Geleceği inşa etmenin sırrı: İlgili bilgili ve temas halinde olma...
Sanayi devrimi uzun süre insanın kol gücü uzantısı olan mekanik gelişmelere tanıklık etti. Ürün geliştirme ve üretim süreçlerinde mekanik sistemlerin hızları ve esneklikleri geliştirilerek verimlilikler artırıldı. Değer zincirinde işyeri dışında ve işyeri içindeki etkinliklerin ön hazırlıkları kağıt üzerine çizimler ve hesaplamalara dayalı olarak yürütüldü. Ağırlıklı olarak teknik temelli mühendislik bilgileri sözlü ve yazılı iletişimle paylaşıldı. İnsanların Ar-Ge, tasarım ve inovasyonların yetkinlikleri bugünküne göre sınırlıydı.
İlk kez 1960’lı yılların sonlarında insanın kas gücünü artıran mekanik gelişmeler yerine, zihin gücünün uzantısı olan programlanabilir elektronik donanımlar devreye girdi. İlk aşamada, sipariş süreçleri, fatura ödemeleri, bilgisayar destekli tasarımlara yansıdı. Doğru hesaplamalar yapabilmenin hızını ve esnekliklerini artıran gelişmeler oldu. Üretimde kaynaklara ulaşabilirlik ve erişebilirlik olanaklarının sınırları genişledi. Değer yaratmak için kullanılan yeraltı ve yerüstü kaynaklar, fiziki sermaye stokları, insan kaynakları ve teknik donanımların değerlendirilmesindeki verimlilikler yükseldi. Bilgi teknolojileri, veri üretiminin hızını artırdı. Verilere ulaşabilirlik olanaklarının genişlemesi, veri depolamasının kolaylaşması, çok fazla veriye ulaşabilirliği sağladı. Veriler analiz edilirken eşleştirme, karşılaştırma ve kümelemelerin yapılabilmesi, veri okuma kalıplarını belirlemenin kolaylaşması insan zihninin erişebilirlik ölçeğini büyüttü. Gelişmelerin bütünü, iş süreçlerini hızlandırdı. İşgücü profilleri değişmeye başladı; işle insan arasındaki ilişkiler hızla farklılaştı.
Entegrasyon ve koordinasyon ilkeleri
Bilgi teknolojilerinin gelişmesinin ikinci dalgası, internetin yükselmesiyle başladı. Bilgilerin işlenmesindeki kolaylıklar internet aracılığı ile uzaklarla bağlantı kurulmasını sağladı. Kaynaklara erişebilirlik alanı genişlerken, süreçlerdeki hızlanma nedeniyle iş akışları da hızlandı. Geleneksel pazarların sınırlı ve yüksek maliyetli erişebilirlikleri daha düşük maliyetle gerçekleştirilir oldu. Entegrasyon olanaklarının genişlemesi ve koordinasyon olanakları iş yerlerinde yönetişim algısını da değiştirdi.
Bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin ikinci dalgasının getirdiği küresel bakış ve oluşumlar kolay benimsenmedi. Küreselleşme olgusunun kapitalizmin bir oyunu olduğunu ileri sürenler vardı. O dönemde Alvin ve Heidi Tofl er ve Mega Trend yazarı John Naisbitt ‘ın saptamalarını küçümseyenler hiç de az değildi.
Geçmişte yeni eğilimleri toplumsal tartışmanın derinliğine yayabilseydik; gelişmelerle ilgili bilgi sahibi olan yurttaşlarımızın sayısı artar; toplumsal duyarlılıklarımız çok farklı düzeyleri yakalayabilirdi.
Bugün de bilgi teknolojilerin ve dijital erişebilirliğin yarattığı etkilerin üretime yansımalarının ne olacağını yaygın biçimde sorgulamazsak, gelişmenin temel dinamiklerinden biri olan “bilgili ve ilişkilerini sıklaştıran yurttaşları” gerektiği kadar çoğaltamaz, rekabet yarışında dereceye giremeyiz.
İş yerleri yöneticilerinin “rekabet edebilir yönetişim” yapabilmeleri için beş temel alanla yoğun biçimde ilgilenmeleri gerekiyor.
Birincisi, geleneksel üretim sisteminde, ürünle ilgili bilgiler ürün dışında oluşurken, akıllı ve bağlantılı ürünlerin yaygınlaşması, bizzat ürün tarafından bilgilerin üretildiği bir aşamaya doğru hızla ilerliyoruz. Ürünlerin içsel bilgisinin artması, talep koşullarını, faktör koşullarını, karşılıklı bağımlılık ilişkilerini, sistemler arası ilişkileri ve sektörle arasındaki bağlantıları değiştiriyor. İş yerimizde değişmelerin etkilerini yeterince analiz edemediğimiz zaman uyum sağlamamız da mümkün olmuyor.
Koordinasyon ve optimizasyon
İkincisi, özellikle tarımsal alanda tohumun toprağa atıldığı ilk günden bugüne yaklaşık on iki bin yıldır toprağa ve bitkiye bakarak yaptığımız üretim, şimdi sensörlerle toprağın iç yapısını izleyerek yapma noktasına doğru ilerliyor. Gelecek yirmi yılda verimlilikte ciddi artışlar bekleniyor. Toprağın üstü yerine altına bakma ilk kez bu ölçülerde önem kazanıyor; elimizin menzilindeki değerli varlıklarımızdan biri olan toprak algısı ve işleme bilgisi radikal değişikliklere tanıklık ediyor.
Üçüncüsü, ürünlerde “işlev değişikliği” ve “uzaktan komuta imkanları” yaratan yazılımların kullandıkça artmayan maliyetleri,- değişken maliyetlerini yapısını farklılaştırıyor, yeni bir maliyet, fiyat ve kalite dengesi oluşuyor.
Dördüncüsü, “yapay zekanın ürüne sinmesi”, internet ve bulut olanaklarının yarattığı “bağlantı imkanları” farklı disiplinler arasında “koordinasyon ve optimizasyon” olanakları yaratıyor; yeni bir “verimlilik düzeyine” doğru hızla ilerleniyor.
Beşincisi, yeni ürün yapısı işlevi ve kültürünün “mekan hâkimiyeti” yepyeni “ağların” oluşumunu hızlandıracak. Bu yeni ağların merkez ve çevre ağlar ilişkisi, düşünce sistemlerini, inanç sistemlerini, eğitim sistemlerini, ticaret sistemleri, bilim ve teknoloji sistemlerini, siyasal,sosyal ve kültür sistemlerini, yönetim sistemlerini ve hukuk sistemini yeni tanımlar ve yeni tasarım ev uygulamaya taşıyacak.
On yıl sonra hayatı derinden etkileyeceğini düşündüğümüz gelişmelerle ilgisiz olanların nefessiz kalacağından kimsenin kuşkusu olmasın!