Genel görünüm iç karartıyor!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]


Türkiye ekonomisine ilişkin genel görünüm belirsizlik ve kırılganlığın arttığına işaret ediyor. Fakat iyimserliğe aşırıya kaçan oranda bağımlı hale gelen finansal piyasalar ile eleştiriye tahammülü olmayan siyasi irade bu gerçeği göremiyor. Evdeki hesaplar çarşıya uymayınca yanıldıklarını da kabul edemiyor, yanlışta ısrar ettikçe hareket yeteneklerini daraltıyorlar. Ekonominin tedbirli olma tercihi nedeniyle durgunlaştığını ve gaza basılınca herşey düzelmese bile günü kurtarabileceklerini sanıyor, sürdürülebilir olmayan küresel eğilimler yanı sıra siyasi tercihlerdeki maceracılığın büyüyen yan tesirlerini görmek istemiyorlar.

Bu senenin ilk çeyrek dönemine ilişkin sınai üretim ve dış ticaret verileri durgunluğun derinleştiğine işaret ediyor. Bu durumdan kurtulmak adına iç talebi uyarmak ve cari açığın yeniden yükselmesine çaresizce yeşil ışık yakıyorlar. Bu tercihin kredi notuna ilişkin beklentileri olumsuzlaştıracağı ortada iken finansal piyasalar tam tersini fiyatlayarak günü kurtarmaya çalışıyor, yapay yönlendirmenin birikmiş sorunlar ve riskler üzerindeki etkisini tümüyle ihmal ediyor. Ya dış destek kesilir veya yetersiz kalırsa ne oluruz diye hiç düşünmüyor, tüm ülkeyi bataklığa çekiyorlar. Daha çok sermaye çekmek ve görüntüyü kurtarmak için birilerine yaranmak adına komşularla ilişkiyi bozmaktan çekinmiyorlar.

Küresel ölçekteki parasal genişleme bir yandan rekabet koşullarını olumsuzlaştırıyor ve kredi kalitesini kademeli olarak çökertiyor, diğer yandan sermaye hareketlerinden yararlananlar ile çoğunluğu oluşturan çoğunluk arasında içinden çıkılması imkansız bir çıkar çatışması yaratıyor. Bu eğilimlerin serbest piyasa anlayışını batıracağı ve ülkeyi demokrasi çizgisinden hızla uzaklaştıracağı görmezden geliniyor. Bu yetmeyecekmiş gibi bir de Ortadoğu'ya demokrasi götürmeye kalkıyorlar. Belli ki Kuzey Afrika ve Ortadoğu'nun neden karıştığını hiç anlamamışlar veya herkesin bu sahtekarlığı yiyeceğini sanıyorlar. Bu aşamada sormak gerekiyor. Suriye politikasının büyümeye, sorunlu kredi hacmine bütçe gelir ve harcamalarına etkisi ne olmuştur? Bu konuda Rusya ve ABD'nin muhalifler ile Esat yönetimini Cenevre'de buluşturarak uzlaştırma girişiminin Türkiye açısından gelecekteki maliyetleri ne olacaktır? Tercihler böyle olmasa idi Reyhanlı'daki ve benzeri gelişmeler yaşanır mıydı?..

Belli ki ne Suriye ve Ortadoğu, ne de ekonomi konusunda evde yapılan hesaplar çarşıya uymuyor ve uydurmakta pek mümkün olamayacak gibi görünüyor. Durum böyle olunca farklı kesimlere verilen ekonomik veya siyasi sözlerin de yerine getirilmesi çok zorlaşacak ve güvensizlik kademeli olarak büyüyecek gibi görünüyor. Bu koşullarda hem ekonominin durgunluktan çıkması hem de Türk Lirası'nda ciddi bir değer kaybı olmadan faizlerin mevcut düşük düzeyini koruması nasıl mümkün olacak kimse bilmiyor? Büyük risk taşıyanların bu saatten sonra geri dönüş şansı pek bulunmuyor, fakat büyük çoğunluğun güvensizliğe bağlı tepkiselliğini kontrol altında tutmak ve beklentileri yönlendirmeye devam etmenin de pek mümkün olamayacağı bir süreç bizi bekliyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar