Gazetecilik ve halkla ilişkiler birlikte yüceltilebilir mi?

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ [email protected]

Gazetecilik ve halkla

ilişkiler…

İletişimde iki önemli alan…

İki önemli meslek…

Ortak sorumlukları olan…

Birbirine yakın iki meslek…

Birbirine yakın ama iki farklı

meslek…

Türkiye’de yaklaşık 10 bin

gazeteci var…

Sarı basın kartı sahibi…

3 bin 200 gazeteciyle

İstanbul önde…

Ankara’da da 2 bin180

basın kartı sahibi var.

Ya halkla ilişkiler

profesyonelleri?

Net bir bilgi yok.

2 bin civarında olduğu

söyleniyor…

Türkiye Halkla İlişkiler Derneği

Başkanı‘na sordum…

Sayın Fügen Toksü’ye…

Hakkıyla yapanlar taş çatlasın 500…

Sektörün temsilcileri öyle diyor.

Türkiye’de halkla ilişkilerin hacmi küçük…

20 milyon dolar civarında

Şimdilik…

Çünkü halkla ilişkiler en hızlı gelişen

sektörlerden…

Hemen her yıl çift haneli büyüyor.

Sadece belli başlı şirketlerle sınırlı değiller

artık…

KOBİ’lere de hizmet vermeye başladılar.

Geçtiğimiz günlerde bir deklarasyon

yayınlandı.

Gazetecileri ve halkla ilişkiler

profesyonellerini yakından ilgilendiren bir

deklarasyon…

İki kurum imza koydu:

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti…

Kısa adıyla TGC

Ve Türkiye Halkla İlişkiler Derneği

Kısa adıyla TÜHİD

Deklarasyonun başlığı şuydu:

Gazeteciler ve Halkla İlişkiler

Profesyonelleri Mesleklerimizi

Birlikte Yüceltelim.

Yanda ayrıntılarını verdiğim deklarasyon

sadece gazetecileri ve halkla ilişkiler

mesleğini yürütenleri ilgilendirmiyor…

İş dünyasını da ilgilendiriyor.

Medya - halkla ilişkiler - iş dünyası

ilişkilerinde bir ihtiyaca cevap veriyor.

Uzun süredir eksikliği hissedilen bir

çerçeveye giriş yapıyor.

Çünkü deklarasyon medya ile iletişim

konusunda temel çalışma ilkelerini

belirliyor.

Bu nedenle dkkate değer…

Ve işlevsel…

İki taraf arasındaki ilişkiye çeki düzen

vermeye çalışıyor…

Neden böyle bir deklarasyona gerek

duyuldu?

Deklarasyonun ilk cümlelerinde bu

“çalışma ortamının iyileştirilmesi” olarak

ifade ediliyor.

Haber oluşum

sürecinde

karşılaşılması

muhtemel zorlukların

engellenmesi için…

Karşılıklı ilişki

süreçlerinin

iyileştirilmesi

amacıyla…

Ulaşılabilirlik ve

erişilebilirlik…

Genişliyor…

Teknolojik gelişmeler

sınırları genişletiyor…

Bu genişleme süreci

karşılıklı bağımlılık

ilişkilerini artırıyor…

Tüm dünyada…

Tüm sektörlerde…

Alabildiğine…

Kimi isterseniz

dikkate alın;

Bireyler…

Topluluklar….

Toplumlar…

Bir bütün olarak insanlığın karşılıklı

bağımlılık ilişkileri artıyor…

Bağımlılık ilişkilerinin artmasının bir önemli

sonucu da var…

Meslek ve uzmanlıklar arasında

katı sınırlar kalkıyor…

Aksine…

İster birbirine yakın…

İsterse uzak olsun…

Disiplinler arasında “dayanışma” ve

“işbirliği” öne çıkıyor.

Hatta…

İşbirliği ve dayanışma…

Başarılı iş yapabilmenin şartı…

Hem de “olmazsa olmaz şartı” haline

geliyor…

Deklarasyon bir önemli noktaya daha

dikkat çekiyor…

Medya ve Halkla İlişkiler…

Her ikisinin de hizmet verdiği alan belli:

Bilgiye ulaşmada…

Derlemede… Analiz etmede…

Sunulur halde hazırlamada…

Ve tabii kitlelere ulaştırmada…

Düşünce ve fikirlerin oluşmasında…

Beklenti ve yönelişlerin

olgunlaşmasında da…

Bir bilgi gizleniyorsa…

Kasıtlı bir hata varsa…

Kamuoyu aleyhine olumsuz bir tasarrufta

bulunuluyorsa…

Gazetecinin görevi bunu göstermektir…

Sorumluluğu budur…

Aksi halde…

Gazete haber ile değil…

Propaganda ile dolar…

Propaganda, doğru bilgi yerine…

Yani haber yerine…

Tek yanlı bilgi verir.

Belirli bir güç odağına hizmet eder…

Halkla ilişkiler kamuoyunu etkileme

aracı…

Etkilemek ve yönlendirmek için…

Doğası, varoluş nedeni bu…

İmaj paketler ve dağıtır…

O yolla kamuoyunun davranışını etkiler…

Örgütlü ve düzenli yöntemlerle…

Basının ya da genel olarak medyanın

temel dayanağı gerçektir.

Basit gerçek…

Sokaktaki gerçek…

Toplumdan alınan ve bir ayna gibi

topluma yansıtılan…

Gazeteciliğin varsa bir itibarı o gerçeğin

peşinde koşmaktan gelir…

Koşmamaktan da gider…

Gerçeğin gücüyle yaşamak gazeteciliğin

erdemidir…

Gazetelerden farklı olarak, halkla ilişkiler

kendisi için bir iletişim aracıdır.

Algı oluşturmak…

Dahası…

Algıları değiştirmek için tasarlanmış bir

endüstri…

Bir bakıma;

“Rıza imal eden…”

“Gerçeği yeniden şekillendiren…”

Bir endüstri…

Sözün özü şu:

TGC ve TÜHİD’in çabası anlamlı…

Meslekleri birlikte yüceltmek

önemli. Her iki mesleğin kendi

karakterlerini koruyarak bunu yapması

daha da önemli…

Çıkarları farklı…

Benzer noktaları ayrışan noktalarından

daha az olsa da…

Önemli bir deklarasyon ve imza koyanlar

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti adına Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç’in, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı Fügen Toksü’nün imza koyduğu deklarasyon

aynı zamanda bir çağrı.

Bu çağrıya, medya ve iletişim yan örgütleri; Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), İletişim Danışmanlığı Şirketler Derneği (İDA), İnternet Medyası Derneği (İMD), Bilişim Muhabirleri Derneği (BMD), Magazin Gazetecileri Derneği (MGD), Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD), Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği (ESAM), Türkiye Spor Yazarları ve Spor Kulübü Derneği (TSYD) başkanları da deklarasyonu kabul ettiklerini ve desteklediklerini dile getirip ve tabii imzalarını da koyup katıldılar. Haber üretme ve kamuoyunu bilgilendirme süreci içinde yer alan halkla ilişkiler profesyonelleri ve gazeteciler arasındaki karşılıklı ilişkilerin ve iş süreçlerinin iyileştirilmesini amaçlayan deklarasyon şunları içeriyor:

ORTAK HAREKET İLKELERİ

Medya ve halkla ilişkiler meslek mensupları; tutum ve davranışlarında, ortak hareket ilkelerine güçlü ve tavizsiz bir biçimde bağlandıklarında, mesleki saygınlık ve geleceğin güven altına alınmasında ciddi yol alınacaktır.

Bu bağlamda gazeteciler ve halkla ilişkiler profesyonelleri;

- Mesleki yardımlaşmayı yaşam biçimi haline getirir,

- Basın ve yayın organlarına ve halkla ilişkiler profesyonellerine eşit uzaklıkta durur,

- Haber değerine gölge düşürecek, haberlerin değerlendirilmesinde yanlış algılar yaratabilecek ilişkiler kurmaz,

- Konuların “haber” değeri taşıyıp taşımadığını bağımsız olarak değerlendirir ve denetler

- Mesleki zedelenme yaratacak ehliyetsiz ve korsan hareketlere karşı durur, bu türden hareketleri tüm meslek camiasına mal etmez,

- Haberlerin kaynaklarını net bir biçimdeortaya koyar, haberlere konu olanların görüşlerinin alınmasını gözetir

- Ambargolu ve kısıtlı haberlere saygı gösterir,

- Haberin sağlıklı, eksiksiz ve zamanında oluşumu için gerekli kanalları ve bilgi akışını sağlar.

GÖZETİM-DENETİM VE MESLEKİ BÜTÜNLÜK

Gazeteciler ve halkla ilişkiler profesyonelleri; mesleklerinin iş dünyasında, kamuoyunda ve tüm paydaşlar nezdinde saygın bir yer edinebilmesi için;

- Mesleki bütünlüklerini korur, meslek örgütlerine katılımı teşvik eder,

- Meslek örgütleri içinde meslek ilkelerinin gözetim ve denetimine özel önem verir,

- Baskı ve yönlendirmelere mesleki dayanışma içinde karşı durur,

- Yasal çerçevelerle sağlanacak düzenlemelerin derinlik kazanması için mesleklerin öz denetim mekanizmalarını güçlendirir ve işlerlik kazandırır,

- Kurumlardaki çalışanlarını meslek ahlaki ilkeleri konusunda eğitime tabi tutar.

MESLEKİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Gazeteciler ve halkla ilişkiler profesyonelleri, mesleki sürdürülebilirlik için;

- Her mesleğin kendi olanak ve sınırlarının nesnel biçimde farkındadır,

- Gazetecilik ve halkla ilişkiler mesleklerinin, dünya genelindeki eğilimlerinin yarattığı fırsat ve tehditlerin bilincinde hareket eder,

- Mesleki bilgi ve becerilerin edinilmesi, geliştirilmesi ve mesleki yeteneklerin hayata taşınması için “sürekli mesleki eğitim ve gelişim” ilkesini benimser,

- Mesleklerinin sürdürülebilir gelişimini sağlayacak katılımcı projeler üretir.

Her gün karşılaştığımız muammaların arkasındaki sırlar

Şu sıralarda bir kitap okuyorum. Adı: Doğal İktisat Alt başlığı: Neden iktisat neredeyse her şeyi açıklar İktisada Giriş dersleri veren bir profesör; Robert H. Frank yazmış. Bu tür ilginç kitaplarıyla iktisat sevenlerin giderek dikkatini çeken Efil Yayınevi’nden çıktı. Tuncel Öncel’in, yazarın mizah gücünü yansıtan titiz çevirisiyle… Sorular ilginç: Kahverengi kabuklu yumurtalar neden beyaz olanlardan daha pahalıdır? Buzdolabının lambası varken, buzluk kısmında neden lamba olmaz? Kamikaze pilotları neden kask takıyorlardı? Yanıtlar, iktisadın sadece sınıflarda öğretilen veya bankalarla ilgili olan bir şey olmadığını gösteriyor. Anlıyoruz ki, iktisat, sinema ekranından sokaklara kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Yaptığımız ve gördüğümüz her şeyi etkiliyor. Hatta hayatın en ilgi çekici ve anlaşılmaz bazı yönlerini bile açıklayabiliyor. Yandaki karikatür de kitaptan… Bilmem kitabın içeriği hakkında bir fikir verebildim mi?

“Seni Marty

Thorndecker

ile tanıştırmak

istiyorum.

Kendisi

iktisatçı ama

son derece

hoş biridir.”

Çizen: Ed Arno

1974 The New

Yorker Dergisi

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar