Genel bir laflama
Ekonomide köşe yazısı yazanları izliyorsunuz. Dikkat ettiyseniz bazen bunların dilleri çözülür. Sular seller gibi yazılar yazarlar. Bazen de temponun düştüğüne, soluğun kesildiğine tanık olursunuz. Yazılar sade suya tirit kıvamında olur, pertavsızla arasanız yeni bir şey bulamazsınız.
Ekonomi üzerine yazanlar açısından yazılarda bu tür bir farklılaşmaları önemli ölçüde bilgi-veri akışı tarafından belirlenir. Buna hiç kulak asmayan, yetkinliğini her koşulda sergileyen ustalar da var tabii. Ama çoğumuz yeni ve taze bilgi akışının kuruması halinde ne yapacağımızı şaşırırız.
* * *
Benim gibi daha çok ekonomiyi izleme ekseninde yazanlara yeni ve taze bilgi birkaç kaynaktan geliyor. Yeni açıklanan istatistik veriler bu tür kaynakların en önemlisi. Hem ekonominin nabzı tutuluyor hem okuyucuya yeni bilgi aktarılıyor hem de bu bilgiyi yorumla zenginleştirmek de mümkün oluyor. Kaldı ki, yeni veri yeni yazı konusu anlamına da geliyor.
Açıklanan raporlar vb de iyi bir bilgi kaynağı. Ama bunlardan yazı üretmek kolay değil. İşin özünü yakalamak, cevheri bulup çıkartmak için bir tür madencilik gerekiyor. Bu işin ustaları var. En hacimli ve karmaşık raporlardan kısa ve dolgun köşe yazıları kotarmayı beceriyorlar.
Önemli makamların ya da STK'ların yaptıkları toplantılarda da yeni bilgi üretildiği oluyor. Yeni sonlandırılmış bir çalışmanın ya da araştırmanın bulgularını açıklayan toplantılar bu kategorinin en iyisi. Bu tür bir kaynaktan birkaç yazılık malzeme çıkartmak mümkün oluyor. Ama bu işin delisi olmak da riskli. Yeni bilgi üretmektense eski bir düşünce ikliminin sözcülüğü mahiyetinde yapılan toplantıların sayısı hiç de az değil. Bunun tuzağına düşmek üzücü oluyor.
Mühim insanların yaptığı açıklamalar, konuşmalar, söyleşiler, verdiği yazılı sözlü beyanatlar var. Bunların yeni niyetlerin, yeni yönelimlerin ilk işaretlerini taşıdıkları oluyor. Bu türünü ıskalamamak gerekiyor. Çünkü laf arasında ifade edilen niyetlerden flaş haber ve yazı üretmek mümkün. Öte yandan, bu tür bilgi akışının çoğu zaman bilinenin yeni bir dille tekrar etmenin ötesine geçmediği biliniyor. Bunun da tuzağına düşmemeniz bekleniyor. Bu ikiliyi bir birinden ayırabilmek için konuyu yakından izliyor, neyin söylenmek istendiğini biliyor olmak lazım. Bazen dedikodu tadı verse de bu tür işlerden çok önemli köşe yazıları üretenler de oluyor.
* * *
Bazen yeni ve taze bilgi akışı yavaşlıyor. Sanki tüm kaynaklar kuruyor. Yeni bilgi gelmiyor. Ekonomi hakkında yazmak durumunda olan köşe yazarının işi sarpa sarıyor. Kimsenin durup, bekleyelim diyecek hali yok. Yazı sürecinin devam ettirilmesi, o günkü yazının yazılması gerekiyor.
Bu durumda devreye sokulan birkaç yöntem var. İyi alkış almış bazı eski yazıları yeni bir dille tekrarlamak bu yöntemlerden birisi. Eskimiş ama her zaman ilgi gördüğü düşünülen bazı konuları bir kez daha silkelemek de eski ustaların tavsiyeleri arasında yer alıyor. Bilgi akışındaki tıkanıklığın bazen genel, renksiz, kokusuz yazılarla, bir tür laflamayla aşılmaya çalışıldığı da oluyor.
Bir de benim gibi akademi kökenli olanlar var. Sanırım bunların işi daha kolay. Taze bilgi akışı aksayınca ders kıvamında yazılar yazarak süreci geçirmeye çalışıyorlar.
* * *
Bütün bunları niye yazdığımı merak ediyorsunuz değil mi? Çok basit. Yazıda da işaret ettiğim yöntemlerden birisini kullanıyorum. Genel, renksiz, kokusuz bir yazıyla günü atlatmaya çalışıyorum.
Aslında bilgi akışında önemli bir yavaşlama olmadı. Tersine bu hafta o açıdan verimli bile sayılır. Toplantı, beyanat vb cinsinden bol malzeme çıktı ortaya. Örneğin, merakla beklenen Fed toplantısı yapıldı. Önemli bir hareket olmadı. Bunun hakkında yazsam lafı geveleyecektim doğrusu. Bizim Merkez Bankamız da yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı. Görebildiğim kadarıyla burada da yeni ve acil bir durum yok. Sorunlu kredilerde artış olduğuna dair bir açıklama yapıldı. Açıklamanın kendisi gereken tüm malzemeyi içerdiği için bize fazla yazacak bir şey bırakmamış diye düşündüm. Bir de tabii medya baskını halinde gündem taşınan bir altın seferberliği durumu var. Bu ani atağın altındaki niyetleri tam anlamıyla çözemediğim şimdilik bir kenara koymak daha uygun diye düşündüm.
Uzun lafın kısası, gündem doluydu ama bana biraz içi boşmuş gibi göründü. Ahkam kesmektense genel laflamayı seçmemin nedeni bu.