Gaziantep, yeni bir hikaye yazmanın sancılarını mı çekiyor?
Gaziantep, bin 100 ihracatçı firmasıyla 189 ülkeye geçen yıl 6 milyar 522 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. En fazla ihracat yapan kentler sıralamasında beşinci ya da altıncı sırada yer alsa da Gaziantepliler son yıllarda bir aşağı bir yukarı gerçekleşen ihracat rakamlarından pek hoşnut değil. Gaziantep, geçmişte ihracat başta olmak üzere markalaşma, inovasyon gibi birçok alanda hikayeler oluşturdu ve bugünkü başarısını da doğru yazdığı hikayelerle gerçekleştirdi. Ancak başarıyı sürdürülebilir kılmak için şu sıralar yeni hikayeler yazması gerekiyor. Hatta bu hikayeleri yazmada geciktiğini bile düşünüyorum. Bu konunun önemini sık sık söylemeye ve yazmaya devam edeceğim.
Bu hikayeler ne üzerine kurulmalı, nasıl kurgulanmalı şu sıralar kentte çok net dillendirilmese de aslında bu yönde sancılar çekildiğini hissediyorum. UNESCO tarafından “Gastronomi Kenti” seçilen Gaziantep’in turizme yönelik bir hikaye oluşturması yönünde bir eğilimi var gibi ama ne derece doğru olur bilemedim. Daha büyük hedeflere koşan ve koşması gereken Gaziantep, bu tarafını ancak ana hedefini destekleyici yan unsur olarak kullanabilir diye düşünüyorum. Yeni hikayelerin sanayi ve ihracata yönelik kurgulanması daha yerinde olacaktır bence.
Örneğin kentin lokomotifi olan halı sektöründe istenen başarı yakalandı. Dünyada artık Gaziantep halısı rüştünü ispatladı, halıda yapılabilecek yenilik, katma değer her ne varsa yapıldı sanki. Bundan sonra yapılacak yatırımlar mevcudu zora sokmaktan ve sektörün kan kaybetmesinden başka işe yaramaz. Ayakkabı sektöründe ise özellikle klasik erkek ayakkabısında Gaziantep’te çok kaliteli ve yüksek kapasiteli üretim gerçekleştiriliyor. Ama bir tane markamız yok maalesef.
Sektörlere dair anlatılacak çok şey olduğundan bu konu başlı başına başka bir yazının konusu olsun ama anlatmak istediğim Gaziantep’in artık sıradan üretimler yerine, katma değerli ürünlere yönelmesi gerekiyor. Sivil savunma bu anlamda ana gündem olabilir. Hatta bu konuda 5. OSB Bölgesi’nde bu sektöre yatırım yapmak isteyenler için özel bir alan ayrıldığını duyduk. Önemli bir adım ama bu konudaki çalışmaların ve taleplerin daha çok dillendirilmeye ihtiyacı var.
Diğer taraftan Gaziantep’in halka açık şirket sayısı iki. Ar-Ge Merkezi sayısı daha yeni altı oldu. İSO’nun açıkladığı Türkiye’nin en büyük bin firma listesinde 58, TİM’in en fazla ihracat yapan bin firmasında 73, en hızlı büyüyen 100 şirket araştırmasında 12 Gaziantepli şirket varken, Ar-Ge merkezi ve halka açık şirket sayısı da Gaziantep’e yakışmıyor. Bu konularda kentte bir seferberlik bile başlatılabilir diye düşünüyorum. Bir konu da Gaziantep’in dışardan yatırımcı çekme yönünün zayıf olması.
Oysa sanayi altyapısı bu kadar zengin bir kent, hem ulusal hem de yabancı yatırımcıların dikkatini çekebilmeliydi. Tabii kentin bu konuda istekli olup olmadığını anlamak lazım öncelikle. Gaziantepliler umarım doğru hikayeler oluşturarak başarısını sürdürülebilir kılar. Bizler kentteki gelişmeleri siz okuyucularımıza aktarmaya devam edeceğiz.