Geç kalınmış Varlık Fonu
RAHMİ AKSU - ÖİB Uzmanı İşgemler Birliği Gen sekreteri
Dünyada ilk Varlık Fonu 1953 yılında Kuveyt tarafından kurulmuş olup, fonun büyüklüğü itibariyle, Çin, Amerika, Norveç, Rusya başta olmak üzere 55 ülkede 82 Varlık Fonu bulunmaktadır. Buna Türkiye hariç G20 ülkelerinin hepsi dahildir. Varlık fonları iki nedenle kurulurlar, birincisi ülkedeki ekonomik faaliyetleri dış etkenlere karşı korumak, ya da var olan refahı gelecek kuşaklara taşımak. Fon Merkez Bankası nezdinde kurulabildiği gibi, ayrı bir şirket olarak da kurulabilir. Merkez Bankası bünyesinde kurulması halinde, bankanın bağımsız yapısı nedeniyle, faaliyetlerini siyasal etkilerden uzak yürütebileceği izlenimi vermesi dolayısıyla kamuoyu nezdinde güven yaratmaktadır. Fonun ayrı bir şirket olarak kurulması halinde ise, kendisini kanıtlayana kadar güven sorunu yaşaması ve eleştirilerle karşılaşması mümkündür.
Son yıllarda küresel ekonomideki belirsizliklerin hızla artması ve ülkenin karşı karşıya kaldığı sorunlar, başta ekonomi olmak üzere çeşitli alanlarda yeni tedbirlerin hızla alınmasını zorunlu kılmıştır. Nitekim Türkiye Varlık Fonu AŞ. 19/08/2016 tarihinde 6741 sayılı Kanun’la kurulmuştur. Kuruluş amacı sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak dış kaynak temin etmek, stratejik büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmektir.
Fonun doğru kullanılması halinde, ülkeye giren yabancı yatırımları arttırmasının yanında, yerel yatırımcıların en büyük sorunu olan faizleri aşağı çekerek yerli yatırımcının da önünü açacaktır. Ayrıca, fon kaynaklarının etkin kullanımı, eğitim, üretim, istihdam ve inovasyonu hedefleyen yatırımlara öncülük etmesi halinde, ürettim ve ihracatta teknolojik ürünlerin oranını arttırarak, ülkemizin son on yılda girdiği orta gelir tuzağının aşılmasına da yardımcı olacaktır.
Fona özelleştirme kapsamında bulunan varlıklar, çeşitli kamu kuruluşları ve kamu bankaları aktarılmıştır. Fon kaynaklarının belirlenmesi çeşitli eleştirileri de beraberinde getirmiş, fonun kaynaklarının Sayıştay denetiminden çıkarılarak, kamusal denetimin dışında bırakıldığı eleştirileri yöneltilmiştir.
Ancak, ülkemizde var olan kamusal denetimin, fonun denetimini yapacak bağımsız denetim kurumlarından daha etkin bir denetim yaptığı söylenemez. zaten fon işleyiş ve yatırımlarla ilgili yeterli bilgi sunmazsa varlık fonlarının şefaflığını ölçen” Linaburg-Maduell” endeksinde alt sıralarda yer alır. Bu durum ise fonun kuruluş amaçlarının gerçekleştirilmesini imkansız kılar. Ayrıca fonun doğru kullanımının en büyük takipçisinin basın ve kamuoyu olması gerekir. Bu güne kadar fonla ilgili bütün yazılanlar, fona aktarılan kamu malları ve işleyişiyle ilgili olup, bu kadar önemli bir Fonu yönetecek kadroların nereden ve nasıl temin edileceği hususu gündeme getirilmemiştir. Oysaki, dünyanın en mükemmel kanunları bile uygulamayı yapan kadroların yetkinliğiyle başarı kazanır. Bu nedenle, Fonun personel yapılanmasında, geçmişte benzer Fon yönetmiş olan (KOF) ÖİB çalışanlarının birikiminden yararlanılması doğru olacaktır.