Geleceğin parlak şehri olmak varken
Kayseri yeni sanayileşme süreci ile atağa geçen kentlerden. Geçmişi 60 yıl öncesine uzanan küçük sanayi siteleri, 1970'li yıllarda filizlenip boy vermeye başlayan organize sanayi bölgeleri, serbest bölgesi, Erciyes Teknoparkı ve de Dünya Ticaret Merkezi ile Kayseri bugün Anadolu bozkırının orta yerinde, kendine özgü bir üretim üssü, bir cazibe merkezi.
Kentte yaşayan 1 milyonu aşkın insanın nerede ise 10'da biri sanayi sektöründeki işletmelerde çalışıyor. Bir başka deyişle, 280 bin kayıtlı çalışanın 100 bine yakını, başta organize sanayi bölgeleri olmak üzere, kentin değişik kesimlerindeki sanayi sitelerinde istihdam ediliyor. Son yıllarda sadece ticari alanda değil, sinai üretim ve şehirleşme bahsinde de, adından sıkça söz ettiren bir kent. Kısacası Kayseri, yeniliklere açık köklü bir ticari sektöre, sürekli gelişen ve gelecek için umut vaat eden bir sanayi sektörüne sahip. Tek noksanı, gerek ticari gelişim, gerekse sanayileşmede gösterdiği performansı, henüz turizm alanında gösterememiş olması. Turizm sektörü Kayseri için potansiyeli yüksek, geleceği parlak bir sektör. Ancak kabuğunu kırma becerisi gösteremediği için bu alanda gelişme adına bugüne kadar bir varlık gösterdiği söylenemez.
Denilebilir ki, Erciyes Kış Sporları Turizm Merkezi Projesi ile turizmde de bir kıpırdanma başladı. DoğruÖ Dahası, Kadir Has Stadı, Kadir Has Kongre ve Kültür Merkezi, Şehir Spor Kompleksi; müze düzenlemeleri, kültür ve sanat alanları tanzimi gibi sosyal; sportif ve kültürel içerikli projelerin turizme hareketlilik getirdiği bir gerçek. Ancak bu hareketliliğin yeterli olduğu da söylenemez. Zira Erciyes'in yanı sıra, il ekonomisinin gücüne güç katacak Aladağlar Milli Parkı'nın trackinge, Zamantı Irmağı'nın raftinge, Sultansazı Kuş Cenneti'nin safari turizmine açılması lazım. Ve dahası, tarihsel ve kültürel zenginliklerin de bir an önce harekete geçirilmesi gerek.
Ticaret Odası Başkanı Mehmet Asaf Mehmetbeyoğlu, ilin ekonomik alanda çözüm bekleyen en önemli sorununun turizm ve hizmet sektörü olduğunu söylüyor ve "Kayseri oldukça zengin turizm potansiyeline sahip bir il. Ne var ki, bunu gereği gibi değerlendirememenin sıkıntısını yaşıyor. Oysa iyi bir planlama ve çeşitlendirilmiş yatırımlarla sektörü harekete geçirmek hiç de zor değil. Fazla zaman kaybedilmeden yeni yatırımlarla sektörün önünün açılması lazım" diyor. Tabii, bunu söylerken de, Büyükşehir Belediyesi'nin gerek Erciyes, gerekse kent merkezinde başlattığı kültür ve spor turizmine yönelik yatırımları desteklediklerini söylemeyi ihmal etmiyor.
Evet, Kayseri turizmden yana güçlü bir potansiyele sahip. Buna karşın gerek doğal ve tarihsel kaynaklarını harekete geçirme, gerekse kendini dünyaya açabilme becerisinden henüz çok uzak. Sorunlarından arınmış 'organize sanayi' alanları, 1.5 milyar dolarlık ihracatı, 3 milyar dolarlık dış ticaret hacmi ile birilerinin gözünde 'model kent' ya da ' parlayan yıldız' olabilir. Ancak yetmez. Zira üretim gücünü, üretim kabiliyetini, rehavete kapılmadan, tasarruf ve kaliteye şartlanarak yönetmek durumunda.
Bu sadece sanayi sektörü için değil, ticarette, tarımda, turizmde de böyle. Hem sadece tek sektöre umut bağlamanın da bir anlamı yok. Üretime dayalı olmayan bir ekonominin gerçekçi ekonomi olamayacağının bilincine varılması ve de markalaşmaya şartlanılması gerek. Biline ki, Kayseri 'marka şehir' olmayı çoktan hak ediyor.