Gelişmekte Olan Ülkelere Nur Yağıyor
Global piyasalardaki yükseliş devam ediyor. ABD Hazine'sinin hazırladığı banka kurtarma planı ile Mart'ın ilk haftasında başlayan, G20 toplantısında açıklanan mali paket ile desteklenen iyimserlik dalgası ekonomik verilerin ve şirket karlarının beklentilerden iyi gelmesiyle Mayıs ayında da güçlenerek devam ediyor.
ABD konut satışlarında ve perakende harcamalarındaki artışı ve Çin ve Hindistan sanayi üretiminde görülen canlanmayı küresel durgunluğun sonuna yaklaşıldığı olarak gören piyasalar Mart başında gördüğü dip noktalarına göre %30'un üzerinde yükseldi. ABD bankaları üzerinde yapılan stres testi sonuçlarının korkulduğu kadar kötü çıkmaması piyasalardaki yükselişi destekleyen bir diğer nedendi.
Beklentilerdeki iyileşmeye paralel gelişmekte olan ülke piyasalarına ilginin yeniden artmaya başladığını görüyoruz. Lehman'ın batmasıyla birlikte 2008'in son aylarında gelişmekte olan ülke piyasalarında büyük bir satış dalgası görülmüştü. Gelişmekte olan ülke hisse senedi fonlarından 2008 yılında 8 milyar dolarlık bir çıkış yaşanmış ve aktif büyüklüğü 67 milyar dolara gerilemişti.
Nisan ayında dünya ekonomisinin toparlanacağına olan inancın artmasıyla birlikte gelişmekte olan ülke piyasalarına ilginin yeniden artmaya başladığını görüyoruz. EPFR Global tarafından yapılan hesaplamalara göre ilk dört ayda gelişmekte olan ülkelere 6 milyar doların üzerine kaynak girişi gerçekleşti. Nisan 2008'den bu yana gelişmekte olan ülkelere bu denli yüksek bir giriş görülmemişti.
Gelişmekte olan borsalar gelişmiş piyasalara göre daha hızlı bir canlanma gösteriyor. Son iki ayda gelişmekte olan ülke piyasalarındaki yükseliş %37 gelişmiş ülke borsalarındaki yükseliş %30 düzeyinde gerçekleşti. Sene başına göre baktığımızda ise gelişmekte olan ülke borsaların getirisinin %17'ye ulaştığını, gelişmiş borsaların ise %3 kaybettirdiğini görüyoruz.
Son dönemde yaşanan yükselişe rağmen gelişmekte olan ülke piyasaları gelişmiş ülkelere göre pahallı durmuyorlar. Gelişmekte olan ülkeler 2009 tahmini karlarına göre 9.5x fiyat kazanç oranıyla işlem görüyorlar. Söz konusu oran gelişmiş ülkelerde 20 civarında olan fiyat kazanç oranlarına göre makul bir seviye.
Gelişmekte olan ülkelere ilginin yeniden artması Uluslar arası Para Fonunun yakında yayınladığı "Dünya Ekonomisinin Görünümü" raporuyla uyum içinde. Uluslar arası Para Fonuna göre Doğu Avrupa haricindeki gelişmekte olan ülkeler yaşanmakta olan krizden pazar payını artırarak çıkacak.
Uluslararası Para Fonu 2009 yılında gelişmiş ülkelerin %3,8 küçülmesine karşı gelişmekte olan ülkelerin %1,6 büyüyeceğini tahmin ediyor. Benzer şekilde 2010 yılında gelişmiş ülkelerin büyümesi 0 alınırken gelişmekte olan ülkelerin %4 büyümesi bekleniyor.
Uluslararası Para Fonuna göre Asya'daki gelişmekte olan ülkeler bu krizden güçlenerek çıkacaklar. Krize karşı hızlı önlem alan Çin ve Hindistan'ın 2009 yılında %6,5 ve %4,5, 2010 yılında %7,5 ve %5,6 oranlarında büyümesi bekleniyor.
Uluslararası Para Fonu Türkiye cephesinde 2009 yılında %5'lik bir küçülme ile karanlık bir tablo çiziyor. Dış ticaretimizin %60'ının yaptığımız Avrupa ekonomisindeki durgunluğun ağırlaşması ve sermaye girişinin tersine dönmesi Türkiye ile ilgili tahminleri aşağı çekiyor.
Buna rağmen Türkiye'ye karşı ilgide bir azalış yok. Son bir aylık süre içinde IMKB %25 getiri ile gelişmekte olan ülke ortalamasına göre (%14) çok daha yüksek bir getiri sağladı. Son dönemde hızlı yükseliş sonrasında Türk hisseleri gelişmekte olan ülke geneline göre değerleme anlamında cazibesini önemli ölçüde yitirdi.
Buna rağmen küresel risk iştahındaki artış ve IMF ile yeni bir stand-by anlaşmasının yakında imzalanacak olması Türkiye piyasalarına para girişinin sürmesini sağlıyor. Bu nedenle kısa vadede yükselişin süreceği beklentisiyle geçtiğimiz hafta öneri portföyümüzde betası yüksek senetlerin ağırlığını artırdık.