oldukça tuhaf bir dönemden geçiyoruz! Küresel ölçekte yaptırım baskısı ile teslimiyete zorlanan ülkeler hala dik durmayı başarırken, gelişen ekonomilerin bir kısmı sivil itaatsizlik salgını ile baş etmekte zorlanıyor! Yaygınlaşma eğilimi sergileyen parasal genişleme adımları, durgunlaşma yönlü eğilimlerin güçlenmesini önleyemiyor! Sorunlar ağırlaştıkça, gündem üzerinde belirleyici olmak ve beklentilerin daha da olumsuzlaşmasını engellemek giderek zorlaşıyor!
Son bir hafta genelinde ekonomimizde yaşanan bazı gelişmeler de, sonuçları itibarıyla hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız tuhaflıklar ile benzerlikler içeriyor. Ekonomi Yönetimi, Yeni Ekonomi Programı açıklıyor; 2020 yılı için enflasyon hedefinin yüzde 9,2 olduğunun açıklandığı hafta içinde, elektriğe yüzde 14,9 ve köprü ile otoyollara yüzde 20 oranlarında zamlar yapılıyor! Üretici ve tüketicinin içine düşürüldüğü çaresizliklere rağmen büyüme hedefinin yüzde 5,0 olduğu açıklanıyor! Yine aynı hafta içinde güvenli bölge için tüm maliyetleri üstlenerek harekete geçeceğimiz açıklanıyor! Mesajların adresi şaşıyor, güven bunalımı derinleşirken beklentiler olumsuzlaşıyor.
İlginç görünümlere devam edelim! Geride bıraktığımız hafta içinde, enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla eşanlı olarak döviz piyasaları yazılmış senaryo çerçevesinde hareketlendiriliyor; enflasyonun tek haneye bir şekilde geri dönüşünün beklentileri iyimserleştirmesi ve dövize yönelimi terse çevirmesi için sahne hazırlanıyor, fakat göl maya tutmuyor! Hacimli satışlara rağmen, bu hafta başı itibarıyla kurların daha yüksek seviyelere ulaşması önlenemiyor! Çok bilenlerin ve çoğunluğun beklentilerini koyun sürüsü gibi güdebileceğini sananların hesapları tutmuyor! Üretici ve tüketicilerin içine itildiği perişanlık, dengelenmeye fırsat vermeden sorunları ağırlaştırarak kırılganlığı yeni rekorlara taşıyor.
Uzunca bir süredir ve kayıtsız şartsız, çelişkileri görmezden gelmek için bin dereden bin bir su getiren kurumsal yapının temsilcileri cılız tepkiler vermek durumunda kalıyorlar! Bu kadar da olmaz denilecek türden saçmalıkları, çok nazik bir dille ve hatta özür dileyerek ifade etmeye çabalıyorlar! Ortaya konan büyüme hedefinin öncelikle kendilerine dokunacağını, galiba giderek yoğunlaşan bir şekilde hissetmeye başlamışlar!
Sadede gelelim; Yeni Ekonomi Programının edebiyat ve pazarlama kısmını bir kenara bırakarak 2020 mali yılı bütçe tasarısı için nasıl hedefler koyduğuna bakarak, başımıza gelecekleri algılamaya çalışalım! Büyüme, enflasyon ve bütçe açığı konusundaki hedefler çok şeyler söylüyor!
Kamu harcamalarında her hangi bir kısıntıya gidilmeyecek, hatta artırılacak!
Bütçe açığının açıklandığı gibi Gayrı Safi Yurt İçi Hasılaya oranının yüzde 2,9 düzeyi ile sınırlı kalması ve mali disiplin varmış gibi görünmesi için, büyüme hedefi ve bütçe gelirlerine ilişkin büyüklük şişirilmiş! Başka bir deyişle maliye politikasındaki hesapsız gevşekliğin ve olmayacak disiplinin üzeri abartılı büyüme hedefi ile örtülmeye çalışılmış! Bu çabalar sayesinde para politikası konusundaki niyetin de kapalı kalması için çaba harcanmış; para politikasının gereken oranda ve azami ölçüde gevşek kalması için her yolun deneneceği kararlılığı, şimdilik karanlıkta bırakılmış!
Muhtemelen, 2020 hedeflerini belirleyen ve bunları bütçe büyüklüklerinin saptanması için kullananlar da çok iyi biliyor! Öngörülen büyüme hedefinin yanına bile yaklaşılamayacak; bütçe açığı ise gelirlerin öngörülenin çok altında kalması nedeniyle iddia edilen düzeyin iki katını bile aşabilecek! Açıklananın çok üzerinde olacağı tahmin edilen kamu finansman ihtiyacının karşılanması ve hedeflerden sapmanın daha düşük olması için de para politikasının olabildiğince ve gereken ölçüde gevşek olması gerekecek. Bu yılın üçüncü çeyreği genelinde para otoritesinin yönetiminde yapılan kapsamlı değişikliklerin, bu niyetle şekillendirilmiş olma olasılığı epey yüksek!
Para ve maliye politikası koşullara bağlı olarak gevşeme yönünde esnemek zorunda kalacak ise, enflasyon hedefinin yanına yaklaşılabilmesi bile pek olası görünmüyor. Karşılamaya hazırlandığımız yeni yıl, gitmekte olanı aratabilir!