Gerçeği arayanlar nerelere bakmalı?
Geride bıraktığımız hafta genelinde açıklanan ekonomik veriler ve piyasa eğilimleri çelişkili bir görüntü sergiliyor. Durum böyle olunca belirsizlik algısı güçleniyor, kırılganlık endişesi farklılaşıyor. Riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesini önlemek adına devreye sokulan yapay zorlamaların bu sonuçta kısmen etkili olduğu dikkat çekiyor.
Geride bıraktığımız hafta içinde açıklanan ABD ikinci çeyrek büyümesi ve petrol stoklarının arttığına ilişkin veriler, küresel ekonomiye ilişkin beklentileri olumsuzlaştırmıştı. Sistemik risk algısındaki güçlenmeye bağlı olarak altın değerlenirken başta petrol olmak üzere enerji fiyatları gerilemeye başlamıştı; dolar faizlerinin yakın gelecekte yükselmeyeceği beklentisi yeterince etkili olamamış, doların diğer paralara karşı sergilediği farklı yönlerdeki dalgalanmalar nedenleri ile ortaya çıkan ciddi çelişkiler kafaları karıştırmıştı!
Bu ayın ilk Cuma günü açıklanan ABD İşsizlik verileri ise hem beklentileri farklılaştırdı, hem de çelişkileri daha belirgin hale getirdi. İkinci çeyrekteki durgunlaşma görüntüsüne ve petrol stoklarındaki artışa rağmen, Temmuz ayı Tarım Dışı İstihdam verilerinin beklenenden çok daha fazla bir artış sergilemesi ve bir önceki aya ilişkin rakamın yukarı yönde düzeltilmesi kafaları karıştırdı; istikrarsız ve birbirini teyit etmeyen fiyat dalgalanmalarının sebebi oldu. Altın kısmen gerilerken petrol fiyatında yukarı yönlü tepkiler gözlendi! Kırılganlık algısını besleyerek riskten kaçınma eğilimini güçlendirebilecek potansiyele sahip piyasalar baskı altında tutuldu!
Küresel ekonomi açısından, ABD ekonomisinin durgunlaşması yanı sıra toparlanması da tehlike ve kırılganlık anlamına geliyor. Bu durum ABD dışındaki gelişmiş ekonomilerde ve diğer tüm gelişenlerde neler yaşandığının daha önemsiz olduğu anlamına gelmiyor; fakat piyasalar işine gelmediği için bu gerçeği büyük oranda görmezden geliyor! Muhtemel yeni küresel krizin merkez üssü olacağı bilinen gelişenlere ilişkin olgular genelde fiyatlanmıyor!
Geride bıraktığımız Cuma gününe kadar olan bir haftalık dönemde, riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi ve belirleyici olması muhtemel olan bir gelişmeydi! Dolar faizlerinin yakın gelecekte yükselmeyeceği beklentisi, sistemik risk algısının güçlenmesini ve petrol fiyatının düşmesini önleyemiyor ise gelişen ekonomilerin piyasalarında olumsuz baskıların belirleyici olabilmesi gerekirdi. Fakat olmadı: tam aksine gelişen ekonomilerin paraları ya değerlendi, ya da mevcut değerini korudu; bu yapay zorlama riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesini önleyen temel faktörlerden biri oldu.
Hal böyle olunca sormak gerekiyor; benzer durumların tekrarlanması durumunda aynı sonuçla karşılaşılması olasılığı nedir? Ekonomideki sürdürülebilir olmayan eğilimler ve yarattığı sonuçlar, farklılaşma olasılığının kademeli olarak yükseleceğine ve olması gerekenin engellenemeyeceğine işaret ediyor; piyasalar ise yapay zorlamalar ile şartlanmalar yaratmaya ve daha farklı sonuçların ortaya çıkmasını engellemeye çabalıyor. Görünümler ve gerçekler birbirlerinden uzaklaşmaya devam ediyor; durumun farkında olanlar pasif bir şekilde risklerini azaltmaya ve gelişen ülke yatırımcılarını kurdukları tuzaklara çekmeye çalışıyor.
Kısa vadeli piyasa eğilimleri kafanızı karıştırmaya başladığında, stratejinizi sağlıklı bir şekilde güncellemek istiyor iseniz, öncelikle orta vadeli ekonomik eğilimlere bakmanızda yarar var! Küresel ölçekte hizmet sektörü ve sınai üretim cephesinde çok ciddi bir arz fazlası var, günü kurtarmak adına yapılanlar bu dengesizliği besliyor ve sorunları ağırlaştırıyor; sorunlu kredi hacmindeki tehlikeli artışı ve terse çevrilemeyen durgunlaşma eğilimini bu olumsuzlukların sonucu olarak görmek gerekiyor.
Piyasalar kendilerini ve pozisyonlarını korumak adına, küresel talebin artacağı varsayımını fiyatlıyor; ekonomik sorunlar ve dengesizlikler ise söz konusu değişkenin daralmak dışında bir seçeneğinin olmadığına işaret ediyor! Jeopolitik fay hatlarındaki enerji birikimlerinin, derinleşen siyasi uzlaşmazlıkların, açığa çıkmaya başlayan çıkar çatışmalarına bağlı radikal arayışların bu büyüyen açmazdan beslenmekte olduğunu hiç akıldan çıkartmamak gerekiyor!