Gerçekler ve çelişkiler belirsizlikleri tırmandırıyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bırakmaya hazırlandığımız 2018 yılının son günlerinde yaşanan küresel gelişmeler geleceğe yönelik belirsizliklerin keskin bir şekilde artmakta olduğuna işaret ediyor. İçeride ise bu olumsuzluğu hiç hesaba katmayan kısa erimli siyasi tasarrufların devreye alınması beklentilerin düzelmesi olasılığını azaltıyor.

ABD kökenli iç uzlaşmazlıklar ön plana çıktı

Küresel ölçekte ve finansal piyasa cephesinde morallerin çok bozuk olduğu, gelenekselleşmiş mevsimlik varsayımların çalışmaz hale geldiği dikkat çekiyor. Sermaye piyasaları, işlem hacimlerinin çok düşük olduğu koşullarda sert satışlara sahne oluyor; pozisyonları ve bilançoları koruma içgüdüsü, artması önlenemeyen güvensizlikler nedeniyle devreye giremiyor ve ekonomik beklentiler olumsuzlaşıyor. Petrol fiyatları, riskten kaçınma eğiliminin devreye girmesi nedeniyle tüm hesapların değişmesine sebep olabilecek kritik seviyelere geriliyor. Güvenli liman arayışındaki yoğunlaşma, oluşan kısır döngüyü besliyor. ABD kökenli iç uzlaşmazlıkların ön plana çıkmasının bu süreçte etkili olmaya başladığı gözleniyor.

Asgari ücret ve istihdam teşvikleri 2019 programı ile uyumlu değil

Ülkemizde ise Eylül ayında açıklanan Yeni Ekonomi Programına ilişkin söylemlere uygun yaklaşımların tam aksi yönündeki tercihler ön plana çıkıyor. Yüz günlük eylem açıklamaları ile dün açıklanan ekonomik tedbirler, yerel seçimlere yönelik hassasiyetlerin öncelikli hale geldiğine işaret ediyor; küresel koşullardaki olumsuzlaşma ise pek hesaba katılmıyor. Benimsenen asgari ücret, enerji fiyatlarındaki indirimler ile yatırım ve istihdam teşvikleri 2019 yılı ekonomi programı ile uyumlu görünmüyor. Acil çözüm bekleyen ağırlaşmış sorunlar ve kırılganlık sebebi durumundaki dengesizlikler görmezden geliniyor. Bu koşullarda girmek zorunda kalacağımız jeopolitik sınavlar, belirsizlikleri hatırı sayılır ölçüde artırıyor.

Sorunları görmezden gelerek kısa vadeli beklentileri yönlendirmeye çalışmanın çözüm olmadığı unutuluyor; ne zaman ve ne şekillerde hedeflere ulaşılmasını önleyecek bir engel olarak karşımıza çıkabileceğini tahmin etmek çok zorlaşıyor. Bu açıdan baktığımızda ekonomik sorunlar, jeopolitik denklemler ile siyasi hesapların birbirlerini çelmeleyecek çelişkiler barındırdığını dikkate almak gerekiyor. Öncelikleri farklılaştırmanın veya bu çelişkilerden herhangi birini ihmal etmenin bedeli çok ağır olabilir! Abone olunan kısa vadeli bakış açıları, bu nedenle hatalı uygulamalarda ısrar edilmesine sebep olarak kırılganlığı artırabilir.

Kredi mekanizmasının hala çalışmadığı koşullarda, yapay zorlamalar ile şekillendirilmiş finansal eğilimlere ve güven endekslerindeki geçici toparlanmaya bakarak dengelenmeden bahsetmek anlamlı görünmüyor. Üstlenmeye hazırlanılan jeopolitik sorumluluklar ortada iken, maliye politikasının ne oranda sıkı olabileceği görmezden geliniyor! Yeni kur şokları yaşanması olasılığının yüksek olduğu koşullarda, enflasyon hedefli tercihlerden farklı sebepler ile uzaklaşmanın beklentiler üzerindeki olumsuz etkisi eğilimlerin kontrol dışına çıkmasına sebep olabilir! Para otoritesinin araç bağımsızlığı sorunları ağırlaştırırken, kurallı piyasa anlayışından uzaklaşılması zorunlu hale gelebilir! Bazılarını saydığımız bu türden belirsizlikler, hedeflerden olumsuz yönde uzaklaşıldığı algısını besleyerek yıkıcı olabilecek türden riskten kaçınma eğilimlerini tetikleyebilir!

Seçim hesapları ve jeopolitik konular öncelikli hale geldi

Eylül ayında açıklanan orta vadeli program ekonomideki sorunların öncelikli olacağı iddiası ve kurallı piyasa anlayışı üzerine kurgulanmıştı. Mevcut tercihlere baktığımızda, hal ve gidişin bu yönde olmadığını gözlemliyoruz. Yerel seçim hesapları ve bulunduğumuz coğrafyaya ilişkin jeopolitik konular, çok daha öncelikli hale gelmiş gibi görünüyor. Küresel ve finansal koşullardaki değişim ise, kesinlikle bu farklılaşmayı desteklemiyor! Öncelikli olduğu iddia edilen konudaki başarısızlıkların, diğerlerinde de başarısızlık anlamına gelebileceği ihmal ediliyor!

Gaz-fren tartışmalarının yoğunlaştığı 2013 yılından bu yana her gelen yıl gideni aratıyor. Seçilmiş görünen öncelikli konularda ısrarlı ve sabırlı olunabilmesi konusunda başarılı olunamıyor, yaşanmış deneyimlerden gereken dersler alınamıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar