GDO'lu mısır ithalatı gündeme gelirken
Mısır üretimi ve verimliliği son yıllarda ülkemizde önemli ölçüde arttığı için 1 milyon tonun üzerindeki ithalatımız 2010 yılında 450 bin tonlara geriledi. Ancak, pamuk fiyatındaki artış nedeniyle pamuktan mısır üretimine geçilen bazı alanlarda yeniden pamuk üretilmesi, bu yıl mısır rekoltesini düşürünce yemciler, beyaz etçiler, damızlıkçılar ve yumurtacılar GDO'lu mısır ithalatına izin başvurusu yaptılar. Bu başvuruya Bilimsel risk komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme komitesi raporlarında izin verilebileceği belirtilince GDO'lu mısır ithalatının önü açılmış oldu.
Yemciler, beyaz etçiler, damızlıkçılar ve Yumurtacıların GDO'lu üç mısır geni ithalatı taleplerine Bilimsel Risk Değerlendirme Komitesi raporunda "zararı yok ithal edilebilir" kararı verildi. Sosyo Ekonomik Değerlendirme komitesi raporunda ise, GDO'lu ürünlerin zararına dikkat çekilerek yerli üretimin artırılması istenmesi bilgisine yer verildikten sonra, yerli üretimin yetersizliği nedeniyle GDO'lu mısır ithal edilebileceği görüşü ortaya kondu. Bu iki kurulun kararının ardından GDO'lu mısır ithalatının önü açılmış oldu.
Oysa son yıllarda mısır üretimindeki gelişmeler ekim alanlarında yüzde 10'luk bir artış olmasına karşın, üretimin yaklaşık iki kat arttığını ve ithalatta da önemli azalış olduğunu gösteriyor.
Türkiye'de 2000'li yılların başında 550 bin hektarlık alanda mısır ekimi yapılırken, 2 milyon 300 bin ton ürün elde edilirken, 2010 yılında 594 bin hektara yükselen mısır ekim alanından elde edilen üretim 4 milyon 310 bin tona yükselmiş durumda.
Bu önemli üretim artışı 2000 yılında 1 milyon 286 bin ton olan, 2003 yılında 1 milyon 810 bin tona ulaşan ithalatın 2009 ve 2010 yılında hızla azalarak 450 bin tona gerilemesi sonucunu getirdi.
Son yıllarda mısır ekiminin artmasına bir yandan yabancı kuruluşların sözleşmeli üretim yaptırdığı çiftçilere, sağladığı imkanlar ve krediler neden olurken, bir yandan da pamuk ekiminde makineli tarıma geçilemeyen alanlarda pahalı işçilik nedeniyle pamuk ekiminin terk edilmesi de rol oynuyordu. Bunun sonucunda 950 bin tonlardan pamuk üretimi hızla gerileyerek 2010 yılında 350-400 bin tonlara kadar geriledi. Ancak, geçen yıl pamuk fiyatlarının dünyada hızla artması bazı çiftçilerin ülkemizde mısır yerine yeniden pamuk ekmeleri sonucunu beraberinde getirdi. Bu, bu yıl mısır rekoltesinin düşmesine neden olacak bir gelişmeye yol açtı.
Yemciler, beyaz etçiler, damızlıkçılar ve yumurtacıların talebi ile GDO'lu mısır ithalatı taleplerinin bir nedeni de, GDO'lu üründen alının verimin daha yüksek olması.
Ayrıca konu ile ilgili görüşüne başvurduğumuz uzmanlar, Türkiye'nin ithalat yaptığı ülkelerde zaten GDO'lu üretim yapıldığını, bu nedenle geçen yıllarda ithal edilen mısırın da muhtemelen GDO'lu olduğunu öne sürüyorlar.
Türkiye'de Adana bölgesinde mısır üretimi yapan çiftçiler ise, kendi üretimlerinin hem pahalı, hem de az verimli olduğunu belirterek, "GDO'lu İthal mısır ülkemize gelirken, bize de GDO'lu mısır üretimi hakkı verilmeli" görüşünü öne sürüyorlar.
Bu gelişmeler gösteriyor ki, bu konudaki tartışmaların sürmesine neden olacak.
Türkiye eğer GDO'lu mısır ithalatını istemiyorsa mısır tüketim ihtiyacını yeni dönem beklentileriyle planlayıp, son yıllarda artan mısır üretimini artırmaya devam edecek tarımsal destek sistemini geliştirmelidir. Aksi halde GDO'lu mısır tartışması önümüzdeki yıllarda da sürecektir.