Gerçek kriz, sanayi üretimlerindeki dengesizlik
Çin'in sanayi üretimi 2008'den bu yana yüzde 40 artış kaydederken, Avrupa ve ABD'nin sanayi üretimleri yüzde 9 oranında geriledi. İşte gerçek kriz bu!
Afrika'ya göre yaşadığımız son kriz tamamen batı ekonomisine ait. Dünya Bankası tarafından açıklanan son veriler de bunu kanıtlar nitelikte: 2008 yazından bu yana gelişmekte olan ekonomilerde sanayi üretimi yüzde 20 oranında artış kaydetti. Çin'de ise sanayi üretimi yüzde 40 büyüdü. Bunun karşısında ABD ve Avrupa'nın sanayi üretimi kriz öncesi seviyesinin yüzde 9 oranında altında. Çin, sanayi üretiminde olduğu gibi enerji tüketiminde de ilk sırada. Küresel enerji tüketimi geçtiğimiz yıl yüzde 5.6 oranında artış kaydederek, tüm zamanların rekorunu kırdı. Çin ise, ABD'yi ilk kez geride bırakarak, dünya genelinde üretilen enerjinin yüzde 20.6'sinı tüketti.
"Made in China" tüketicileri
Le Monde gazetesi yazarı Jean-Pierre Robin, bu rakamlara bakıp, dünyayı en fazla kirleten ülkenin Çin olduğu sonucuna varmanın haksızlık olacağını söylüyor. "Çin kendi hesabına değil, 'made in china' tüketicileri için kirletiyor" diyor Robin.
Carnegie Bilim Enstitüsü verilerine göre, Çin'in 2004 yılında neden olduğu CO2 emisyonlarının yüzde 22.5'i ihracata yönetim üretimden kaynaklandı. Çin'in dünya ticaretindeki rolü artımda, bu oran hızla yükseldi. Üretimlerini Çin'e kaydıran yabancı firmalar da, bu oranın artmasına katkıda bulundu. Robin'e göre bu gelişimi ilk ortaya koyan Pekin merkezli kur piyasaları düzenleme kurumu. Kurumun hesaplarına göre, 2007 ile 2010 yılları arasında Çin'deki yabancı yatırımlar iki kat artarak 703.7 milyar dolardan, 1.4 trilyon dolara ulaştı. Yabancı yatırımcılar otomotiv sektörü başta olmak üzere, tüm tüketim ürünleri sektörlerinde hızla yer kapmaya çalışıyorlar.
Robin'e göre bu gelişmelerin olumsuz yanı ABD ve Avrupa'da üretim yapan şirketlerin oranının hızla gerilemesi.
Fabrikasız şirketler çıkmaza mı sürüklüyor?
Time dergisi ve CNN editörlerinden Fareed Zakaria da, bu konuda önemli yorumlar yapan bir diğer isim. Zakaria, bir süre önce Apple ile Apple'ın taşeronluğunu yapan Tayvan sermayeli Foxconn arasında bir karşılaştırma yaptı. Apple, 299 milyar dolar ile, Exxon'un ardından dünyanın en büyük ikinci borsa kapitalizasyonuna sahip şirketi konumunda. Yıllık karı 14 milyar dolara ulaşan Apple'ın cirosu ise 2010 yılında 65 milyar dolar olarak gerçekleşti. Şirket 46 bin 600 kişiye istihdam sağlıyor. Foxconn'a bakarsak; şirketin 59 milyar dolara ulaşan cirosu, neredeyse Apple'a kafa tutacak nitelikte. Bu arada Apple ve diğer markaların yarattığı 1 milyon kişilik istihdamın yarısı Foxconn'da. Robin'e göre, tüm bu çarpıcı rakamlarından ardından, ABD kamuoyunu en fazla etkileyen olay, Foxconn'un 2010 yılında 380 bin kişiyi daha işe alacağını açıklaması oldu. "ABD'de son 12 ayda işsizlik rakamlarının artmasının ardından, şu soru gündeme geldi: Apple gibi 'fabrikasız şirketler' bir çıkmaz mı?" diyen Robin, Atlantik ötesinde iki zıt cevabın şekillendiğini söylüyor. Bunlardan birincisi, Boston Consulting'e ait olan iyimser cevap.
Boston Consulting: Sanayi üretimi gelişmiş pazarlara geri dönecek
Boston Consulting 'İmalat Rönesansı' adını verdiği çalışmasında, sanayilerin ileriki dönemlerde yeniden gelişmiş ülkelere kayacağını savunuyor. Bunun nedeni Çin'de maaşların yüzde 17 oranında artması. Gruba göre, Çin işgücünün değerinin artması sonucunda, üretim maliyetlerindeki büyük fark 2015 yılına kadar iyice azalacak.
Pimco: ABD'de işgücü çok pahalı
Dünyaca ünlü yatırım fonu Pimco ise, Boston Consulting'ten çok farklı bir bakış açısı getiriyor. Pimco Başkanı Bill Gross, küreselleşmenin yakın bir takipçisi. ABD'nin resmi işşiz sayısının 8.7 milyona ulaştığını söyleyen Gross, "İşgücümüz çok pahalı ve mevcut dünya piyasası için yeterince uygun değil. Dolayısıyla 2012 başkanlık seçimlerinde en önemli konu, yeni istihdam imkanları yaratmak olmalı" diyor.
Tüm dünyada "yeni bir kriz mı geliyor?" söylemleri gündemdeyken, Robin'in yorumları son derece net: "Çin'in sanayi üretimi 2008'den bu yana yüzde 40 artış kaydederken, Avrupa ve ABD'nin sanayi üretimleri yüzde 9 oranında geriledi. İşte gerçek kriz bu!"