Gelişen piyasalarda 2017 bankacılık görünümü

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Selim ELHADEF

EY’nin Global Bankacılık Görünümü Araştırma sonuçları, gelişmekte olan piyasalarda bankacılık sektörünün finansal performans bakımından 2017 yılı için karışık bir görünüm sergileyeceğini ortaya koyuyor. Gelişmekte olan piyasalardaki bankacılık sektörü yöneticilerinin yüzde 62’si bankalarının finansal performansında önümüzdeki bir yıllık dönemde iyileşme görüleceğini öngörürken, buna karşın bu piyasalar genelinde (Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Afrika, Nijerya, Rusya, Türkiye, Brezilya, Meksika, Çin, Hindistan, Endonezya, Malezya) ortalama öz sermaye karlılık oranının yalnızca yüzde 0,2 seviyesinde artış kaydetmesi bekleniyor. Global ticarette büyümenin yavaşlaması, düşük faiz döneminin sonuna geliniyor olması ve gelişen piyasalara yönelik yabancı yatırımlarla ilgili belirsizlik; öz sermaye karlılıkları ile ilgili öngörüye yön veren en önemli faktörler arasında yer alıyor. Öte yandan bankacılık sektörü yöneticilerinin tüm iş kolları genelinde pozitif bir beklenti içerisinde olduğu görülüyor. Yöneticilerin yüzde 68’i bireysel bankacılık ve varlık yönetimi hizmetlerinde olumlu bir seyir öngörüyor. Bununla birlikte risk ve düzenlemelere ilişkin konular önümüzdeki dönemde de yöneticilerin gündeminde yer alacak. Yöneticilerin yüzde 69’u sermaye, likidite ve kaldıraç oranı gereksinimlerinin karşılanması ile birlikte varlık kalitesi ve kredi risklerinin iyileştirilmesini öncelikler arasında görüyor.

Gelişmekte olan piyasalarda bankacılık sektörü yöneticilerinin çoğunluğu önümüzdeki bir yıllık dönemde finansal performansın hafif bir şekilde yukarı yönlü hareket edeceğini öngörüyor. Gelişmekte olan piyasa bankaları gelirlerinin ortalama yüzde 2,3 artacağını ve maliyetlerin ise yalnızca yüzde 0,5 gerileyeceğini öngörüyor. Bununla birlikte özsermaye karlılık oranına ilişkin yüzde 0,2 artış beklentisinin ek sermaye optimizasyonları olmadan gerçekleşmesi düşük bir ihtimal olarak görülüyor. Araştırma sonuçlarına göre; bankacıların finansal performansa dair beklentileri ülkelere göre büyük farklılıklar gösterebiliyor. Örneğin; Türkiye’de yöneticilerin yüzde 60’ı finansal performansın güçleneceğini öngörürken, Hindistan’da bu oran yüzde 89’a ulaşıyor. Bununla birlikte Türkiye’de bankacılık sektörü yöneticilerinin yüzde 30’u finansal performansın aynı kalmasını beklerken, sadece yüzde 10’luk bir kısım kısmı bir kötüleşme bekliyor. Endonezya’da yöneticilerin yüzde 73, Güney Afrika’da ise yüzde 70’i finansal performansta iyileşme beklerken, Malezya’da bu oranın emtia fiyatlarındaki zayıf seyir, yabancı yatırımlardaki durağanlık, ülke para birimindeki değer kaybı ve enflasyonist baskılar dolayısıyla yüzde 40’a gerilediği görülüyor. Meksika’da bankacıların yalnızca yüzde 58’i finansal performansta iyileşme öngörürken, bu durumun global ticaret politikalarında korumacılığın ön plana çıkma olasılığından kaynaklandığı belirtiliyor.

Gelişmekte olan piyasalardaki bankacılık sektörü yöneticilerin bireysel bankacılıkta önümüzdeki dönem için pozitif bir beklenti içerisinde olmaları şaşırtıcı değil. Özellikle Çin, Hindistan ve Endonezya’da henüz banka müşterisi olmayan geniş bir kitle bulunuyor. Dijital bankacılıkta kaydedilen ilerlemeler, mobil bankacılığın yükselişi ve finansal teknoloji (FinTech) şirketleri ile birlikte diğer dijital hizmet sağlayıcıların artması bu pazarlarda giderek daha fazla sayıda bireyin bankacılık sektörüne dâhil olmasını sağlıyor. Diğer taraftan yöneticiler önümüzdeki bir yıllık dönemde kurumsal kredi politikaların sektörlere göre farklılık göstermesini beklerken, tüketici kredi politikalarında daha az sınırlandırma olacağını düşünüyor. Çin, Hindistan, Endonezya ve Malezya’da bankacılar FinTech/IT ve sağlık hizmetleri sektörlerine yönelik kurumsal kredi politikalarının gevşetileceğini öngörürken, inşaat, enerji ve madencilik gibi sermaye yoğun sektörlere yönelik kurumsal kredi politikalarının sıkılaşacağını düşünüyor. Bankacılık sektörü yöneticilerinin gündemlerindeki öncelikler incelendiğinde, gelişmekte olan ülkelerde ekonomik görünümün zayıf bir seyir izlemesi ile birlikte koruma ve kontrole yönelik maddelerin ön plana çıktığı görülüyor. Yöneticilerin yüzde 56’sı işe alım ve yeteneği muhafaza etme yoluyla büyümeyi önemli bir öncelik olarak görürken,yüzde 43’ü teknolojik yatırımları, yüzde 42’si ise FinTech şirketleri ile ortaklık kurmayı gündeminin en üst sıralarına yerleştiriyor.

Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların gündeminde ise aktif kalitesi, likidite ve risk yönetimi ile ilgili konular ön sıralarda yer alıyor. Bireysel bankacılık ve KOBİ’ler yöneticilere göre cazibesini korurken, kurumsal bankacılık tarafında beklentilerin daha zayıf olduğu ve özellikle inşaat, enerji ve telekomünikasyon gibi bazı sektörlerde kredi genişlemesinin olmayacağı öngörüsü hakim. Öte yandan Türkiye’de banka yöneticilerinin yüzde 67’si banka çalışan sayısının azalmasını bekliyor. Bu oran, pek çok gelişmekte olan piyasa ortalamasından daha yüksek seviyede bulunuyor. Bu azalmanın, dijitalleşmenin de etkisi ile ağırlıklı olarak bireysel bankacılık tarafında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Operasyonların sadeleştirilmesi kapsamında satış dışı operasyonlarda çalışan personelde de azalma bekleniyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar