Gelişen ekonomilerde kadın siyaseti yükseliyor
Kadınların siyasette ne kadar rol aldıkları, ülkenin gelişmişliği ve nasıl bir geleceğe doğru yol aldığına dair önemli bir gösterge. Bugün dünya genelinde 36 ülkenin parlamentosunda kadın oranı ortalaması yüzde 30 seviyesine ulaşmış durumda. Bu parlamentoların büyük bir bölümünün gelişmiş ekonomilerde olduğunu tahmin etmek zor değil. Ama son dönemde ortaya çıkan tablo oldukça dikkat çekici. Neden mi? Çünkü bu 36 parlamentonun tam 11 tanesi Afrika ülkelerinde yer alıyor.
Cenevre merkezli Parlamentolararası Birlik (Inter-Parliamentary Union) rakamlarına göre, 2012 sonu itibariyle Sahra Altı Afrikası'nda parlamento üyelerinin beşte birini kadınlar temsil ediyor.
‘Eğer kota koymazsanız hiçbir şey değişmez’
Bu çok yüksek bir oran olmasa da, 2002 yılına kıyasla yüzde 7'lik bir artışa denk geliyor.
Bu arada İngiliz Avam Kamarası'nda kadın üye oranının yüzde 23; Amerikan Kongresi'ndeki kadın oranının ise yüzde 18 seviyesinde olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Sahra Altı Afrikası meclislerinde kadın oranının artmasının başlıca nedeni kota sistemleri. Bundan bir süre önce sohbet etme fırsatı bulduğum Mazars Group Çeşitlilik Direktörü Muriel de Saint Sauveur, "Kotaların kötü olduğunu düşünsem de, destekliyorum; çünkü kötünün iyisi. Eğer kota koymazsanız hiçbir şey değişmez. Bundan 100 sene sonra yine aynı şeyi konuşuyor oluruz” demişti. Son derece haklı. Kota sistemlerinin, Afrika'da başarılı bir sonuç verdiği ortada.
Örneğin Senegal'de geçtiğimiz sene kota sisteminin uygulanması ile, parlamentodaki kadın-erkek oranı neredeyse yarı yarıya geldi. Eylül ayında ise, insan hakları savunucusu Aminata Touré, Mame Madior Boye'den sonra Senegal'in ikinci kadın Başbakanı oldu.
Güney Afrika da, siyasette kadın temsiliyeti açısından gelişmiş ülkelerden geri kalmıyor. Parlamentosundaki yüzde 42'lik kadın oranı ile dünya sekizincisi olan Güney Afrika, kadın parlamenter oranını 1994 yılında uygulamaya konan kota sistemi ile ikiye katlamayı başarmış. Bugün, içişleri, savunma ve dışişleri gibi önemli bakanlıkların başında kadınlar var. Güney Afrika Merkez Bankası Başkanı da bir kadın.
Ruanda: Dünyanın ilk kadın çoğunluklu parlamentosu
Bu arada, Afrika'da demokrasinin en geri kaldığı ülkelerde bile kadınların ilerlemekte olduğunu görüyoruz. 1994 yılında yaşanan soykırımın ardından, 9.7 milyon nüfuslu Ruanda'nın yüzde 70'i kadınlardan oluşuyordu. Otoriter Paul Kagame yönetiminde yapılan anayasa değişikliği ile kadınlara yönelik bir çok ayrımcı yasaya son verildi; parlamento seçimlerine kota getirildi. Ruanda parlamentosu yüzde 64'lük kadın üye ile dünyanın ilk kadın çoğunluklu parlamentosu oldu.
Türkiye gerilerde
BM Kadın Birimi ve Parlamentolararası Birlik tarafından hazırlanan "2012 Siyasette Kadın Haritası"nda Norveç, İsveç, Finlandiya ve İzlanda'da kabinenin yüzde 50'den fazlası kadın. Listeye göre dünyada 8 ülkede kadın devlet başkanı ve 17 ülkede kadın başbakan bulunuyor. Bu ülkeler içinde Arjantin, Brezilya, Kosta Rika, Liberya ve İsviçre'de hem devlet başkanı hem de başbakan kadın. Suudi Arabistan, Katar ve bazı Pasifik ülkelerinin oluşturduğu 7 ülkenin meclislerinde ise hiç kadın yok.
Türkiye'ye baktığımızda ise tablo, Afrika ülkeleri kadar iç açıcı değil: Türk kadını yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını 3 Nisan 1930'da birçok batılı hemcinsinden önce elde etti. Fakat bugün, BM listesine göre Türkiye, yüzde 14.2 ile kadınların mecliste temsil edilme oranında 88. sırada. Öte yandan Avrupa’da 30 ülkenin yerel meclislerde kadın oranı ortalaması yüzde 23.9 iken, Türkiye'de bu oran sadece yüzde 2.32.
"Parlamentoya gireceğimi söyleseler, delirmişsiniz derdim"
BM Kadın Biriminin Başkanı Michelle Bachelet geçtiğimiz sene dünya liderlerini, kadınların siyasete katılımını artırmaya çağırmış ve kota uygulamasına geçilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Bachelet geçtiğimiz günlerde ise seçim başarısı ile gündeme geldi. Şili'de sol blokun kadın başkan adayı Michelle Bachelet, oyların yüzde 46.7'sini aldı ve ilk turun galibi oldu. Bachelet, Pinochet diktatörlüğü döneminde hapiste kalmış ve işkence görmüş bir isim. İktidara geldiği 100 gün içerisinde 50 ayrı reform yapmaya söz veren Bachelet, öncelikle ekonomide ve eğitimde reform vaadediyor. Seçimlerin sonucu, ikinci turun yapılacağı 15 Aralık'tan sonra belli olacak. Ama Şili'de kadınların zaferi kesin gibi. Hatta öğrenci muhalefetinin liderleri arasında yer alan dört kadın da Mart'ta parlamentoda olacak. Bunlardan birisi, 25 yaşındaki coğrafya öğrencisi ve "Şili Kışı" adı verilen öğrenci ayaklanmasına önderlik eden devrimci Camila Vallejo.
Vallejo, Observer'e verdiği bir söyleşide, "O zamanlar bana parlamentoya gireceğimi söyleseler, delirmişsiniz derdim" demiş. Şili mi delirmiş; yoksa Şili gibi olamayanlar mı?