Gerçeklere direnmenin fayda etmediği bir dönemdeyiz!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Son haftalardaki gelişmeler 2014 yılına ilişkin beklentileri büyük bir hızla olumsuzlaştırdı. Bu durumu nafile bir çaba ile frenlemeye çalışanlar da telafisi imkânsız oranda itibar kaybetti. Belirsizlik ve kırılganlık arttıkça kontrol kaybı büyüdü, güven bunalımı derinleşti. Eğer durum böyle olmasa idi, finansal piyasalardaki eğilimlerin çok daha farklı olması gerekirdi... Küresel düzeydeki eğilimleri olması gerektiği gibi okuyamamanın, içerideki ağırlaşmış sorunları göz ardı etmenin ve kısa vadeleri uç uca ekleyerek gittiği yere kadar yanlışı zorlamanın birikmiş faturası belirleyici oluyor. Gündemi belirlemeye alışmış olanlar olumsuz anlamda gündem olmaktan kurtulamıyor...

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız genel görünüm öncelikle Merkez Bankası ve finansal sistemi, devamında ise siyasi ve tüm toplumu yakından ilgilendiriyor. Zira değişen koşulların para otoritesini başarısızlığa mahkum etmesini çok yönlü istikrarsızlığın öncü dalgası olarak görmek gerekiyor. Ayrıca bu gerçeği görmezden gelenlerin de ciddi itibar kaybına uğramaya devam edeceğini hiç akıldan çıkarmamak, hataları asgariye indirmenin ön şartı haline geliyor.

Türk Lirası seri bir şekilde değer kaybetmeye başladığında Merkez Bankası Başkanı atıp tutmuş, 2013 sonunda kurun 1.92 olacağını iddia etmişti; bunu gerçekleştirecek güce ve silaha fazlası ile sahip olduklarını iddia etmişti... Bu söylemler basit bir tahmin hatası olarak geçiştirilebilir mi? Peki geride bıraktığımız yılın son dört iş günündü satılan 3 milyar dolara rağmen dolar kurunun yılı 2.15 düzeyinde kapatması nasıl açıklanabilir?.. Merkez Bankası Türk Lirası’ndaki değer kaybının durdurulması ve kaybın kısmen de geri alınmasını hayati önemde görmüş, kararlı bir şekilde faizleri pek kullanmadan eyleme geçmiş fakat başaramamış. Bu durum 2014 yılı para ve kur politikası tasarımının itibarını da yok etmiş, anlamsızlaştırmış. Peki şimdi ne olacak? Durumun çok daha kötüye gitmesi nasıl önlenecek?..

Finansal piyasalara bakarsanız faizleri hatırı sayılır oranda yükseltmek zorunda kalacaklar!.. Evet ciddi tasarruf açığı olan bir ekonomide her koşulda pozitif reel faiz vermeye mecbursunuz. Fakat derinlik sarhoşluğuna kapılıp aşırılıkları çok zorladığınızda gerçeğe dönüş sancısız olmuyor.

Faizler konusundaki yeni beklentiler menkul ve gayrimenkul değerlerini kademeli olarak aşağı çekecek ve riskten kaçınma eğilimi seri bir şekilde güçlenecek. Faiz yükselişinin bırakın döviz kurunu geriletmesini, tam aksine yükselişi tahrik etmesi olasılığı daha yüksek!.. Ayrıca hem faizlerin yükselmesi, hem de buna bağlı olarak ekonominin hatırı sayılır oranda daralması mevcut kırılgan yapının kaldıramayacağı bir durum olabilir!..
Türk Lirası değer kaybediyor, enflasyon ve faiz beklentileri bozuluyor, ekonomiye ilişkin öngörüler olumsuzlaşır iken riskten kaçınma eğilimi güçleniyor. Bu eğilimleri durdurmaya çalışan altında kalıyor. Çırpındıkça batılıyor, güven bunalımının büyümesi önlenemiyor.. Sürdürülebilir olmayan rotada aşırılıkları zorlayan, herkesi hikayelerle uyutanlar bundan sonra yaşanacakların sorumlusudur. Onlara yönelik güvensizlik arttıkça gerçekler ortaya saçılmaya devam edecek...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar