Geçen yıl BYD, Tesla'yı iyice solladı
İçten yanmalı motor (ICE) ilk sanayi devrimini getirmişti. Yeni sanayi devriminin ayrıcı özelliği de elektrikli araç (EV) teknolojisi. Dünya artık hareket kabiliyeti açısından, ICE’den, EV’ye geçiyor. Bu yeni piyasada Amerika-Çin rekabeti devam ediyor. Ama ortada bir gerçek var. 2018 yılında, Çinli BYD, Amerikalı Tesla’yı iyice solladı geçti. Hadisenin Trump’la bir alakası var mı? Evet. peki, bu kıssadan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG A.Ş.) için nasıl bir hisse çıkartabiliriz? Gelin aklımdakini anlatayım.
Her şey 15 yıl önce başladı, buyurun yarışa #15yearchallenge
BYD ve Tesla aynı yıl elektrikli araç üretmek üzere kuruldular. BYD Şenzen’de, Tesla ise Kaliforniya’da. Biri Çin’de, diğeri ise Amerika’da. Sene 2003’tü. Türkiye, o vakitler, Avrupa Birliği (AB) sürecinin önünü açmaya çalışıyordu. İsteyen bu aralar pek revaçta olan bir #15yearchallenge karşılaştırması yapabilir.
2002 yılı seçimleri yeni bir hükümet getirmiş, AB süreci hızlanmıştı. 2004 yılında, AB’ye katılım için müzakere süreci başlatıldı. Ama doğrusu ya, yeni teknolojiler konusunda son derece yanlış bir tavır içindeydik. “Hele bir yeni teknolojiler otursun, nereye odaklanacağımıza karar veririz.” yanlış tavrı Türkiye’ye doğrusu çok vakit kaybettirdi. Yapılabilir olanı çok fazla erteledik. Ne oldu?
BYD ve Tesla, 2003 yılından bugüne, EV pazarında öncü şirketler olarak gözle görünür hale geldiler. Önce Warren Buffett’ın yönettiği Berkshire Hathaway, BYD’ye hatırı sayılır bir yatırım yaptı. Herkes nedir bu BYD diye ilk o zaman merak etti. Bu arada, Elon Musk’ın tanıtım kampanyaları da Tesla’yı en azından kamuoyunun gözünde bir dünya lideri haline getirdi. Ayrıca Çinli Tencent Holding Tesla’nın yüzde 5’ini satın aldı Mart 2017’de. Musk daha geçen yılın Şubat ayında, bundan bir yıl önce, Mars’a doğru, içinde, YıldızAdam (Starman)’ı taşıyan, Tesla Roadster’ı uzaya yerleştirdi. EV işi iyice bilinir oldu. Çin’in 2025 programının temel taşlarından biri EV piyasasında lider konuma gelmekti. Nitekim Çin de o yola girdi.
2018 yılında BYD 247.811 adet EV sattı, Tesla’nın elektrikli araç satışları ise 245.240’ta kaldı. BYD, özellikle Çin piyasasında, zaten e-otobüs ve e-kamyon satışlarında lider konumundaydı. Kolombiya’nın Medellin kentinde 2017’den beri kullanılan BYD e-otobüslerini anlatıp duruyorlar. BYD’nin EV satışları 2017’den 2018’e yüzde 110 arttı. Tesla’nın performansı da fena değildi, doğrusu. 2017’de 2018’e satışları yüzde 142 arttı. Starman işe yaradı ama Tesla’nın birinciliği almasına yetmedi.
TOGG A.Ş. neden sessiz kaldı?
Türkiye ile birlikte 2003 yılında AB katılım süreci müzakerelerini başlatan Hırvatistan 2013 yılında AB üyesi oldu. Türkiye başladığı işi hala tamamlayamadı. Ama Haziran 2018 itibariyle, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu, TOGG A.Ş. adıyla, EV piyasasına girmek üzere şirketleşti. 15 yıl sonra Türkiye hiç değilse doğru yolda son derece somut bir ilk adım attı bu #15YearChallenge işinde doğrusu. TOGG A.Ş. Haziran 2018’de kuruldu. Türkiye, “bekleyelim yeni teknolojiler otursun” manasızlığını 15 yıl sonra bıraktı.
Aralık 2018’de dünyanın en çabuk hızlanan arabasına, kırmızı bir Tesla Roadster’a binmiş olan Yıldız Adam (Starman) Mars’ı geçti. Musk’ın SpaceX şirketi “Yıldız Adam’ın bundan sonraki durağı evrenin sonundaki lokanta” diye twit bile attı o ara. Her iki şirkette yalnızca elektrikli araç değil, enerji ve pil teknolojisinde de öne çıktılar. Kısacası, 15 yıl içinde her iki şirkette başarılı oldular. TOGG A.Ş. söz konusu olduğunda da, Türkiye’nin, bu kez başladığı işi bitirmesi gerekiyor, bana sorarsanız. Artık bir hareket görmenin zamanı geldi.
BYD, Tesla’yı nasıl geçti?
Peki, BYD Tesla’yı nasıl geçti? Aslına bakarsanız, EV teknolojisi söz konusu olduğunda, BYD hala Tesla’nın gerisinde duruyor. Çin’in EV işinde Amerika’dan liderliği almak için daha fazla çaba harcaması gerekiyor. Mesela bilenler BYD’nin menzilinin 186, Tesla’nın menzilinin ise 311 kilometre olduğunu söylüyorlar. Ama menzil meselesini, daha çok pil doldurma istasyonuyla çözmek mümkün. Ayrıca BYD’nin kullandığı pil, Tesla’nınkine göre daha ağır diyorlar. Bunlar nedir? Çin, Amerikan yatırımları vasıtasıyla gelecek teknoloji transferini daha ister demektir. Zaten Tesla’nın 2018 yılında Çin’e yatırım yapma planları bir sevinçle karşılanmıştı. Tesla’nın dünyanın en büyük otomobil pazarına girmesini engellemeyi düşünmedi bile Çinliler. Hadise faydalıydı. Tesla, Şangay’da arazi bile buldu.
Yeni teknolojik devrim, yeni sanayi politikası gerektiriyor
Çin, EV işinde lider olmak için ne yaptı? EV işine girmek isteyen şirketlere destek verdi. BYD, Tesla’yı son iki yılda nasıl geçti? Bana sorarsanız, öncelikle, Çin hükümetinin EV kullanımına verdiği destek sayesinde geçti. Şirketlere 10 milyarlarca dolar doğrudan yatırım desteği sağladı. Bunun yanında tüketicilere yönelik destekleri de devreye soktu. Çin, yalnızca elektrikli araç başına destek sağlamıyor, satın almak isteyenlere, aynı zamanda çevre kirletmeye yönelik kamu politikaları vasıtasıyla da destek sağlıyor. Aynı dönemde, sağı solu belli olmayan Trump yönetimindeki Amerikan yönetimi ne yaptı? Obama döneminde sıkılaştırılan araç emisyon düzenlemelerini gevşetti. Ne yaptı? Tesla’nın Amerikan topraklarında araç satmasını zorlaştırdı. Amerikan düzenlemeleri, çevreyi kirleten araçlara daha fazla müsamaha gösterince, Çinli BYD, Amerikalı Tesla’yı iyice solladı. Trump, Amerikan şirketinin işini zora soktu.
BYD/Tesla hadisesinden ben üç adet sonuç çıkartmak isterim, müsaadenizle. Birincisi, ICE’den EV’ye geçişte, siz, üzerine odaklanacağınız teknolojiyi seçtiğinizde, üzerine odaklanacağız sektörü de belirliyorsunuz. BYD ve Tesla aynı odağa sahip değiller. BYD’nin çok daha geniş bir yelpazeye sahip olduğu görülüyor ürettiği ürünler açısından bakıldığında. Neden? Büyük bir olasılıkla, Çin hükümetinin daha cömertçe sağladığı desteklerden.
İkincisi, yeni teknolojilere doğru yönelişte, kamu destekleri önem taşıyor. Nedir? Yeni teknolojik devrim sanayi politikasında ulusal şampiyonlar çıkartmayı özendiriyor. Teknoloji yarışında yer almak isteyenler sanki daha aceleci davranıyorlar ve destekleri artırıyorlar.
Üçüncüsü, yeni teknolojiler söz konusu olduğunda, kamu doğrudan şirkete destek sağladığı gibi, tüketicilere de destek sağlayabiliyor. Aynı zamanda, emisyon standartlarını sıkılaştırarak, başka bir alandaki kamu politikaları vasıtasıyla, tüketicileri, çevreyi daha az kirleten araçlara doğru yönlendirebiliyor. Şirketler arasındaki seçimi, desteği alan çok sayıda tüketici yapabiliyor.
Türkiye’nin artık bu yarışta tutukluğunu ve hareketsizliğini üzerinden atması gerekiyor. “Hele bir teknoloji gelişsin” diye bekledikçe yalnızca fırsat kaçırıyoruz gibi geliyor bana doğrusu.