Geliştikçe yetersiz gördüğümüz alan Ar-Ge ve patent

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

Ülkemizde son yıllarda verilen desteklerin artırılması ile Ar-Ge merkezleri 83'e yükseldi. Ancak, yasal altyapıdaki eksiklik ne koruma ne de denetim açısından istenen koruyucu-geliştirici ortamı yaratmadığı için geliştikçe yetersizliğimizi daha çok görmeye, hissetmeye başladık. Dünya liginde Ar-Ge çalışmalarında ve patent sıralamalarında ismimizin okunmadığına tanık olduk. O nedenle bir yandan destekleri artırırken bir yandan da yasal olarak denetim ve koruma alanını geliştirmeliyiz.          
Türkiye'de yakın geçmişte Ar-Ge konusunda gelişmeleri destek için önemli adımlar atıldı. Hem büyük firmaların kurumsal yapıları içersinde 50 Ar-Ge görevlisi çalıştırmalarına önemli destekler verildi, hem de KOBİ'lerin Ar-Ge çalışmalarına proje bazlı destekler geliştirildi.
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yarımkaradeniz'in verdiği bilgiler, bu alanda gelişmeler kaydedildikçe, eksiklerin ve yetersizliklerin daha çok ortaya çıktığını gösteriyor. Türkiye'de 50 ve üzeri Ar-Ge elamanı mühendis çalıştıran Ar-Ge merkezlerinin sayısı 83'e yükselmiş, ancak bunlardan 27'sinden bugüne kadar hiçbir patent başvurusu yapılmamış. 21'inde ise bir başvuru söz konusu. 2011 yılında Dünya Fikri Mülkiyet örgütü WIPO'ya  181 bin 900 patent başvurusu yapılırken, Türkiye bunun içersinde 541 patent başvurusu ile gelişmiş ülkelerin çok gerisinde 15. Sırada yer alıyor. En fazla müracaat eden üniversiteler listesinde tek Türk üniversitesi bulunmuyor. 100 en çok müracaat yapan kuruluş listesinin eşiğinde 100. sırada yer alan 161 patentli Alman Bayer'in ardında, liste dışında ise 131 patent başvurusu ile Arçelik yer alıyor.
Dünya ticaretinde yüzde 1 paya sahip olan Türkiye, WIPO'ya patent başvurusunda bu orana ulaşsaydı 2011 yılında 1819 patent başvurusu yapması gerekirdi. Oysa, son yılki başvuru sayısı 541 ile bunun üçte birinden az ve sadece yüzde 29'u seviyesinde. Ve ancak bindelerle ölçülecek konumda…
Yamankaradeniz, bu olumsuzluk üzerinde dururken son yıllarda Ar-Ge desteklerinde önemli artış olmasına karşın yeterli sonuç alınamamasının yasal düzenleme eksikliğinden kaynaklandığını, üç yıldır patentlerin korunmasına ilişkin kararın beklendiğini, şu andaki yasal düzenlemenin üniversitelerin patent başvurusuna imkan vermediğini, torba yasa içersinde Meclis'te kadük olan yasanın en kritik maddelerinin yeniden ele alınıp hayata geçirilmesinin gerekliliğini belirtiyor. Yasal düzenleme ve patent başvurularının korunması ile hızlı bir gelişme dönemine girilebileceğinin altını çiziyor.
Ne zaman "Akıl işi yaratıcılık" konularıyla ilgili haberlerle karşılaşsam, iki usta edebiyatçının yazdıklarını ve usta tanımını hatırlarım. Edebiyatçılardan biri Sait Faik'tir. "Gün ola harman ola" öyküsünde boyacı sandığı üzerine sedef kakma tablolar işleyen Mercan Usta'yı hayranlıkla anlatır. Diğeri Aziz Nesin, bir kamış çubuk düdük üzerinde en iyi sesi vermek için 6. deliğin en uygun yerini arayan Mateh Usta'ya bir piyes boyunca  bıkmadan arattırır. Hayatta ve çevremizde böyle birçok usta vardır. Bunlardan birisi Gaziantepli Mennan Usta'dır ki, son yıllardaki sohbetlerimizde, sürekli kendisine destek değil, köstek olunmasının yakınmalarını dinleriz…
Bizde usta tanımı da ilginçtir, "Usta dediğin çıraklarına, kalfalarına gün boyu bütün bildiklerini anlatan, ertesi günün sabahında geldiğin de anlatacak yeni şeyleri olan insandır" denir.
O nedenle ülkemiz insanlarının yaratıcıklarının güçlü olduğunu bilip, onların bu yaratıcılıklarını ürüne dönüştürmesini sağlamak için önünü açacak, doğru düzenlemeli ve gerekli destekli Ar-Ge tarlalarına sahip olmasını sağlayabilmeliyiz. O zaman hiç değilse dünya ticaretinde olduğu gibi Dünya Ar-Ge sıralamasında da yüzde 1 oranına ulaşır ya da aşarız. Bizim üniversitelerimiz ve firmalarımız da patent çalışmalarıyla dünya sıralamasında ilk 50 ilk 100 içersinde yerlerini alırlar. Bu da bizim dünya pazarına rekabet gücü yüksek katma değerli ürünler sunmamızı beraberinde getirir…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar