Gençliğin dinamizmini üretime katmak

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Bugün 19 Mayıs, Mustafa Kemal’in gençliğimize armağan ettiği bayram günü. Cumhuriyetimizin kuruluş döneminde gençliğe büyük önem veriliyordu. Cumhuriyet’in 10. yılında “Her yaştan 10 milyon genç yaratmakla” övünülüyordu. Siyasilerimiz bugün de genç nüfusumuzla övünüyorlar. Ama gençliğimizin bir çok sorunu var. Bu bayram gününde bu sorunları hatırlayarak, çözümü için düşünceler ortaya koymalıyız. Gençliğin dinamizmini üretime katmak için buna ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız.

Türkiye 14-25 yaştaki 12 milyon 782 binlik nüfusu, 77 milyonluk toplam nüfusumuzun yüzde 16.5’ni genç nüfusumuz oluşturuyor. Ülkemiz bu genç nüfus yapısıyla Avrupa’nın en genç nüfus yapısına sahip olan ülkesi. Bu olumlu ve önemli bir özellik. Ama buna karşın Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 11.2 iken, genç nüfusta işsizlik yüzde 20 ile yaklaşık 2.5 milyon seviyesine ulaşmış durumda.

Bunun temel nedeni eğitim yapımızın “üretim için insan yetiştirmeye dönük olmamasından” kaynaklanıyor. Düz lise mezunları bir çok konuda bilgi sahibi olmalarına, bir çok şeyi ezbere bilmelerine karşın, iş ararlarken, becerisi olan özelliklere sahip olduklarını  söyleyemiyor, “Ne iş olsa yaparım” demekle yetiniyorlar. Üniversite mezunlarının çoğu da  iş yerlerinde, 3-5 aylık yeni beceri kurslarına tabi tutularak işe başlatılıyorlar. 

Bu nedenle eğitim yapımızı ülkemiz iş dünyasının, üreticilerinin ihtiyacı olan gençliği yetiştirmeye uygun hale getirmeliyiz. Eğitimde düz lisede okuyanlar yüzde 64, mesleki liselerde okuyanlar yüzde 36. Ancak, bu teknik lise mezunları da üretim alanlarına uygun kalifiye eleman yetiştirme konusunda istenilen özelliklere sahip değil. Pratik yapamadan mezun olabiliyorlar. Bu yüksek genç işsizlik oranının sebeplerinin altında bu eğitim yapısı yer alıyor. Ve genç nüfusumuzun dinamizmi üretime yeterince katılamıyor.

Genç nüfusumuz üretim gücümüz açısından çok önemli bir potansiyel olmasına karşın, bu sağlanamıyor. Bunun sonucunda genç nüfus, ülkemiz üretimine, büyümesine, refahına olumlu katkı yapamadığı gibi sorunlara ve olumsuzluklara neden oluyor. Bu nedenle bu olumsuzluk yaratan durumu ortadan kaldırmak için genç nüfusun eğitimini “üretime dönük olarak” yeniden ele almamız gerekiyor. Bu açıdan Almanya ve Kore gibi ülkeler başta olmak üzere birçok ülkedeki eğitim yapısını örnek alabiliriz.

OECD ülkelerinde genç işsizlik oranı yüzde 17.1 iken, genç nüfusunu üretim alanlarının istediği beceriye göre yetiştiren ülkelerden Avusturya’da yüzde 8.6, Kore’de yüzde 9.5, Almanya’da yüzde 7.9 oranlarında. Türkiye yüzde 20’lik genç nüfus işsizliğiyle OECD ülkeleri arasında 22. sırada yer alırken, Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi ülkelerden daha düşük genç işsiz nüfus oranına sahip. Ancak, ülkemiz genç işsizliği Kore ve Almanya’nın genç işsizliğinin iki katından yüksek oranda.

Nüfusunun yüzde 16.5’ni oluşturan 14-25 yaş aralığındaki genç nüfusumuzu ülkemiz üretim alanlarının istediği beceriye sahip bireyler olarak yetiştirip, genç nüfus dinamizmini üretime katabildiğimiz oranda ülkemiz büyüme oranlarını yukarı çekebiliriz. Böylece, ülkemizi Orta Gelir Tuzağından kurtarıp, halkımızın refah seviyesini artırma, dünyada rekabet gücümüzü geliştirme şansını elde edebiliriz.

Gençliğimizin 19 Mayıs bayramlarını kutlarken, gençliğin sorunlarına ve eğitimlerine daha fazla eğilmemizin gerektiğini unutmamalıyız. Gençliğin dinamizmini üretime katabilmek insanımızın refahını artıracaktır...
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar