Geleceğinizi şekillendirecek iki konu
Yazılarımda sıklıkla değer göçü veya yıkıcı inovasyondan bahsediyorum. Takip edenler hatırlayacaktır. İlk defa duyanlar için tekrar kısaca açıklayayım; değer göçü Adrian Slywotzky’nin ortaya koyduğu bir kavram. Kârın ve yaratılan değerin bir sektörden diğer sektöre veya bir firmadan diğerine akması anlamına geliyor.
İçten yanmalı motorlara sahip otomobillerden elektrikli otomobillere geçiş gibi. Geçmişte benzer şeyler terminal sistemlerden PC’lere geçişte, tuşlu telefonlardan, tuşsuz akıllı telefonlara geçişte veya buharlı üretimden elektrikli üretime geçişte de yaşanmıştı. Yıkıcı inovasyon bu değer göçünün temel sebebi. Yeni bir pazar ve değer ağı yaratan ve sonunda mevcut bir pazar ve değer ağını bozarak yerleşik pazar liderlerini yerinden eden bir yeniliği ifade ediyor. Kısaca yıkıcı inovasyon, değer göçünü sağlıyor.
Değer göçü ise iş dünyasında bütün dengeleri değiştiriyor. Örneğin 2000 senesinin Fortune listesinde ilk 10 içinde yer alan 8 şirket 2024 listesinde ilk 10’da yoklar. 2010 ile karşılaştırırsak, o sene ilk 10 içinde yer alan 7 şirket bugün ilk 10’da değil. Bu şirketler aynı zamanda belirli sektörleri (finans, otomotiv gibi) temsil ediyorlar. Aynı olguyu dünyanın 2000, 2010 ve 2024’teki en değerli şirketlerine (market cap) bakarak da teyit edebiliriz.
Yıkıcı inovasyon ve değer göçü süreklidir
Yıkıcı inovasyon ve değer göçü iş dünyasında öylesine kesin kanunlar ki, artık şirketlerin hedefi ya bunu ortaya koyan şirket olmak ya da buna hızlı uyum sağlayıp oyun dışı kalmamak. İşte Microsoft. Generative AI konusunda belki en başlarda öncü bir firma olamadı ama Open AI (ChatGPT) yatırımı sonucunda, Apple firmasını piyasa değerinde geride bıraktı. Bir diğer ifade ile yıkıcı inovasyon ve değer göçünü doğru tahmin edip pozisyon aldı.
Geçmişte kişisel bilgisayarlardan çıkan ve hizmet odaklı bir pozisyon alan IBM, Instagram’ı satın alan Meta, YouTube’u satın alan Alphabet, ürünlerini cloud modeline taşıyan Adobe de gelişmeleri doğru yorumlayan şirketlerdi. Kendileri yıkıcı inovasyonu yapmasalar da olan biteni iyi okumuş ve buna yönelik stratejiler geliştirmişlerdi. Tesla, Uber, Airbnb, Dell, Apple, Walmart ve Amazon gibi firmaların ise bir zamanlar yıkıcı inovasyonlar ile değer göçünü başlatan firmalar olduğunu söyleyebiliriz.
NVIDIA’nın yükselişi
Yakın zamanda, değer göçüne çok iyi adapte olarak dünyanın en değerli altıncı şirketi olmayı başaran NVIDIA’ya da ayrı bir parantez açmalıyız. Adaptasyon stratejilerini son dönemde en iyi uygulayan şirket. AI kaynaklı değer göçünü çabuk gören NVIDIA’nın başarısı yapay zeka ve veri merkezi pazarlarındaki hakim konumundan, stratejik yatırımlarından ve pazar konumlandırmasından, ürün uzmanlaşması ve genişlemesine odaklanmış bir yaklaşımdan ve CUDA gibi tescilli teknolojiler aracılığıyla rekabetçi bir konum geliştirmesinden kaynaklanıyor. Elbette yaptıkları harika inovasyonlar da var. Bu stratejiler, NVIDIA’nın yapay zekâ teknolojilerine yönelik gelişen talepten yararlanmasını ve yarı iletken endüstrisindeki lider konumuna ulaşmasını sağladı.
Sizde durum ne?
Yıkıcı inovasyon ve değer göçü konusunda siz ne yapıyorsunuz? Bu soruyu sıklıkla Yönetim Kurulu toplantılarında ele almak gerekiyor. Dünya, sektörümüz, pazar ve rekabet nereye gidiyor ve biz ne durumdayız? Ne yapmalıyız? Ya dünyada ve sektördeki hâkim trendlere uygun stratejiler geliştirecek ve değer göçüne adapte olacağız, ya da yıkıcı inovasyon yaparak değer göçünü başlatacağız. İkincisi zor diyeceksiniz değil mi? Aslında eğer yeterli yatırım ve adanmışlık sağlanırsa, ilkinden daha kolay olabilir. Elbette Microsoft veya NVIDIA gibi değer göçüne hızlı adapte olarak siz de kendi sektörünüzde başarılı olabilirsiniz.