GENİŞ AÇI / Serhat Gürleyen

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Küresel dalgalar Türkiye ekonomisini yavaşlatmaya başladı. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye ekonomisini destekleyen küresel rüzg‰rlar tersine döndü. 2002-2006 yılları arasında yabancı sermaye girişleri sayesinde imkanlarının üzerinde büyüyen Türkiye ekonomisi yavaşlamaya başladı.

Avrupa ekonomisindeki yavaşlama, küresel likiditeki daralma, dış ticaret şokları ve yükselen enflasyon Türkiye'yi yavaşlatmaya başladı. Toplam ihracatımızın yüzde 67'sini oluşturan Avrupa'nın hız kesmesi Türkiye'yi zorluyor.

Sanayicimiz ihraç pazarlarının çeşitliliğini artırarak Avrupa ekonomisindeki yavaşlamanın etkisini azaltmaya çalışıyor. Ancak yeterli olmuyor. Sanayi üretimi, ödemeler dengesi, tüketici güveni, kredi talebi gibi veriler son aylarda iç talebin yavaşlamaya başladığını gösteriyor.

 Türkiye GSYİH'sinin yüzde 6'sına ulaşan net enerji işalatı nedeniyle uzun süreli bir petrol şokundan en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Dış ticaret haddindeki bozulma cari işlemler açığında artışın yanı sıra büyümeyi aşağı çekerek ve enflasyonu yükselterek Türkiye ekonomisini vuruyor.

Buna karşı cari açığın finansmanında bir sorun görmüyoruz. Türkiye ekonomisinin dışsal şoklara dayanıklılığı son yıllarda önemli ölçüde arttı. Doğrudan yatırımlar ve uzun vadeli borçlanmalar ödemeler dengesinin önemli kalemlerini oluşturuyor.

Türkiye küresel krizle Anayasa Mahkemesi'nin iktidar partisinin kapatılmasını görüştüğü bir ortamda karşılaştı. AKP'nin kapatıldığı ve Türkiye'nin erken seçime gittiği bir senaryonun ihtimalinin yüksek olmasına rağmen piyasalarda tehdit edici bir bozulma görmüyoruz.

Küresel yatırımcılar ABD eşik-altı kredilerindeki sorunların patlak vermesinden bu yana Türkiye bonolarındaki pozisyonlarını 12 milyar YTL azaltarak 30 milyar YTL düzeyine çektiler. Temmuz-ağustos aylarındaki yüklü itfalar nedeniyle faiz oranlarında bir miktar yükseliş yaşandı. Ancak Türk Lirası güçlü kalmaya devam etti. Merkez Bankası'nın sıkı para politikası Türk Lirası'nın güçlü kalmasının arkasındaki en önemli etken.

Ancak enflasyon/büyüme dengesinin eskiye göre daha riskli olduğunu belirtelim. Merkez Bankası enflasyondaki artış karşısında son üç ayda faiz oranını 150 baz puan artırıp yüzde 16,75'e çekerek tepki verdi. Bizim yıl sonu faiz beklentimiz yüzde 17 seviyesinde bulunuyor.

Ancak faizin daha da artırılma ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Eğer enflasyon beklentileri 2009 için hedeflenen yüzde 7,5 seviyesinin aşılacağına işaret ederse Merkez Bankası faizleri daha da artırabilir. Bu durumda Türkiye büyümenin tehdit edici oranda yavaşlamasına rağmen enflasyonun yüksek kalmaya devam ettiği tatsız bir sürece girebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019