Geleceğin biliminsanlarının özgüvene bizim umuda ihtiyacımız var
Bayer Türk, öğrencilere bilimi sevdirmek, onları yeni buluşlar yapmaya teşvik etmek amacıyla Bayer Liseler Arası Bilim Yarışması düzenliyor. Bu sene 4. kez düzenlenen ve 626 projenin katıldığı yarışmanın teması "Yaşama Değer Kat" olarak belirlendi.
Yarışmasının birincisi, İzmir Fen Lisesi öğrencilerinin “Sentez Gazlardan Mikroorganizmalar ile Biyoetanol Üretimi” projesi oldu. Projenin sahibi iki kız öğrenci: Yağmur Parlak ve Hande Sena Çiftçi. Projenin ilham kaynağı ise Soma madenleri ve bu madenlerin neden olduğu kirli hava.
Soma doğumlu Hande Sena, çocukluğundan itibaren Soma’daki madenlerin yol açtığı hava kirliliğine maruz kaldığını söylüyor. Bu soruna bir çözüm üretmek için arkadaşı Yağmur ile kafa kafaya veriyorlar. Ortaya çıkardıkları proje, sadece havayı zehirli gazlardan temizlemekle kalmıyor; elde edilen gazların sanayide kullanılması ile enerji verimliliğinin artmasını sağlanıyor.
Yağmur ve Hande Sena 16 yaşındalar. Her ikisi de İzmir Fen Lisesi 10. sınıf öğrencisi. Bilime olan ilgileri çok küçük yaşlarda başlamış. Bilim Çocuk dergisini ellerinden düşürmemişler. Ve tabi ki aileleri ve öğretmenleri de bu ilgilerini hayata geçirmekte en büyük destekçileri olmuşlar.
Yağmur, gelecekte kalp cerrahı olmak istiyor. "Hayalim bilime katkı sağlamak, bilimi yönlendiren isimlerden biri olmak" diyen, doktorluğun yanında genetik mühendisliği alanında da uzmanlaşmayı hedefliyor. Aziz Sancar'ı örnek alıyor ve "Umarım bir gün onunla tanışabilirim" diyor.
"Araştırmak, yeni bir şeyler üretmek ve bilimin içinde olmak istiyorum" diyen Hande Sena da Bayer Liseler Arası Bilim Yarışması'nın merak duygusunu geliştirdiğini, araştırmaya teşvik ettiğini söylüyor. "Gelecekte ne olursam olayım bilimin izinde ve yeni araştırmalar ile yaşama değer katmayı amaçlıyor olacağım" diye özetliyor hedefini.
Hedefimiz ülke ekonomisine katkı sağlamak
Hande Sena projenin gelişim sürecini şöyle anlatıyor: "Ben Soma'da yaşıyorum ve Soma'da termik santral yer alıyor. Bu da hava kirliliğinin etkilerini yoğun bir şekilde gösteriyor. Biz bu konu üzerine çalışmaya karar verdik. Projemizle biyoetanol kullanımı ile fosil yakıtların ithalatını azaltarak ülke ekonomisine büyük bir katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca hava kirliliğine neden olan sentez gazları kullanarak bir nebze de olsa hava kirliliğini azaltmış oluyoruz. Çevre dostu bir yakıt elde ettiğimiz için yaşama değer katarak gelecek nesiller için yaşanılabilir bir dünya bırakıyoruz."
Fosil yakıt ithalatını azaltacak bir alternatif
Yaprak'tan ise projenin detaylarını dinliyoruz: "Projemizin konusu 'sentez gazlardan mikroorganizmalar ile biyoetanol üretimi'. Sentez gazlar hava kirliliğine neden olan CO, CO2 gibi gazların karışımı. Bizim bu projedeki temel amacımız hava kirliliğini azaltmak ve aynı zamanda biyoetanol gibi çevre dostu bir yakıt elde etmekti. Öncelikle 'bu gazlar nedir ne değildir, zararlı etkileri ve alternatif enerji kaynakları nelerdir' diye araştırma yaparak başladık. Literatür çalışmamız sonucunda bu projeye karar verdik. Elde ettiğimiz biyoetanol hem çevre dostu, hem de yenilenebilir bir enerji kaynağı olduğu için fosil yakıtlara bir alternatif olarak ortaya çıkıyor. Bu sayede fosil yakıtların ithalatı azaltılarak ekonomiye katkı sağlanabilir. Hem de sentez gazlar kullanıldığı için hava kirliliği azaltılabilir. Ayrıca normalde biyoetanol, tarımsal ürünlerin ve tarımsal atıkların fermantasyonu ile gerçekleştirmekte. Tarımsal atıklar büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yem kaynağı olduğundan. Biz bu kaynakları kullanmadığımız için hayvancılık ile uğraşan insanların ekonomisine katkı sağlayabiliriz. 'Dünyamızda bunca açlık varken neden sırf biyoetanol için tarımsal ürünlerimizi kullanalım' sorusuna da yanıt verebiliriz."
Türkiye, STEM mezunu kız öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke
Projelerinin gerçekleştirilmesi sürecinde Yağmur ve Hande Sena'nın en önemli destekçileri Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü’nden Prof. Dr. Nuri Azbar ve Dr. Tuğba Keskin Gündoğdu olmuş. Bayer tarafından aldıkları ödülün ise çok önemli bir ilham kaynağı olduğunu söyleyen genç bilimciler, bu sayede çalışmalarını umutla ve özgüvenle sürdüreceklerini ifade ediyorlar.
Bugün, OECD ve AB ülkeleri arasında, STEM bölümlerinden mezun olan kız öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Türkiye’de STEM mezunlarının yüzde 37.11’ini kız öğrenciler oluşturuyor. Honeypot'un bu araştırmasına geçtiğimiz günlerde yer vermiştim.
Tam da bu noktada, Yağmur ve Hande Sena'nın altını çizdiği umut ve özgüven kelimelerinin önemi devreye giriyor. STEM mezunu genç kızlarımızın, iş hayatına atılması, yaratmaya devam etmesi gerekiyor. Bunun için özgüvene ihtiyaçları var. 'Bilimadamı' değil, 'biliminsanı' çağının geldiğini anlatmak, yapılan işin erkek işi olmadığını ortaya koymak çok önemli. Çünkü biz kız öğrencilerin özgüvenini sağlamlaştırırsak, onlar da bizim geleceğe dair umutla bakmamızı sağlayacaklar. Aynı Yağmur ve Hande Sena'nın yaptığı gibi...