Gelişen pazarlar ve Türkiye

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Alper KOÇ / Yatırım Finansman


Aylardır "artacak, artıyor, az kaldı, ilk çeyrekte, ikinci çeyrekte, olmadı yıl sonuna doğru, Moody's artırır, yok S&P artırır vs.." söylemleri arasında yatırım yapılabilir seviyeye çıkması beklenen Türkiye'nin kredi notu, nihayet ikinci bir kredi derecelendirme kuruluşu tarafından çeşitli gerekçelerle beklenen seviyeye yükseltildi.

Son bir buçuk yıldır müthiş bir beklenti yönetimiyle birlikte finans kamuoyunda oluşan algılama sonucu kredi notumuzun kısa aralıklarla artırılması,  ulusal ve uluslararası yatırım çevrelerinde de Türkiye hakkında oldukça iyimser bir gelecek perspektifi oluşmasına neden oldu. Gösterge tahvil faizi, çok uzun yıllardır sürdürdüğü düşüş trendi içerisinde yeni en düşük seviyesini geçtiğimiz hafta gördü. BIST 100 endeksi ise bir kez daha USD bazlı zirve seviyesine çok yaklaştı. 2011 yılı sonlarından itibaren gelişmekte olan piyasalar içerisinde göreceli olumlu ayrışma içerisine giren Türk piyasaları,  son birkaç yılda gördüğümüz en yüksek olumlu algılama içerisinde şimdilik bu ayrışmayı devam ettiriyor.

Hatırlayacak olursak 2008 yılı çöküşüyle birlikte BIST 100 endeksi USD bazında 12.000 dip seviyesini görmüştü. 2008 sonları- 2009 Mart ayı arasında finans kamuoyunda oluşan son derece olumsuz algılamaya rağmen o dönemden itibaren ısrarla Türkiye'ye güvenen  ve portföy yatırımlarını sürdüren finans sermayesinin, aradan geçen dört yıl sonrasında oldukça karlı bir durumda olduğu açık. Bundan sonra "Türkiye'nin hikayesi bitmedi, yeni başlıyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve  Türkiye'ye durmadan portföy yatırımları gelecek, yanı sıra doğrudan yatırımlar akacak" beklentisine sahip yatırımcı kitlesi ile " evet Türkiye artık yatırım yapılabilir ülke konumuna geldi. Ancak biz bu beklentiyi uzun yıllardır fiyatlıyorduk. Yıllar itibariyle oldukça da iyi getiri sağladık. Yatırım ortamı hazır bu kadar ılımlı hale gelmişken ve gelecek beklentileri bu kadar yükselmişken orta vadeli bir dağıtım süreci için güzel bir fırsat doğdu" beklentisine sahip yatırımcı kitlesinin önümüzdeki dönemde sık sık karşı karşıya geldiğini göreceğiz.

Nitekim geçtiğimiz günlerde USD  bazında zirve seviyesine çok yaklaşan BIST 100 endeksi, realizasyona gitmek isteyen yatırımcı kitlesinin hakim gelmesiyle şimdilik zirve seviyesinde satışla karşılaştı ve bu haftaya realizasyonla başladı.

Peki bundan sonra ne olur? Önümüzdeki dönemlerde Türk piyasalarında coşkunluk görür müyüz? Gelişen pazarlar içerisinde geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi göreceli olumlu ayrışmayı sürdürür müyüz? Yoksa uzun zamandır fiyatlanan beklentilerin gerçekleşmeye başlamasıyla  orta vadeli bir dağıtım süreci  başlar mı?

Finans piyasaları insan etkinliklerinin bir parçasıdır ve doğasında insanoğlunun bir araya gelerek oluşturduğu kitlelerin davranışlarının, duygularının, heyecanlarının, hırslarının  ve korkularının yansımaları vardır. Çok uzun yıllardır " yatırım yapılabilir ülke" görünümüne kavuşmayı bekleyen Türkiye'nin geleceğine çok önceden güvenen ve yatırım yapan bir kitlenin varlığı tabi ki mevcuttur. O zaman bu  kitle için uygun realizasyon fırsatının önümüzdeki dönemlerde oluşması da gayet doğaldır. Aynı şekilde daha iyimser bir geleceğe inanan yatırımcı kitlesinin de piyasalarda talep oluşturmaya devam etmesi doğaldır. Bu durumda yılın ikinci yarısında artan volatiliteyle birlikte piyasalarda büyük el değişimleri yaşanması da kaçınılmazdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017