Gelirimizi eve, ulaşıma ve markete harcıyoruz
Dünya kurulduğu günden beri insan olarak ihtiyaçlarımız var, bunların bir kısmı yaşamsal ihtiyaçlar, bir kısmı ise lüks veya zevk diye tabir edilen ihtiyaçlar olarak ayrılıyor. İnsanoğlu dünyaya ayak bastığı günden beri yeme, içme ve barınma ihtiyacı var. Bu ihtiyaçlar günümüzde ve dünya var oldukça devam edecek. İhtiyaçlarda kategorilere ayrılıyor. Ülkeler de bu ihtiyaçlar, coğrafi konuma göre veya ihtiyaca göre şekilleniyor. Bir ülkede gıda için harcanan para yüksek iken diğer bir ülkede düşük olabiliyor. Dünya da harcamalar 12 temel başlıkta toplanıyor. Gelişen toplumlarda harcama dağılımı yıllara göre değişse de çok farklı sapmalar meydana gelmiyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise ihtiyaçtan dolayı kazanılan paralar daha çok harcamaya sebep oluyor.
Hane halkı harcamalarını üç ana başlıkta toplayabiliriz.
1) Zorunlu harcamalar;
Gıda ve alkolsüz içecekler + giyim, ayakkabı + konut ve kira harcamaları
2) Mal ağırlıklı harcamalar;
Zorunlu harcamalar+alkollü içecekler ve tütün+mobilya ve ev aletleri
3) Hizmet ağırlıklı harcamalar;
Sağlık +ulaştırma + haberleşme + eğlence ve kültür + eğitim hizmetleri + lokanta ve oteller + çeşitli mal ve hizmetler toplamı
Tablo 1'de de görüldüğü gibi Türkiye’de hane halkının 2003 yılına göre mal ağırlıklı harcamalarında kısıntıya gittiği, buna karşılık diğer ülkelerde olduğu gibi gelişme arttıkça hizmet ağırlıklı harcamalara yöneldiği gözlenmektedir. 2003-2014 döneminde mal ağırlıklı harcamalar 10.2 puan azalırken, hizmet ağırlıklı harcamalar 10.2 puan artarak yüzde 38.3'e çıkmıştır.
Hizmet ağırlıklı harcamalarda ise lokanta ve otel harcamalarının %46 artış olduğu görülmektedir. Motorlu taşıt satın alımı ile ilgili harcamalar da dâhil olmak üzere ulaşım giderlerinde çok belirgin bir artış yaşanmıştır. 2003 yılında hane halkı tüketiminin %9.8’sini ulaştırma harcamalarına yönlendirirken, bu pay 2014 yılında yüzde 17.8’e çıkarak %82'lik bir artış söz konusudur. Konut ve kira harcamalarının payı 2003-2014 döneminde %28.3'den %24.8 inerek %13'lük bir düşüş yaşanmıştır. Bu gerilemede tüketici kredilerinin yaygınlaşması ve konut arzındaki artış nedeniyle artan ev sahipliğinin etkili olduğu gözlenmektedir.
2003 yılında kullanılan (konut + taşıt + tüketici) kredisi toplamı GSMH oranı %2.3 iken 2014 yılı içinde kullanılan kredi tutarı %8.6 ya çıkmıştır. Kullanan kişi sayısı ise 2003 yılında her yüz kişiden 3.4, 2014 yılında ise 13.8 kişi kredi kullanmıştır.
Ülkemizde en yüksek üç harcama kalemini olan gıda ve alkolsüz içecekler, konut ve kira ve ulaşım toplam harcama içindeki payı %62.3, AB 28 ülkelerinde ise bu kalemlerdeki harcama toplamı %49.6, G-7 ülkelerinde ise %47.6 tutmaktadır.
Sonuçlar
1) Türkiye'nin en önemli yapısal sorunlarından biride gıda fiyatlarındaki aşırı oynaklık ve üretim planlamasının olmamasıdır. Ekonomide yapılacak reformlardan biri gıda üretimin de yeniden bir planlama yapılmasıdır. Bunun en büyük etkisi de dar gelirli kesimin harcamasına olumlu yansıyıp enflasyonu düşürücü etkisi olacaktır.
2) Ulaştırma giderlerinin yüksek olması yakıt giderlerinden alınan vergi ve kişi başı milli gelirin düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Toplu taşıma hizmetlerinin her yere yeterince ulaşmaması sonucu kişisel araçlarla bunu gidermeye çalışmak hane harcamalarını gelişmiş ülkelere göre % 30 pahalı hale getirmektedir.
Son söz olarak;
"Eğer ihtiyacınız olmayan şeyler satın alırsanız, çok geçmeden ihtiyacınız olan şeyleri satmak zorunda kalırsınız." Warren Buffett