Gelecek yaratma iddiası olamayan liderler kriz yaratır
ABD’de krizin patladığı günlerde borsadaki iniş-çıkışlar, döviz kurlarındaki hareketlilik, finans sistemi ve özellikle de banka sisteminde yaşananlar vb. gelişmeler manşetlerde yerini almıştı.
Krizin o sıcak günlerinde, yerlisi yabancısı akademisyenler, uzmanlar, pratik birikimi olan uygulamacılar “kriz analizleri” yapılıyor; olası gelişmelerin neler olabileceğine ilişkin uyarılarını kitlelere iletiyorlardı.
Yaklaşık 200 analizi bir dosyada arşivledim; “ hiç rakam kullanmadan krizi yaratan niteliksel etkenleri” çıkarmaya çalıştım. Krizin ilk aylarında, derinlemesine gözden geçirilmeden, Çerçeve Dergisi’nde yayınlandım. Krizi yaratan 9 niteliksel neden üzerinde durdum:
Açgözlülük ve sorumsuzluğa göz yumulması,
İş örgütlerin yapay değil, doğal örgütlermiş gibi algılanması,
Aklın ideolojilere, inançlara, önyargılara ve yerleşik doğrulara teslim edilmesi,
Kıt kaynak ilkesinin unutularak, kaynaklar sonsuzmuş gibi hovardaca bir tutum izlenmesi,
Sloganların ciddi ve kaliteli fikirlerin yerini alması,
Hâkim güçlerin kibir ve üstünlük inançları,
Paylaşımcı kurumların eksikliği ve tutarsız teşvik sistemleri,
Ödünsüz gözetim ve denetim mekanizmasının işlememesi,
Farklı seçimleri olan ve gelecek inşa etme iddiası taşıyan liderlikten yoksunluk.
Daha sonra çok sayıda araştırmada krizi yaratan “niteliksel etkenler” üzerinde duruldu. Araştırmalar arasında Birleşik Krallık Kraliçesi’nin buyruğu ile kurulan, ülkenin önde gelen ekonomistlerinin yayınladığı raporda vardı. Birleşik Krallık uzmanları, bizim analizimizde yer alan beş öge üzerinde ağırlıkla duruyordu. Rapor ülkemizdeki yazılı medyada da küçük bir haber olarak yerini aldı.
Bu denemede krizleri yaratan temel bileşenlerden biri olan “farklı seçimleri olan ve gelecek inşa etme iddiası taşıyan liderlikten yoksunluk” saptaması bağlamında “lider olmanın” özelliklerine değinmek istiyoruz.
Toplumların ilerlemesinde rol oynamış liderlerin yetişmesinin içsel ve dışsal etkilere açıklığı, liderliğin içselleştirilmesi, uygulamanın kazanım ve kayıpları, meşrulaştırma süreci, yaratılmak istenen sonuçlara odaklanma ve kendini yeniden üretme mekanizmasının işletilmesi başlıklarında kısaca irdelenecektir.
Liderliği içselleştirme: Bir insanın liderliği içselleştirmesinin yolu, bilinçli bir etkilenme, ilgi ve amaç, araç ve ortam gerektirir. Lider davranışsal ve çevresel etkilerden arınmış değildir, tam tersine onların ürünüdür. Stanislavski’nin yöntemini kullanarak açıklarsak, liderlik;
Olaylar, olgular, kurgu ve biçimlerden oluşan “dışsal düzlemin”,
Milliyetler, tarihsel ortam, sınıf vb. “sosyal düzlemin”,
Yaratılmak istenen sonuçları ve eylemleri içeren “fiziki düzlemin”,
Duygular, iç aksiyonlar ve karakterleri kapsayan “psikolojik düzlemin”,
Düşünceleri, ahlaki algıları, yaşam biçimlerini ve tarzlarının biçimlendirdiği “edebi düzlemin” ,
Liderin kendine özgü olan “yaratıcı duygular düzleminin” etkilerini sentezleyerek rolünü içselleştirir.
Uygulamanın kazanım ve kayıpları: İyi bir liderin, liderlik rolünü zihinsel içselleştirmesi gerekli adımdır, ama yeterli değildir. Uygulamanın kazanım ve kayıpları ile yüzleşmeden sağlıklı bir lider kişilik olgunlaştırılamaz.
Uygulamalarda her zaman başarılı olmak mümkün değildir, başarısızlıklar da özgüveni aşındırır, kişiyi liderlik yolundan geri çevirebilir. Kişi, ilkeli bir tutku ile yoluna devam eder, başarısızlıkları ve başarılarının sonuçlarını sentezleyen birikim yaratırsa, özgüvenini geliştirir. Uygulama sonuçları yılgınlık ve çekilme ile özgüven atılımları arasındaki dengeyi kurabilmenin araçlarını sağlar.
Uygulamanın kazanım ve kayıplarının lidere aşırı ve noksan değerlendirmeden sakınmak gerektiğini öğretir. İlkesiz, hırsa dayanan tutkunun yaratacağı sakıncaları öğretir. İşin sırrının “dengeli tutum” olduğunun kavranmasına yardımcı olur. Kararlı ve düzenli gelişmelere önderlik edebilmenin zihinsel araçlarını zenginleştirir.
Meşrulaştırma süreci: Lider yetiştirmenin üçüncü adımı “meşrulaştırma sürecidir.”
İlk adım liderin “çekirdek ekibini” kurmasıdır. İkinci adım, liderin çekirdek ekibine vazgeçilmez idealini ve yaratmak istediği sonucu iyi tanımlamış olmasıdır. Ekip üyelerinin de kendi zihinlerinde liderin hedeflerini meşrulaştırması, fiziki güçleri kadar düş güçlerini de ortak ideale ve hedeflere odaklaması iyi bir başlangıç oluşturur. Çünkü, lider işi yapan olmamalı, yaptıran olmalıdır. İyi liderler kendilerinden daha yetkin ve yetenekli insanları bulup, birlikte çalışabilmeyi becerenlerdir. İyi bir lider, çevresindeki ekibinden sorgulamadan onaylayan, insanlardan oluşmamasına özen gösterir. Lider, vazgeçilmez ideallerini ve yaratmak istediği sonucu önce kendi ekibi ile paylaşan, onların zihninde meşrulaştırandır. Üçüncü aşama, girdi verdiğimiz ve girdi aldığımız piyasalardaki muhataplarımızla, içinde bulunduğumuz ağ içinde karşılıklı-bağımlılık içinde bulunduğumuz, bütün ara kesitlerde yer alanların zihninde idellerimizi ve hedeflerimizi paylaşabilmiş olmaktır. Meşrulaştırmanın temeli, ortak değerleri ortak iradeye dönüştürme, iradeyi ortak proje ile somutlama, ortak yararlara inandırmak ve ortak kurumlarla sürdürülebilirliği güven altına almadır.
Yaratmak istenen sonuçlara odaklanma: Yaratmak istenen sonuçları, yaygın anlatımı ile “hedefler”olarak da tanımlarız.“En büyük maliyet hedefsizliktir”şiarını benimsemeden liderlik yoluna ilerlemek zordur. Kaynakların net bilgilerle tanımlanması, etkin koordinasyon ve değerlendirilmesine odaklanmayı sağlayacak olan liderliktir; hedefe götüren sürece hakim olmak da liderliğin temel özelliklerinden biridir.
Yaratmak istediği sonucu bir çırpıda tanımlamayan, ayrıntı bilgisine erişmeden, işini doğrudan ve dolaylı etkileyen bileşen ve bağlamlarıyla betimlemeyen kişilerden iyi liderler yetişmez.
Kendini yeniden üretme: Liderliğin olmazsa olmaz özelliklerinden biri de kendini yeniden üretmesini bilmedir...Hem bilgi açısından, hem de yaptığı için sonuçları bakımından yaratılan fazla, sistemi yeniden üretemiyorsa, işimizi sürdürmemiz mümkün olmaz...Bu temel özellik nedeniyle iyi bir liderin bilmesi gereken temel süreç, “kendini yeniden üretme” mekanizmasını rekabet edebilir biçimde sürdürmektir.
Farklı seçimleri olan ve gelecek inşa etme iddiası olan liderler, toplumun temel yaratıcı gücüdür. Özellikle ekonomilerin sürekli büyüme gösterdiği dönemlerde “kaynak bolluğu” lider yetiştirmeyi de engellemektedir. Gerçek liderlerin azalması da toplumun maddi ve kültürel zenginlik üreterek, yurttaşların yaşamını kolaylaştırma idealinden sapmalara yol açmaktadır...