Gelişmiş ekonomiler muz cumhuriyetine dönüşünce...

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

 

 

Gerek finansal piyasalar, gerekse ekonomideki eğilimler açısından merkez bankalarının günü kurtarmak adına parasal genişlemeye iyice bağımlı hale gelmiş olması tuhaf bir görüntü oluşturuyor. Küreselleşme öncesinde benzeri bağımlılık hastalığına yakalanmış ekonomiler muz cumhuriyeti sayılıyordu, çok büyük felaketler yaşamak zorunda kalacakları çok iyi biliniyordu. Bugün ise Merkez Bankası'nın para politikasını gevşeteceği, karşılıksız para basarak piyasaları manipüle etmek zorunda olduğu yönündeki beklentiler speküle edilerek sorunların ağırlaşması pahasına gün kurtarılıyor... Sistemi oluşturan kurumsal yapı bindiği dalı daha hızlı kesmek için birbiri ile yarışıyor. İstikrar adına olmaz ise olmaz nitelikteki ülkeleri tüketerek yozlaşıyor... Riskten kaçınma eğiliminin güçlenmemesi ve gerçeklerin açığa çıkmasının geciktirilmesi için başka bir yol bulunamıyor. Belli ki küreselleşme denilen kuralsızlık yaygınlaştıkça, farkında olmadan çok büyük bir değişim yaşamışız ve bundan sonra yaşanacak olumsuzluklara onay vermişiz!..
Geçtiğimiz hafta içinde açıklanan Federal Reserve'nin son açık piyasa işlem komitesi tutanaklarındaki ifadeler daha önceki söylem ve eylemleri tekzip eden nitelikte olduğu için piyasaları kısmen şaşırttı, fakat riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesini önleme konusunda kısmen etkili oldu. Üyeler üçüncü parasal genişleme konusunda en iyimserlerin umduğundan daha ötede bir kanaat sergilemişler... Şimdi geriye dönelim küresel kredi krizi sonrasında yaşanan ilk büyük parasal genişleme sonrasını yeniden izleyelim. Verilen likiditenin piyasada bırakılması için yapılanlar ikinci dalgayı oluşturdu, daha büyük miktarsal artıştan kaçınıldı; enflasyon veya beklentisinin tehlike sergilemesi durumunda böyle bir şey yapılamayacağı savunuldu, faizlerin önce 2013'e sonra 2014'e kadar yükseltilmeyeceği söylendi. Piyasaların daha fazla tahvil alım yönündeki baskısına geçit verilmedi. Bunları hatırlayınca sormak gerekiyor; ne oldu yoksa komite üyelerinin başına taş mı düştü, yoksa tutanakları kısmen farklılaştırarak yeni tür bir manipülasyon mu yapılıyor?

Malum küresel düzeydeki kuraklık nedeniyle bazı tarım ürünlerinin öncülüğünde emtia fiyatları yükseliyor, enflasyon baskısı artıyor. Bu ortamda yeni bir parasal genişleme beklenebilir mi? Beklenmesi için ya koşulların değişmesi veya bazı gizli kalmış önemli gerçeklerin bir şekilde açığa çıkması veya çıkacak olması gerekmez mi? Durumun bilinenden çok daha kötü olduğunun anlaşılmasını takiben yaşanabilecek olumsuzlukları kontrol altına almak için nasıl bir söylem ve eylem gündeme gelebilir?

Galiba parasal genişleme başta mali sektör olmak üzere sistemi oluşturan kurumların taşıdığı riski ve buna bağlı olarak kırılganlığı iyice artırdı. Kitle iletişim araçlarının hesapsızca kullanılmasına rağmen bu durumun ortaya çıkması engellenemedi. Küresel finans sistemi 2009 ilk yarısından daha kırılgan ve kısa vadeli likiditeye çok daha bağımlı hale geldi ise ne olacak? Enflasyon baskısı var denerek finansal yapının çöküşüne izin verilebilir mi?
Verilir ise veya verilmez ise neler yaşanır? Her iki durumda da küresel ekonomide ciddi daralmalar yaşanır; birinde enflasyon diğerinde deflasyon baskıları etkili olur... Özetle söylemek gerekir ise günü kurtarmak açısından merkez bankalarının yapabileceklerinde önemli bir eşiğe gelmiş durumdayız; bundan sonrası evvelinden çok daha farklı olacak.

Kısa vadeli faizleri düşük düzeyde tutmak yeni miktarsal genişleme yapılmıyor ve piyasaların kontrollü bir şekilde manipüle ediliyor, dalgalandırılıyor olmasına bağımlı idi. Miktarsal genişleme olur ise durum değişecek; sermaye piyasaları belki bu sayede mevcut değerini koruyacak, bilançolar yıpranmayacak, fakat enflasyon baskıları ya faizleri uçuracak ya da riskten kaçışı hızlandıracak. Bu durumda hem varlık değerlerinin gerilememesine, hem de aşırı düzeylere ulaşan kısa vadeli likidite ihtiyacı nedeniyle düşük faize bağımlı olan mali sektör nasıl etkilenecek? Duruma bu açıdan bakarsanız sermaye piyasalarındaki fiyatlamanın pek gerçekçi olmadığını net bir şekilde görebilirsiniz; illüzyon yaratmak artık geniş kitleleri de gerçekleri de değiştiremiyor... Altındaki yukarı hareket ise birilerinin bu yeni durumun farkında olduğunu düşündürüyor.

Ülkemizdeki etkili ve yetkili kesimler ABD ve AB kaynaklı parasal genişlemenin Türkiye için daha iyi olacağı kanaatini taşıyor. Şahsen durumun olumsuz yönde değişeceğini düşünüyorum. Zira enflasyon baskısının kontrolden çıkması ortaya çıkacak faydadan çok daha büyük sıkıntılar yaratarak gidişatın tümü ile kontrolden çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca başarı tanımını kısa vadede kitleleri yönlendirmek ve günü kurtarmak olarak tanımlayanların bu saatten sonra gerçekçi olamayacakları ve büyük hayal kırıklıkları yaşatabileceklerini de unutmamak gerekiyor. Dış satım ve iç talep daralması yönündeki eğilimlerin güçlenmesi gerek farklı sektörleri, gerekse Türkiye ekonomisini nasıl etkiler? Bu daralma en çok hangi sektörü etkiler bir düşünün. Muz cumhuriyetine dönüşen eskinin gelişmiş ekonomilerden, menfaat umarak onlara yaranmaya çalışmanın zamanı geçmedi mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar