Geleceğin tıbbı: Yavaş büyüme, hızlı yenilikler
Günümüz dünyasında sağlık ve yaşam bilimleri sektörü insan yaşamının kalitesini artırma yolunda büyük adımlar atıyor.
Ancak her büyük adımın ardında zorluklar ve belirsizlikler de yatıyor. Artan fiyat baskısı, patent sürelerinin dolması ve yükselen Ar-Ge maliyetleriyle karşı karşıya kalan yaşam bilimleri CEO’ları önümüzdeki üç yıl içinde daha yavaş bir büyüme bekliyor.
KPMG’’nin 2023 CEO Görünümü araştırmasına dayanan “Yaşam Bilimleri CEO Görünümü” raporu, sektördeki CEO’ların daha güçlü bir dijital temelle desteklenen üretken yapay zekâ gibi yeni teknolojileri kullanarak büyümelerini hızlandırma fırsatlarını araştırdıklarını ortaya koyuyor. Aynı zamanda, sektörde birleşme ve satın almalara yönelik iştah güçlü kalmaya devam ediyor ve birçok CEO piyasalar istikrara kavuştuğunda stratejik anlaşmalar yapacaklarını söylüyor. KPMG’nin raporu, bu sektördeki CEO’ların önümüzdeki yıllara dair beklentilerini ve karşılaştıkları engelleri gözler önüne seriyor. Peki, sektörün geleceğinde neler var? Gelin, birlikte inceleyelim.
Üretken yapay zekâ önemli fırsatlar yaratacak
-CEO’ların beklentileri ve endişeleri: Raporun sonuçlarına göre, yaşam bilimleri CEO’larının yüzde 56’sı, yıllık yüzde 2,5’ten daha düşük bir büyüme bekliyor. Bu beklenti, artan fiyat baskısı, patent sürelerinin dolması ve yükselen Ar-Ge maliyetleri gibi faktörlerden kaynaklanıyor. Ancak, bu karamsar tabloya rağmen, üretken yapay zekâ ve dijitalleşme gibi teknolojilerin sektörde önemli fırsatlar yaratacağı düşünülüyor.
-Tedarik zinciri ve jeopolitik gerilimler: CEO’ların en büyük endişelerinden biri, tedarik zinciri kesintileri ve ticaret düzenlemelerinin sektöre olan etkileri. Tedarik zincirindeki bozulmalar, yaşam bilimleri sektöründe önemli riskler yaratıyor. Ayrıca, artan jeopolitik gerilimler, bu riskleri daha da artırarak sektördeki belirsizlikleri körüklüyor.
-Teknolojik yatırımlar ve etik endişeler: Üretken yapay zekâ, CEO'ların yatırım öncelikleri arasında ilk sırada yer alıyor. CEO'ların yüzde 62'si, yapay zekânın kuruluşları için en önemli yatırım olduğunu belirtiyor. Ancak, yeni teknolojilerin etik yönleri konusunda yaşanan endişeler, bu yatırımların hayata geçirilmesinde dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Yüzde 53'lük bir kesim, yapay zekâ ve diğer teknolojilerin etik sorunlar yaratabileceğini düşünüyor.
- Birleşme ve satın almalar: Yaşam bilimleri sektöründe birleşme ve satın almalar, büyüme stratejilerinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. CEO’lar, piyasa koşullarının istikrara kavuşması ve finansman maliyetlerinin düşmesi durumunda stratejik anlaşmalar yapacaklarını belirtiyor. Bu tür birleşmeler ve satın almalar, sektördeki büyüme hızını artırmada kilit rol oynayabilir.
Sektördeki yenilikler uzun vadeli büyümeyi mümkün kılacak
-Halkın güveni ve ESG: Halkın güveni, yaşam bilimleri sektöründe kritik bir öncelik. CEO’lar, ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) alanlarında doğru raporlama kabiliyetlerine sahip olduklarından emin değiller. Sadece yüzde 67’si, ESG’nin bir değer yaratma aracı olarak işletmeye tam olarak entegre edildiğini söylüyor. Bu alanda yapılacak iyileştirmeler, sektörde güveni artırabilir ve uzun vadeli büyümeye katkı sağlayabilir.
-Yeniliklerin ışığında bir gelecek: Yaşam bilimleri sektörü, zorlu bir büyüme dönemiyle karşı karşıya olsa da, yeni teknolojiler ve dijitalleşme ile bu zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyor. KPMG Türkiye Sağlık ve İlaç Sektörü Lideri Başak Diclehan’ın da belirttiği gibi, sektördeki yenilikler uzun vadeli büyümeyi mümkün kılacak potansiyele sahip. Ancak, sıkılaşan düzenleyici ortam ve jeopolitik gerilimler, bu büyümenin önünde engel oluşturabilir. Bu nedenle, yaşam bilimleri CEO’larının stratejik planlar yaparak, inovasyonları desteklemeye ve mevcut ticari ürünleri korumaya yönelik adımlar atmaları gerekiyor. Zorlu koşullara rağmen, dijitalleşme ve yapay zekâ gibi yeni teknolojilerle şekillenen bu sektörde, gelecek vaat eden fırsatlar bizleri bekliyor.