Gelişmekte olan ülkeler
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi’nin açıklamalarını takip ettik. Draghi’nin gerekirse Haziran ayında ek parasal gevşemeye yönelik adım atılabileceği ile ilgili açıklamaları ile birlikte faiz indirimine yönelik beklentilerin güçlendiğini gördük. Bu doğrultuda euro değer kaybetmeye devam etti. Hafta sonu Doğu Ukrayna’da yapılan ve Ukrayna, Avrupa Birliği (AB) ile ABD’nin yasal bulmadığı referandum sonrası Rusya’nın tavrı piyasalar açısından önemli olacak.
ABD hisse senetlerinde teknoloji hisseleri ön planda olmak üzere tepe formasyonu oluşup oluşmadığını izliyoruz. Nasdaq ve Biotech şirketleri gibi riskli kabul edilen endeks ve grupların daha kötü performans göstermesi oldukça önemli. Ayrıca Russell 2000 Endeksi’nin Kasım 2012’den beri ilk defa 200 günlük ortalamasının altına inmiş olması da son derece dikkat çekici. Buna benzer sinyallerin artması gelişmiş ülkelerdeki bir düzeltme hareketi ve volatilite artışının ön göstergesi halini alabilir.
Bir ayı aşkın süredir ifade ettiğimiz gibi küresel piyasa ortamı gelişmekte olan ülkeler lehine olmaya devam ediyor. Hisse senedi piyasalarına baktığımızda ise MSCI GOP Endeksi’nin ABD faizlerindeki geri çekilme ile nispeten daha olumlu performans göstermeyi sürdürüyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke döviz volatilitelerinin düşük seyretmeye devam etmesi ise bu görünüme destek oluyor. Fakat küresel döviz volatilitesinin 2007 yazından beri en düşük seviyeye gerilemiş olması burada çok fazla marj kalmadığını ve potansiyel bir volatilite artışına karşı tedbirli olunması gerektiğini gösteriyor. Böyle bir olası volatilite artışının diğer varlık sınıflarında da bir düzeltme hareketine sebep olabileceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda özellikle Yen’deki olası bir değer artışının önce döviz piyasalarındaki volatilite artışına bunun da diğer piyasalarda bir düzeltmeyi tetikleyebileceğini düşünüyoruz.