Gerçeklerden kaçmanın bedeli çok ağırdır!..
Eğilimlerin sürdürebilir olmadığı ve sistemik riskin sorunların ağırlaşmaya devam ettiği için sinsice büyüdüğü ortamlarda hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Durum böyle olduğu için etkili ve yetkili kesimlerin orta vadeye ilişkin verdiği sözler ve yaptıkları değerlendirmeler genelde yok hükmündedir. Kısa vadede geniş kitleleri yönlendirmeye devam edebilmek, güven bunalımının geri dönmesini önlemek adına ne gerekiyorsa o yapılır ve buna uygun söylemler ön plana çıkarılır. Siyasiler, merkez bankası yöneticileri, denetleyici ve düzenleyici kurum yöneticileri ile yönetilmeyecek kadar büyük risk taşıyan kurum yöneticilerinin söylem ve eylemi bu kapsamda değerlendirilmelidir. Benzeri durumlarda ekonomi cephesindeki eğilimler ile piyasadakiler birbirlerinden ayrışır ve durumun zaman içinde daha kötüye gitmesi önlenemez. Geçtiğimiz hafta genelinde piyasalarda yaşanan gelişme ve eğilimler yukarıda ifade etmeğe çalıştığımız gerçeğin tipik bir örneğidir. Her şey risk taşıyanları ve risk alma adaylarını uyutmaya, aldatarak yönlendirmeye yöneliktir; kısa vadeli ve spekülatif karakterlidir. Yeterli bilince sahip olmayan, durumunu korumak veya ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına risk almak zorunluluğunda olanlar av durumundadır ve sürü psikolojisi ile kolayca yönlendirilir, iş işten geçinceye kadar da ne olup bittiğini anlayamazlar. Sermaye piyasalarının düşmüyor veya yükseliyor olması, emtia fiyatlarının yatay bir eğilim sergilemesi, faizlerde ve döviz kurlarında önemli bir değişiklik olmaması bu kesimlerin algılamalarını köreltir ve yönlendirmelerin kolaylaştırır.
Konuşulmayanların ve bilmedikleri gerçeklerin farkına varamazlar, orta vadede kurtlar sofrasına meze olmaktan kurtulamazlar, her şeyin hileli olduğunu anlayamazlar... Şok yaratacak sarsıntıların olmaması ve yapay iyimserliğin bir süre belirleyici olması bir şeylerin düzelmeye başladığı anlamına gelmez... Neden hala merkez bankalarının parasal genişlemeye devam ettiğini sorgulamayı akıllarına getiremezler...
Eğer herkes herşeyi biliyor ve kimse bir başkasını söylemlerle aldatamıyor olsa idi küresel kriz sonrasında yaşanan eğilimler nasıl olurdu? Bu sorunun yanıtı yaşanmayı bekliyor! Herhalde parasal genişleme ve kuru söylemler ile güven bunalımı aşılamazdı, ya yanlış yapılanlar batardı ya da parasal genişleme yolu ile kurtarılıyor iseler görülmemiş bir enflasyon yaşanması devamında yıkıcı bir ekonomik daralma kaçınılmaz olabilirdi. Bunların biliniyor olması uzlaşıya dayalı yeni bir düzen tesisini zorunlu kılabilir, kalıcı çözümü zorlayabilirdi. Ama böyle olmadı, geniş kitleleri aldatarak yönlendirmek başarı sayıldı, kabusların büyümesine izin verildi. Durum böyle olduğu için etkili ve yetkili kesimlerin orta vadeli söylem ve değerlendirmeleri yok hükmündedir, buna güvenerek risk alan veya taşıyanların evdeki hesaplarının çarşıya uyması mümkün değildir. Kılavuzu karga olanların kaderi, insanlık tarihinin hiçbir döneminde daha farklı olamamıştır!.. Altın alıp ta bunu sisteme emanet etmek, böyle yaparak tehlikeyi atlatabileceğini düşünmek kafayı kuma gömmek, gerçeklerden kaçmaktır...
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar