Gazetecilik ve halkla ilişkiler birlikte yüceltilebilir mi?
Gazetecilik ve halkla
ilişkiler…
İletişimde iki önemli alan…
İki önemli meslek…
Ortak sorumlukları olan…
Birbirine yakın iki meslek…
Birbirine yakın ama iki farklı
meslek…
Türkiye’de yaklaşık 10 bin
gazeteci var…
Sarı basın kartı sahibi…
3 bin 200 gazeteciyle
İstanbul önde…
Ankara’da da 2 bin180
basın kartı sahibi var.
Ya halkla ilişkiler
profesyonelleri?
Net bir bilgi yok.
2 bin civarında olduğu
söyleniyor…
Türkiye Halkla İlişkiler Derneği
Başkanı‘na sordum…
Sayın Fügen Toksü’ye…
Hakkıyla yapanlar taş çatlasın 500…
Sektörün temsilcileri öyle diyor.
Türkiye’de halkla ilişkilerin hacmi küçük…
20 milyon dolar civarında
Şimdilik…
Çünkü halkla ilişkiler en hızlı gelişen
sektörlerden…
Hemen her yıl çift haneli büyüyor.
Sadece belli başlı şirketlerle sınırlı değiller
artık…
KOBİ’lere de hizmet vermeye başladılar.
Geçtiğimiz günlerde bir deklarasyon
yayınlandı.
Gazetecileri ve halkla ilişkiler
profesyonellerini yakından ilgilendiren bir
deklarasyon…
İki kurum imza koydu:
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti…
Kısa adıyla TGC
Ve Türkiye Halkla İlişkiler Derneği
Kısa adıyla TÜHİD
Deklarasyonun başlığı şuydu:
Gazeteciler ve Halkla İlişkiler
Profesyonelleri Mesleklerimizi
Birlikte Yüceltelim.
Yanda ayrıntılarını verdiğim deklarasyon
sadece gazetecileri ve halkla ilişkiler
mesleğini yürütenleri ilgilendirmiyor…
İş dünyasını da ilgilendiriyor.
Medya - halkla ilişkiler - iş dünyası
ilişkilerinde bir ihtiyaca cevap veriyor.
Uzun süredir eksikliği hissedilen bir
çerçeveye giriş yapıyor.
Çünkü deklarasyon medya ile iletişim
konusunda temel çalışma ilkelerini
belirliyor.
Bu nedenle dkkate değer…
Ve işlevsel…
İki taraf arasındaki ilişkiye çeki düzen
vermeye çalışıyor…
Neden böyle bir deklarasyona gerek
duyuldu?
Deklarasyonun ilk cümlelerinde bu
“çalışma ortamının iyileştirilmesi” olarak
ifade ediliyor.
Haber oluşum
sürecinde
karşılaşılması
muhtemel zorlukların
engellenmesi için…
Karşılıklı ilişki
süreçlerinin
iyileştirilmesi
amacıyla…
Ulaşılabilirlik ve
erişilebilirlik…
Genişliyor…
Teknolojik gelişmeler
sınırları genişletiyor…
Bu genişleme süreci
karşılıklı bağımlılık
ilişkilerini artırıyor…
Tüm dünyada…
Tüm sektörlerde…
Alabildiğine…
Kimi isterseniz
dikkate alın;
Bireyler…
Topluluklar….
Toplumlar…
Bir bütün olarak insanlığın karşılıklı
bağımlılık ilişkileri artıyor…
Bağımlılık ilişkilerinin artmasının bir önemli
sonucu da var…
Meslek ve uzmanlıklar arasında
katı sınırlar kalkıyor…
Aksine…
İster birbirine yakın…
İsterse uzak olsun…
Disiplinler arasında “dayanışma” ve
“işbirliği” öne çıkıyor.
Hatta…
İşbirliği ve dayanışma…
Başarılı iş yapabilmenin şartı…
Hem de “olmazsa olmaz şartı” haline
geliyor…
Deklarasyon bir önemli noktaya daha
dikkat çekiyor…
Medya ve Halkla İlişkiler…
Her ikisinin de hizmet verdiği alan belli:
Bilgiye ulaşmada…
Derlemede… Analiz etmede…
Sunulur halde hazırlamada…
Ve tabii kitlelere ulaştırmada…
Düşünce ve fikirlerin oluşmasında…
Beklenti ve yönelişlerin
olgunlaşmasında da…
Bir bilgi gizleniyorsa…
Kasıtlı bir hata varsa…
Kamuoyu aleyhine olumsuz bir tasarrufta
bulunuluyorsa…
Gazetecinin görevi bunu göstermektir…
Sorumluluğu budur…
Aksi halde…
Gazete haber ile değil…
Propaganda ile dolar…
Propaganda, doğru bilgi yerine…
Yani haber yerine…
Tek yanlı bilgi verir.
Belirli bir güç odağına hizmet eder…
Halkla ilişkiler kamuoyunu etkileme
aracı…
Etkilemek ve yönlendirmek için…
Doğası, varoluş nedeni bu…
İmaj paketler ve dağıtır…
O yolla kamuoyunun davranışını etkiler…
Örgütlü ve düzenli yöntemlerle…
Basının ya da genel olarak medyanın
temel dayanağı gerçektir.
Basit gerçek…
Sokaktaki gerçek…
Toplumdan alınan ve bir ayna gibi
topluma yansıtılan…
Gazeteciliğin varsa bir itibarı o gerçeğin
peşinde koşmaktan gelir…
Koşmamaktan da gider…
Gerçeğin gücüyle yaşamak gazeteciliğin
erdemidir…
Gazetelerden farklı olarak, halkla ilişkiler
kendisi için bir iletişim aracıdır.
Algı oluşturmak…
Dahası…
Algıları değiştirmek için tasarlanmış bir
endüstri…
Bir bakıma;
“Rıza imal eden…”
“Gerçeği yeniden şekillendiren…”
Bir endüstri…
Sözün özü şu:
TGC ve TÜHİD’in çabası anlamlı…
Meslekleri birlikte yüceltmek
önemli. Her iki mesleğin kendi
karakterlerini koruyarak bunu yapması
daha da önemli…
Çıkarları farklı…
Benzer noktaları ayrışan noktalarından
daha az olsa da…
Önemli bir deklarasyon ve imza koyanlar
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti adına Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç’in, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı Fügen Toksü’nün imza koyduğu deklarasyon
aynı zamanda bir çağrı.
Bu çağrıya, medya ve iletişim yan örgütleri; Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), İletişim Danışmanlığı Şirketler Derneği (İDA), İnternet Medyası Derneği (İMD), Bilişim Muhabirleri Derneği (BMD), Magazin Gazetecileri Derneği (MGD), Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD), Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği (ESAM), Türkiye Spor Yazarları ve Spor Kulübü Derneği (TSYD) başkanları da deklarasyonu kabul ettiklerini ve desteklediklerini dile getirip ve tabii imzalarını da koyup katıldılar. Haber üretme ve kamuoyunu bilgilendirme süreci içinde yer alan halkla ilişkiler profesyonelleri ve gazeteciler arasındaki karşılıklı ilişkilerin ve iş süreçlerinin iyileştirilmesini amaçlayan deklarasyon şunları içeriyor:
ORTAK HAREKET İLKELERİ
Medya ve halkla ilişkiler meslek mensupları; tutum ve davranışlarında, ortak hareket ilkelerine güçlü ve tavizsiz bir biçimde bağlandıklarında, mesleki saygınlık ve geleceğin güven altına alınmasında ciddi yol alınacaktır.
Bu bağlamda gazeteciler ve halkla ilişkiler profesyonelleri;
- Mesleki yardımlaşmayı yaşam biçimi haline getirir,
- Basın ve yayın organlarına ve halkla ilişkiler profesyonellerine eşit uzaklıkta durur,
- Haber değerine gölge düşürecek, haberlerin değerlendirilmesinde yanlış algılar yaratabilecek ilişkiler kurmaz,
- Konuların “haber” değeri taşıyıp taşımadığını bağımsız olarak değerlendirir ve denetler
- Mesleki zedelenme yaratacak ehliyetsiz ve korsan hareketlere karşı durur, bu türden hareketleri tüm meslek camiasına mal etmez,
- Haberlerin kaynaklarını net bir biçimdeortaya koyar, haberlere konu olanların görüşlerinin alınmasını gözetir
- Ambargolu ve kısıtlı haberlere saygı gösterir,
- Haberin sağlıklı, eksiksiz ve zamanında oluşumu için gerekli kanalları ve bilgi akışını sağlar.
GÖZETİM-DENETİM VE MESLEKİ BÜTÜNLÜK
Gazeteciler ve halkla ilişkiler profesyonelleri; mesleklerinin iş dünyasında, kamuoyunda ve tüm paydaşlar nezdinde saygın bir yer edinebilmesi için;
- Mesleki bütünlüklerini korur, meslek örgütlerine katılımı teşvik eder,
- Meslek örgütleri içinde meslek ilkelerinin gözetim ve denetimine özel önem verir,
- Baskı ve yönlendirmelere mesleki dayanışma içinde karşı durur,
- Yasal çerçevelerle sağlanacak düzenlemelerin derinlik kazanması için mesleklerin öz denetim mekanizmalarını güçlendirir ve işlerlik kazandırır,
- Kurumlardaki çalışanlarını meslek ahlaki ilkeleri konusunda eğitime tabi tutar.
MESLEKİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Gazeteciler ve halkla ilişkiler profesyonelleri, mesleki sürdürülebilirlik için;
- Her mesleğin kendi olanak ve sınırlarının nesnel biçimde farkındadır,
- Gazetecilik ve halkla ilişkiler mesleklerinin, dünya genelindeki eğilimlerinin yarattığı fırsat ve tehditlerin bilincinde hareket eder,
- Mesleki bilgi ve becerilerin edinilmesi, geliştirilmesi ve mesleki yeteneklerin hayata taşınması için “sürekli mesleki eğitim ve gelişim” ilkesini benimser,
- Mesleklerinin sürdürülebilir gelişimini sağlayacak katılımcı projeler üretir.
Her gün karşılaştığımız muammaların arkasındaki sırlar
Şu sıralarda bir kitap okuyorum. Adı: Doğal İktisat Alt başlığı: Neden iktisat neredeyse her şeyi açıklar İktisada Giriş dersleri veren bir profesör; Robert H. Frank yazmış. Bu tür ilginç kitaplarıyla iktisat sevenlerin giderek dikkatini çeken Efil Yayınevi’nden çıktı. Tuncel Öncel’in, yazarın mizah gücünü yansıtan titiz çevirisiyle… Sorular ilginç: Kahverengi kabuklu yumurtalar neden beyaz olanlardan daha pahalıdır? Buzdolabının lambası varken, buzluk kısmında neden lamba olmaz? Kamikaze pilotları neden kask takıyorlardı? Yanıtlar, iktisadın sadece sınıflarda öğretilen veya bankalarla ilgili olan bir şey olmadığını gösteriyor. Anlıyoruz ki, iktisat, sinema ekranından sokaklara kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Yaptığımız ve gördüğümüz her şeyi etkiliyor. Hatta hayatın en ilgi çekici ve anlaşılmaz bazı yönlerini bile açıklayabiliyor. Yandaki karikatür de kitaptan… Bilmem kitabın içeriği hakkında bir fikir verebildim mi?
“Seni Marty
Thorndecker
ile tanıştırmak
istiyorum.
Kendisi
iktisatçı ama
son derece
hoş biridir.”
Çizen: Ed Arno
1974 The New
Yorker Dergisi