Gençleri tarımın geleceğine ortak edin
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından Haymana Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde yapılan Hasat Festivaline Gambiya, Pakistan, Tayvan Büyükelçileri katıldı. Türkiye’nin ilk Ziraat Fakültesi olan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Türk tarımına önemli katkılar sunan pek çok bilim insanının yetiştiği yer. Üniversitelerin sadece bilgi değil görgü, vizyon, heves ürettiği yıllarda, gençlerin enerjisini bilimle aydınlatan yegane üniversitelerden.
Türk tarımı için heyecanlandıran gelişmeler
Gelenek devam ediyor, dünyanın en önemli tarım şirketleri için bilim üretmeye devam eden Molen biyoteknoloji laboratuvarı, farklı alanlarda tüm dünya ile entegre teknoloji geliştiren bölümler, Türk tarımı için heyecanlandıran gelişmelere ev sahipliği yapıyorlar. El Nino, Çöl kurakları, İklim değişikliği derken memleketin havası oldukça değişken. Bir hafta öncesinde yağmurların tarıma etkilerini konuşurken bu hafta kuraklık kaynaklı kayıplar gündemi parselledi. Nisan ayında fiyatı 5.4 Euro olan zeytin 7.5 Euro’ya yükseldi. İspanya, İtalya zeytin pazar liderliklerini kaybetmemek için zeytin ihracatlarını artırdılar.
Türkiye’nin zeytin ihracatı son altı ayda yüzde 26 arttı. İç pazarda fiyatı regüle etmek için, dökme ve varilli zeytinyağı ihracatında kilogram başına 20 cent karşılığı Türk lirası Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kesintisi uygulanmaya başlandı. Sofralık zeytin üreticileri ihracata yasak gelmezse zeytin fiyatlarında aşırı yükselme olacağına dikkat çekiyor.
Rusya'nın Tahıl Koridoru kararı buğday fiyatlarını yükseltti
Eş zamanlı, Karadeniz Tahıl Koridorundan Rusya’nın çekilmesiyle buğday fiyatları yükselişe geçti. Türkiye’de makarnalık buğdayın ihracatı hız kazanınca iç pazarda buğdayın fiyatı kısmen de olsa yükseldi.
Tüm bunlar istatistiğin bile başını döndürecek hızda gerçekleşirken analistler de ekonomistler de olanı biteni anlayamadan serbest pazarda açlık termostatı çalıştırıldı. ABD’nin BM temsilcisinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki “Rusya Karadeniz’i şantaj olarak kullanıyor, insanlığı rehin tutuyor” konuşması tartışmaya açık.
Makro ekonomist Mikhail Khazin “tahıl antlaşması ticaridir insani değil, yoksul ülkelere yapılan teslimat üzerinde “önemli” bir etkisi yoktur” diyerek gıda savaşlarının etik yönüne dikkat çekti. Stoklarda 580 milyon ton buğday var, adil paylaşmak isteyene kapılar ardına kadar açık. Öleceğiz naralarının arkasına sığınanlar korku saldıkları semada, Rusya’nın ekmeğine yağ sürüyorlar farkında değiller.
Afrika ülkelerinin liderlerinden, “Rusya buğday vermezse ölürüz” türünden açıklamalar gelince Rusya; “Afrikalı dostlara gerekli teminatı vereceğiz” türünden açıklamalarıyla tahılı silah değil şifa olarak kullanacağının sinyalini verdi. Tarafların suçlamaları devam ediyor.
Ukrayna tahılının çalındığı, Rusya’nın kaçak gübre ihracatı yaptığı, Rusya’nın Ukrayna’sız bir plan üzerinde yandaş toplamaya çalıştığı gibi pek çok diplomatik gıybet hafta boyu gündemden düşmedi. Velhasıl olan bitenden anladığımız; “tarımda kendi kendine yetebilmek” artık yeterli değil. Rusya antroposen tarım devriminin baş aktörü olmaya aday.
Çin, Hindistan ve yoksul ülkeleri tarafına çekip; artan “güneşlenme süreleri” avantajı ile dünyanın ana gıda tedarikçisi olacağının altını çiziyor. Bize düşen fındık fıstık fiyatına takılmadan yarını, yarınları planlamak. Zira yeni tarım coğrafyalarının fırsatları ışık saçıyor. Gençleri köylere değil tarım bilimi üreten üniversitelere yollayalım ki, onları geleceğe ortak edelim.