Gelecek hafta çok hareketli olacak
Sakin geçen bu hafta bir geçiş dönemi olarak değerlendirilebilir. Önümüzdeki hafta daha hareketli olacak. 6 Mart’ta Avrupa Merkez Bankası(AMB) toplantısı var. 7 Mart’ta ABD istihdam raporu yayımlanacak. Gelişen ekonomilere yönelik endişeler artıyor. Bu açıdan, Amerikan ekonomisinin durumu, euro bölgesindeki toparlanmanın devam etmesi, küresel ekonomi açısından önemlidir. AMB’nin faiz kararı ve ABD istihdam raporu, dünya piyasalarında ciddi dalgalanmalar yaratabilir.
Euro bölgesinin ekonomik performansı 2014’te Türkiye ekonomisi için de önem teşkil ediyor. Euro bölgesi, özellikle 2013’ün ikinci yarısında ivme kazandı. Bu durumun devam etmesi, Türkiye açısından avantaj olur. TCMB, en azından yılın ilk yarısında sıkı para politikası uygulayacak. Döviz kuru geçişkenliği ve olası zamlar derken, şimdi de kuraklığın enflasyon üzerindeki olası yansımaları gündemi meşgul ediyor. Bu yılki kuraklığı, 2008 yılındaki kuraklık dönemi ile kıyaslayanlar var. 2008 enflasyonu, yılın ilk yedi ayında yüzde 4 artmıştı. O yıl bir döviz kuru etkisi de yoktu. Sonuç olarak, enflasyon önümüzdeki aylarda artmaya devam edebilir. Merkez Bankası, enflasyondaki seyre göre faizleri yine artırmak zorunda kalabilir. Yatırım ve tüketim harcamalarındaki gerilemenin büyüme üzerindeki olumsuz etkisinin karşılanması gerekiyor. Bu da ihracat yoluyla olabilir. AMB’nin kararları, euro bölgesi ve dolaylı yollardan Türkiye ekonomisi üzerinde etkili olur. İngiltere Merkez Bankası’nın 2012’de küçük ve orta boy işletmeler için açıkladığı ‘‘kredi için finansman’’ programının bir benzeri, AMB tarafından açıklanabilir. Başkan Draghi’nin, kredi aktarma mekanizmasını harekete geçirmek için böyle bir hamle yapmak istediği biliniyor. AMB’nin önem verdiği göstergeler olan para arzı ve enflasyon verileri bu hafta yayımlanıyor. Enflasyondaki düşüş baskısı devam ediyor. Avrupalı politika yapıcıların en büyük korkusu deflasyon. Draghi’nin ve Almanya Maliye Bakanı Schauble’nin ‘‘Deflasyon tehlikesi yok’’ demeçlerine bakmayın. Bir an önce önlem alınmazsa risk büyüyebilir. AMB eski Başkanı Trichet bu hafta ‘‘Avrupa deflasyon riski ile karşı karşıyadır’’ ifadesini kullandı. Avrupa’da özel sektör kredileri 1.5 yıldır düşüyor. Sürdürülebilir bir durum değildir. Özetle, ekonominin desteğe ihtiyacı var. AMB’nin önümüzdeki dönemde para politikasını daha da gevşetmesi beklenebilir.
Son haftalarda yayımlanan ekonomik veriler hayal kırıklığı yaratsa da, şu aşamada gelişmiş ülkeler arasında en iyi durumda olanın Amerika olduğu söylenebilir. Dünyanın en büyük ekonomisi, 2014’ün ilk çeyreğinde yüzde 1-2 civarında büyüyebilir. Kritik nokta, ekonomik büyümenin 2013’ün üçüncü çeyreğinde zirve yapıp yapmadığıdır. Gayrimenkul sektörü(fiyatlardaki artış), ABD ekonomisini son 2.5 yıldır destekleyen faktörler arasındaydı. Buradan negatif sinyaller geliyor. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan mevcut konut satışları verisi, 18 ayın en düşüğüne geriledi. Aslında yılbaşından beri açıklanan veriler üzerinde, kötü hava koşulları etkili oldu. Yine de, genel olarak ekonominin yorulduğuna dair sinyaller geliyor. Örneğin, perakende devi Wal-Mart zayıf bir yıl bekliyor. 2014 yılı beklentilerini aşağı yönlü revize etti. Ekonomik büyüme tatsız bir sürpriz yapabilir.
ABD’de ocak-şubat aylarının istihdam raporları hayal kırıklığı yaratmıştı. Gözler gelecek haftaki raporda olacak. Başkan Yellen ve Fed üyelerinin açıklamalarından, azaltım operasyonunun devam edeceği sonucu çıkıyor. Güvercin görüşlere sahip Fed üyeleri bile ‘‘Aylık 10 milyar dolarlık azaltıma devam’’ diyorlar. Kısacası, bir resesyon tehlikesi olmadan ki şu anda böyle bir durum yok, Fed’in yolundan sapması zor gözüküyor.