Geleceğin tarımı yapay zekâ ile mi şekillenecek? – 2
(Geçen hafta ilk bölümü yayımlanan yazının devamı…)
Sulama, yağmur ihtimalini de hesaba katarak, tamamen ihtiyaç duyulan zamanlarda ve her bir bitkinin ihtiyacı kadar, basınçlı sulama sistemleri ile sağlanıyor. Tatlı su varlığımızın 3/4’ünün tarımsal üretimde kullanıldığı ve giderek su fakiri bir ülke haline geldiğimiz düşünüldüğünde buradan sağlanan tasarruf çok değerli.
Hasada yaklaşırken verim tahminleri, pazarın izlenmesi önem kazanıyor. Tüm bu işlemler, uydu görüntüleri, dronlar ve mikro cihazlardan gelen verilerle, yapay zekâ uygulaması (YZU) tarafından gerçek zamanlı olarak yapılıyor. Buna göre en uygun hasat zamanına karar veriliyor. Ardından en az işgücü ve otonom hasat makineleri kullanılarak en az ürün kaybı ile dönem tamamlanıyor.
Tüm bu süreçlerde hassas uygulamalı tarım pratikleri öne çıkıyor. Sürdürülebilir, etkin, çevreci ve yapay zekâ desteğinde en optimum kararların verildiği, geleneksel emek yoğun üretimden teknoloji ve dijital ağırlıklı olarak gerçekleştirilen birincil üretim süreci başarıyla tamamlanmış oluyor. Bu süreçte risk ve belirsizliğin, yapay zekâ sayesinde en aza indirildiğine şahit oluyoruz.
Hasat sonrası üçüncü dönem başlıyor. Zahmetli bir süreç sonucunda elde edilen ürünlerin en iyi şekilde değerlendirilmesinin gerektiği, katma değer ve ürünün hak ettiği fiyatı bulabilmesini hedefleyen bir dönem.
Tarım ürünlerinin belirli dönemlerde üretilebildiği ancak yıl boyunca tüketilmesi gerektiği dikkate alındığında, arz ve talep dengesizliklerini en aza indirecek, depolama, nakliye, soğuk zincir, işleme ve paketleme işlevlerini en iyi şekilde yerine getirecek bir gıda tedarik zincirine ihtiyaç duyulur. Bu süreçte aracılar, tüccarlar, toptancı ve perakendeciler önemli görevler ifa ederler.
İşte bu geleneksel gıda tedarik zincirine artık “blok zinciri” de ekleniyor. Tarladan çatala izlenebilirliği, üretici ve tüketici güvenini, şeffaflığı sağlayacak blok zinciri, lojistik maliyetlerini ve gıda kayıplarını azaltarak, gıda enflasyonunun kontrol altına alınmasında büyük role sahip olacaktır.
Blok zinciri ile doğru ve güncel kayıt sağlanırken bunun tüm paydaşlarca gerçek zamanlı olarak izlenmesi, denetimi, hızı ve kaliteyi beraberinde getirecektir.
Merkezi bir kayıt sistemi olmayan ve bu nedenle değiştirilemeyen yüksek güvenlikli blok zinciri, gıda tedarik zincirine yöneltilen tüm eleştirileri neredeyse bertaraf ediyor ve tüketiciye besin değeri yüksek gıdaların ulaştırılmasını sağlıyor.
Ütopyadan gerçeğe yolculuk
Ülkemizde yeterince etkin hale getirilemeyen tarımsal yayım hizmetlerinde yapay zekâ büyük katkı sağlayabiliyor. Bu konuda ülkemizde de uygulamalar hızla geliştiriliyor.
Çiftçi odaklı içerikleri ile “Farmer.CHAT”, zararlı ve hastalıkları belirlemede görüntü tanıma teknolojisini kullanarak çiftçilerin sorularını metin ve ses yoluyla cevaplamada yapay zekâyı kullanan “Acceso's ExtensioBot”, üreticilerin yerele özel taleplerine yönelik içerikler sunan ve 5,6 milyon üreticiye ulaşan “Digital Green's AI Assistant” bu uygulama ve platformlardan bazıları.
Yeterli yayım hizmeti alamayan bölgeler için sunulan dijital yayım hizmetleri oldukça önemli. Bu sayede kişiselleştirilmiş tavsiyelerle üretkenliğe ve sürdürülebilirliğe katkı sağlanabiliyor.
Yazımızı, Osman Yazıcı’nın “Üç Cemre Bir Bahar”ından bağlayalım dilerseniz:
“‘Yapay’ olanı da bir kenara atmayacağız elbet. Kuşlardan, balıklardan, atlardan esinlenerek uçaklar da yapacağız, gemiler ve arabalar da. Ama doğal olandan ilham alarak, doğayı taklit ederek, aslı koruyarak. Çünkü bilimi, teknolojiyi gerektiği gibi takip etmemek, içinde yaşadığımız şu uzay çağında adımızı doğala değil ilkele çıkarır.”