Genç girişimcinin Pabbler’ı ihracatta KOBİ’leri dünyaya açıyor
Pabbler’ın geliştirdiği ‘dijital bavul ticareti’ KOBİ’lere, yurtdışına açılma, ürün gönderme ve numune transferi gibi imkanlar sunuyor. Pabbler, Türkiye’den ABD, AB ve MENA ülkelerine 20 bine yakın ürün taşıyor.
Türkiye’de sanayi ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren 3 milyon 773 bin girişim KOBİ sınıfına giriyor. Bu sayı toplam girişimlerin yüzde 99.7’sine denk geliyor. KOBİ’lerin özellikle mikro girişimlerin en önemli sorunu ise yurtdışına açılamamak, ürün gönderememek, numune transferi yapamamak, dünyayla entegre olamamak.
Rakamlar da bunu gösteriyor. Türkiye’nin yaptığı ihracatın yüzde 42.5’ini KOBİ’ler sağlıyor. 2013 yılında bu oran yüzde 60’a yakındı. Giderek düşmesindeki ana nedenlerden biri de ürünlerin masraflı yolculuğu. Küçük bir ürün göndermeye kalksanız, deyim yerindeyse astarı yüzünden pahalıya mal oluyor.
Öyle olunca, pay da doğal olarak düşüyor. Geçtiğimiz günlerde bir iş adamı da “İtalya’ya numune gönderemiyoruz. Hem kargo ücretleri çok yüksek hem de gümrükte günlerce bekliyor” diye yakınmasına şahit olmuştum. İşte bu süreçte genç girişimcilerin cin fikirleri ortaya çıkıyor. Örneğin Ceren Süngü Kalpaklıoğlu’nun Pabbler adlı girişimi.
Geçmişte Arkas Holding, Louis Vuitton Moet Hennesy gibi marka ve şirketlerde pazarlama yöneticiliği yapan Pabbler’ın Kurucusu Ceren Süngü Kalpaklıoğlu’nun hikayesi Türkiye’de var olan geleneksel bir girişimin modern bir hali. 2019 yılında, ABD’nin bilişim merkezi San Francisco’da bir kadın girişimcilik etkinliğine katılmaya hak kazanarak ilk adımı atan Kalpaklıoğlu, burada dünyaca ünlü pazarlama uzmanı Guy Kawasaki ile tanışarak fikrini ilk onunla paylaşarak Pabbler’ı o günlerde şekillendirmeye başladı.
İhracatın lojistik ayağını kolaylaştırıyor
Kalpaklıoğlu’nun aklındaki fikir aslında yıllardır var olan bir uygulamadan doğuyordu: Bavul ticareti. Alışıldığı üzere Rusya ve Türkiye arasında değil, Türkiye’den ABD, Avrupa Birliği, MENA ülkeleri gibi geniş bir coğrafyaya 20 bine yakın ürün taşıyan dijital bir bavul ticareti.
Kalpaklıoğlu’nun Pabbler’ını kendisinden dinleyelim: “Biz bireysel insanların ürünlerini götürmüyoruz. e-ticaret sitelerinin ya da bir tüzel kişiliğin ürünlerini gönderiyoruz. Örneğin KOBİ Türkiye’de ürün üretiyor ve ürünü diyelim Almanya’ya gönderecek ama gönderim çok zor. Normal bir lojistik firma gönderdiğinde evrak çalışması gerekiyor, belli bir adet göndermesi gerekiyor. Oldukça karışık bir süreç. Oysa bizimle göndermesi çok kolay.
Biz, Pabbler ile ihracatın lojistik ayağını çok kolaylaştıran bir firmayız. Bireysel hiçbir siparişi de almıyoruz. Örneğin ABD’de telefon aldınız, bunu Pabbler aracılığıyla getiremezsiniz. Biz KOBİ’lerle görüşüyoruz ve ‘Yurtdışına ürün göndermek istiyorsun, gel bizim platformumuzda, yolcu beraberi taşıma hizmet al’ diyoruz. Bir sözleşme yapıyoruz. Göndereceğin ürün orijinal mi?
Ürünün içerisine herhangi bir yasaklı madde koymayacaksın, ürünlerde herhangi bir yasadışı malzeme olmayacak’ gibi taahhütleri çalıştığımız tüzel kişilikten alıyoruz. Böylelikle güvenlik altına almış oluyoruz.”
20 binden fazla yolcunun valizine girdi
Kalpaklıoğlu, e-ticaret sitelerine ve KOBİ’lere kendilerinin ulaştıklarını söylüyor. İletimi bir link kanalıyla başlattıklarını söyleyen Kalpaklıoğlu, “Bu linkte, vergi kimlik numaraları, vergi daireleri vs. tüzel kişilik formunu dolduruyorlar. Daha sonra ise bu bilgilerin doğruluğu kontrol ediliyor.
Güvenilir olup olmadığını kontrol ettikten sonra kendilerine bir şifre ve platformumuzu kullanmaları için link gönderiyoruz ve şifre ile platformumuza girerek hangi ülkeye, hangi ürünü, fiyatı ve ne kadar ürün göndermek istedikleri bilgileri girerek sistemimize siparişi tanımlıyorlar.
“E-ticaret kısmında sipariş alma kısmı bitince de yolcu tarafına geçiyoruz. Biz yolcu tarafı için bir web sitesi ya da bir mobil uygulama üzerinden ilerliyoruz. Başta kurumsal firmalarla başladık, sonra referansla ‘arkadaşını getir’ kampanyası yaptık. Şu anda 20 binden fazla yolcu bizimle çalışıyor, bizimle kazanıyor” diye konuşuyor.
Kalpaklıoğlu’nun fikri bana dünyaca ünlü restoran zinciri İtalyan Eataly’yi kuran girişimci Oscar Farinetti’yi hatırlattı. Yıllar önce Mısır Çarşısı’nı gezerken Eataly fikrini geliştirmişti Farinetti. Yüzyıllardır bizde olan bir fikri ticarete dökememiştik aslında. Ancak Kalpaklıoğlu aslında 'Bavul Ticareti’ni fark etmişti ve onu modern bir hale getirmeyi başarmıştı.