“Gelecek Turizmde”
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından içinde bulunduğumuz sene, “Gelişme İçin Sürdürülebilir Turizm Yılı” ilan edildi. Sürdürülebilir turizm, doğal, ekonomik ve kültürel kaynakların korunmasını ve devamlılığını gözeten; kaynakların değerlendirilmesi fırsatını yaratan, bu kaynaklardan gelir elde edilmesini ve bu gelirin kaynağın ait olduğu yerde kullanılmasını sağlayan bir yaklaşım. Aslında, turizmin olmazsa olmaz koşulu.
Kurumsal sosyal sorumluluk bilinciyle sürdürülebilir turizmle ilgilenenlerden birisi de Anadolu Efes. 2007 yılından bu yana “Gelecek Turizmde” projesini yürütüyorlar. İlk adımı Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi’yle atmışlardı. Proje kapsamında Erzurum’un Uzundere İlçesi’nde 20’den fazla ev pansiyonu hayata geçirilmiş, turizme hizmet eden 3 sivil toplum kuruluşu kurulmuştu. Düzenlenen aktivitelerle yerli ve yabancı turistlerin bölgeye olan ilgisinin artması sağlanmıştı. Yine proje kapsamında 2007-2012 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi ile 27 ilde turizm eğitimleri verilmiş, birçok yerel derneğin kurulmasına destek sağlanmıştı.
Kamu, uluslararası bir organizasyon ve özel sektörün geliştirdiği bu işbirliğinde 5 yıl boyunca kazanılan “bölgesel” deneyim, 2013 yılında “ulusal” hale getirilmiş, proje “Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu” adını almıştı. Bu fon kapsamında başvuranlar arasından her yıl 3 projeye fon desteği sağlanacak, bu çalışmalara iletişim, eğitim ve rehberlik gibi uygulama destekleri verilecekti. Bunların bazılarına ben de gidecek, çalışmaları yerinde izleyecektim…
Geçtiğimiz günlerde bu çalışmaların keyifli bir belgesi ile tanıştım: “Gelecek Turizmde: 10 Yıl 10 Şehir 10 Hikâye” kitabı. Projenin 10. yılı dolasıyla hazırlanan kitapta Erzurum Çoruh Vadisi’nde, Mardin’de, Bursa’nın Misi köyünde, İzmir’in Seferihisar ilçesinde, Şanlıurfa’da, Malatya Arslantepe’de, Karabük Safranbolu’da, Isparta Keçirborlu’da, Adana Saimbeyli’de ve Balıkesir Edremit’te gerçekleştirilen projeler ve bu projeler ile dokunulan hayatların hikâyeleri anlatılıyordu.
Benim de yerinde gördüğüm gibi Sürdürülebilir Turizm modelinde hedef, doğal mirasın ve biyolojik çeşitliliğin muhafazasıydı. Projeye konu olan bölge ve çevresinin sosyo- kültürel değerleri ve varlıklarına saygı temelinde kültürel mirasın korunması, gelecek nesillere taşınması amaçlanıyordu. Özellikle kadın istihdamı yaratılıyor, gelir olanakları çeşitlendirilerek artırılıyordu.
Kitabın tanıtım toplantısında sohbet ettiğimiz (projenin de çalışma grubunda) Anadolu Efes Kurumsal İletişim Müdürü Simge Balaban, Gelecek Turizmde projesinin devam edeceğini vurgulayarak “Anadolu Efes olarak geçmişten aldığımız güç ile gelecek için değer yaratmayı amaçlıyor, ‘geleceğe sözümüz var’ yaklaşımıyla toplumsal ve çevresel sürdürülebilirlik çalışmalarına devam ediyoruz” diyordu.
Bu sene desteklenecek projeler, Denizli’nin Buldan, İzmir’in Foça ve Antalya’nın Demre ilçelerinden seçilmişti. Denizli’nin önemli değerleri arasında yer alan Buldan Yayla Gölü’nün sahip olduğu 300 kuş türü, zengin biyolojik çeşitliliği ve ekoturizm potansiyeline dikkat çeken “Kuşlar Sizi Çağırıyor” projesi ile yayla gölüne ilişkin farkındalığın oluşturulması hedefleniyordu. Türkiye’nin ilk uzun mesafeli yürüyüş rotası olan Likya Yolu’ndaki Demre projesi, turistlerin dinlenme, konaklama gibi temel ihtiyaçları göz önüne alınarak hazırlanmıştı. Proje ile bölgede sürdürülebilir turizm konusunda farkındalık yaratılması ve üç farklı Likya yolu yürüyüş rotasının Demre’nin Hoyran ve Kapaklı köylerinde birleşmesi amaçlanıyordu.
Mevcut turizm faaliyetlerinin dört mevsime yayıldığı, geleneksel bağcılık, meyve-sebze yetiştiriciliği, zeytincilik, kıyı balıkçılığı gibi üretim biçimlerinin de devam ettiği Foça’da ise sürdürülebilir turizm için doğadan yana üretim ve işletme modellerinin turizm faaliyetlerine kazandırılması planlanıyordu.
Bugüne kadar ulusal ve uluslararası çapta pek çok ödülün sahibi olan Gelecek Turizmde projesine nice 10 yıllar diliyorum…