Gençler otorite ile çatışma değil, uzlaşma arayışında
Türkiye’de 18-30 yaş arası gençler 16.5 milyonluk bir nüfusu temsil ediyor. Bu nüfusun yüzde 43’ünü öğrenciler oluşturuyor. Gençlerin yüzde 11.8’i yani tam 2 milyonluk nüfus, işsiz; yüzde 5.6’sı iş aramıyor; yüzde 5.6’sı ise kendini “ev kızı” olarak tanımlıyor.
Türkiye’de çalışmayan, eğitim ve öğrenim görmeyen genç oranı da oldukça yüksek. 18-30 yaş arası gençlerin yüzde 26’sı bu kategoriye giriyor. Ama bu karamsar istihdam tablosuna rağmen gençler gelecekten umutlular.
Bu veriler British Council’ın tüm dünyada yürüttüğü Next Generation araştırma serisinin Türkiye raporuna ait.
Next Generation Türkiye’deki 18- 30 yaş arası gençlerin ihtiyaçlarını, potansiyellerini ve isteklerini incelemek üzere veri toplayan bir araştırma programı. British Council’in farklı ülkelerde yürüttüğü geniş bir programın parçası olan bu çalışma, gençleri destekleyen koşulları analiz etmeyi ve onları başarılı, üretken, aktif vatandaşlar olarak potansiyellerini değerlendirmeyi hedefliyor.
British Council liderliğinde ve araştırma ortakları Yaşama Dair Vakıf (YADA) ve Gelecek Daha Net (GDN) Gençlik Platformu’nun işbirliğiyle gerçekleştirilen Next Generation: Türkiye’deki Gençleri Sesi Raporu’nun sonuçları geçtiğimiz gün açıklandı. Araştırma, 1 Mart-10 Nisan 2017 tarihleri arasında, 12 şehirde, yaşları 18 ve 30 arasında değişen 2 bin 524 kişinin oluşturduğu bir grupla gerçekleştirilmiş.
Araştırmaya göre, Türkiye’deki gençlerin algıları ve deneyimleri iki yönlü: Bir yandan eğitim, siyaset, aile, kimlik gibi, sabit, sağlam, geleneksel ve kapalı yapılara çeşitli düzeylerde bağlılar ve bu yapılardan aldıkları destekle kendilerini özdeşleştiriyorlar. Diğer yandan ise, bağımsız ve kendi kendilerine yeten bireyler olmak istiyor, toplumdaki çeşitliliği kabul ediyor ve kendilerinden önceki nesillere göre daha fazla esneklik gösteriyorlar. Bu süreçte, bireysel benlikleri ve bağımsızlıkları ile içinde yaşadıkları topluluklara, aile, eğitim ve evlilik gibi sabit kurumlara duydukları bağlılık arasında sürekli olarak denge kurmaya çalışıyorlar. Bu iki kuvvet arasında çatışmaya girmeden, orta yol bulmaya çalışıyorlar. Araştırmanın en düşündürücü sonuçlarına bakacak olursak;
Çalışmıyorlar, okumuyorlar ama gelecekten umutlular
- Gençlerin yüzde 26’sı ne çalışıyor, ne de eğitim görüyor. Bu oran genç erkeklerde yüzde 17 iken, genç kadınlarda ise yüzde 36’ya yükseliyor. Fakat bu durumda rağmen, Türkiye’deki gençler gelecekleri konusunda iyimser. Araştırmaya katılanların çoğunluğu yaşam şartlarının gelecekte daha iyi olacağını düşünüyor.
- Aile ile olan ilişkileri Türkiye’deki gençlerin hayatında merkezi bir yer teşkil ediyor. Bu, bağımsız yetişkinliğe geçişi zorlaştırıyor. Çalışan bekar gençlerin yüzde 73’ü aileleri ile birlikte yaşıyor.
- Gençler için Türkiye, sorunlarına rağmen hala sevdikleri ve saygı duydukları bir yuva.
Siyaset konuşmuyorlar
- Gençler ilişkilerinde ilk seçenek olarak en az direnç içeren yolu, yani çatışmaya girmekten kaçınmayı tercih ediyor. Sosyal etkileşimlerinde bilinçli bir şekilde siyasetten konuşmamayı tercih ediyorlar. Bunun sonucu olarak, gençlerin resmi siyaset sürecine katılım oranları da oldukça düşük. Siyasi partilere üye olan gençlerin oranı sadece yüzde 4.8.
- Gençlerin gelecek planlarının önündeki en büyük engel karar alma süreçlerinde yer almamaları. Otoriteye razı değiller ama uyum içindeler
- Gençler kendilerine bir varolma stratejisi belirlemişler: Otoriteye razı değiller, ama otoriteye karşı gelmeden, uyum içinde yaşamayı tercih ediyorlar. X Gençler eğitime değer veriyor; fakat mevcut eğitim sisteminden memnun değiller. Gençlerin yarısı iyi bir eğitim almak için Batı ülkelerine gitmeleri gerektiğini düşünüyor.
- Sosyalleşme kavramı yeniden tanımlanıyor: Gençler, sosyal medyada aktif olmayı sosyalleşme olarak tanımlıyor. Gençlerin yarısı WhatsApp ve diğer sosyal medya iletişim araçlarına günde iki saatten fazla vakit ayırıyor. Instagram yüzde 29 ile gençlerin en çok kullandıkları üç sosyal medya kanalının başında gelirken, bunu yüzde 27 ile WhatsApp, yüzde 26 ile Facebook izliyor.
- Gençlerin yüzde 70’i müzik aleti çalma, çizim ya da resim yapma gibi sanatsal aktivitelere zaman ayırmıyor; yarısı ise spor ya da herhangi bir egzersiz yapmıyor.
- Gençlerin yarısından fazlası iş piyasasındaki deneyimlerine dayanarak, hayatta başarı elde etmek için “tanıdıkları” olmasının okul başarısından daha önemli olduğunu düşünüyor.
- Gençler evliliği hem bağımsızlık hem de güvenlik için anahtar olarak görüyor. Birçoğu için evlilik, hayallerinin peşinden gitmek ve yaşamlarını kendi tercihlerine göre sürdürmek için bir çıkış yolu.
- Gençlerin sosyal çevrelerinde farklı etnik, dini ve siyasi kimliklere sahip insanlardan oluşan geniş bir çeşitlilik bulunuyor. Farklı toplumsal kesimlerden gelen yeni insanlarla tanışmayı istiyorlar. Önceki nesillere kıyasla farklılıklara karşı daha açık olsalar da, bugünkü gençlerin Türkiye’nin etnik ve kültürel çeşitliliğini tamamıyla kabul etme konusunda aşması gereken hala çok mesafe var.
Araştırmadan çıkan sonuçlar doğrultusunda geliştirilen 3 temel öneri
1- Eğitim kalitesinin iyileştirilmesi, eğitimin tüm biçimlerine kapsayıcı erişimin sağlanması ve gençlerin iş hayatına ve dış dünyaya hazırlanmalarına destek olunması. Çünkü; gençler, yükseköğrenim düzeyindeki eğitim kalitesinin düşük olduğu konusunda hemfikir ve hükümetten eğitim sistemine yönelik kalite güvencesi talep ediyorlar.
2- Gençlerin yaşadıkları toplumda bağımsız ve aktif vatandaşlar haline gelmeleri ve kendi geleceklerine daha fazla sahip çıkmaları için güçlenmeleri. Çünkü; gençlerin çoğu geleneksel yapılara yönelik zorunlu bağımlılıklarının, hayallerinin önünde bir engel teşkil ettiğini düşünüyor.
3- Tüm gençliğe hoşgörü ile bakan ve saygı duyan kapsayıcı bir toplumun desteklenmesi. Çünkü; gençleri en çok endişelendiren problemlerden biri bazı kimliklere yönelik uzaklık ve önyargı. Gençler çoğulculuğa yönelik ihtiyacın altını çiziyorlar.
"Yarının liderleri ve küresel vatandaşları olarak gençlere kulak vermek önemli!"
British Council Türkiye Direktörü Cherry Gough’un rapora yönelik yorumları şöyle: “British Council olarak gençlere bugün ve yarının liderleri, şekil verenleri ve küresel vatandaşları olarak kulak vermenin önemli olduğuna inanıyoruz. Eğitime son derece önem veren Türkiye’deki gençler, İngilizce dil yeterliliği, iyi iletişim becerileri ve çevrelerini geliştirme becerisi gibi 21. yüzyıl ihtiyaçlarının da farkındalar. Bununla birlikte Türkiye’de gençlerin uluslararası alanda etkileşim sağlamaya yönelik bir arzusu var ve ufuklarını genişletmek için kültürel ve eğitimsel anlamda bazı fırsatlara sahipler. Bu durum, Birleşik Krallık’taki gençlerin yüzde 50’den fazlasının hedefl erine ulaşmada uluslararası etkileşimi önemli gördüğünü ortaya koyan Next Generation İngiltere araştırmamızla da paralel. Bu araştırma ve ortaya koyduğu önerilerin, yaşadığımız ortak zorlukların hepsine çözüm üretmese de gençlerin hayallerini gerçekleştirmesine destek veren politikaların geliştirilmesi için ilgili aktörler arasında diyalog oluşturacağını umuyoruz.”