Gazeteci olarak yeniliği bulup uygulayamazsanız, eskiyip tükenirsiniz...

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ [email protected]

Nezih Demirkent'i andık...

Geçtiğimiz cuma günü...

Sevgi...

Saygı...

Ve şükranla...

Türk basınının duayeni...

DÜNYA Gazetesi'nin kurucusu...

10 yıl önce aramızdan ayrılmıştı...

2001 yılının 11 Şubat'ında...

Gözü yaşlı binlerce dostunu arkasında

bırakarak...

Ve son anına kadar gazeteciliğe ve

meslek onuruna adanmış bir ömrü...

İstanbul, Göztepe'de doğdu...

Bir sonbahar günü...

Takvim yaprakları 25 Eylül 1930'u

gösteriyordu.

Sonradan çok çıkacağı Anadolu

yollarına erken yaşta düştü...

Babası yüzbaşı Nurettin Bey, Urfa

Suruç'a tayin olduğunda...

Mehmet Nezih bir yaşındaydı.

Akçakale'de, Hakkari'de büyüdü...

İlkokula Van'da başladı.

İzmit Akçakoca'da devam etti.

Ortaokulu ve liseyi Haydarpaşa'da

bitirdi.

Arkasından da İstanbul Hukuk

Fakültesi'ni...

Fakültenin ikinci sınıfında mesleğe

başladı.

10 Kasım 1950'de...

Son Saat'te...

Stajyer spor muhabiri olarak...

O dönemde gazetenin başında Cihat

Baban vardı...

Hasan Pulur, Hakkı Devrim gibi

gençler de Son Saat'te çalışıyordu.

Nezih Bey anlatıyor:

"O günün çalışma koşulları ile bugünü

mukayese etmenin olanağı yok...

Oturacak sandalye yoktu.

Kalorifer mefhumu yoktu.

Hiç unutmuyorum "Benli Belkıs

gazeteyi ziyaret edecek" diye haber

geldi...

Gelmeden önce oda ısınsın diye

sandalyenin birini yaktık."

Devam ediyor Demirkent:

"Genelde yenilen şey peynir ekmekti...

Ya da helva ekmek...

Son Saat'te fotoğrafçı Osman Özcan'ın

karanlık odası merdiven altındaydı.

Bina sallanıyordu.

Osman Özcan resim basarken odacı

Hasan katta nöbet tutar ve kimseyi

sokmazdı.

Fotoğrafı basıncaya kadar...

Çünkü bina sallanıyordu ve fotoğraflar

flu çıkardı.

Son Saat ve bulunduğu bina Babıali

için bir okuldu."

Son Saat'in öğrencisi Nezih Demirkent

yıllar sonra kendi okulunu kurdu...

Kendi ilkeleriyle...

Kendi DÜNYA'sını...

51 yaşındaydı...

Ama heyecanından bir şey

kaybetmemişti...

Tanık olanlar söylüyor...

Son Saat'te gazeteciliğe başladığı

günlerdeki kadar aşkla sarılmıştı

mesleğine ve gazetesine...

1980'li yıllara gelindiğinde...

Demirkent mesleğinin zirvesindeydi...

Yeni Sabah'ın yazıişleri müdürlüğünü

yapmıştı...

Yeni Gazete'nin de...

1970'te girdiği Hürriyet'in 10 yıl

boyunca genel müdürüydü...

Bir ekonomi gazetesi olarak

DÜNYA'nın temellerini de

orada atmıştı.

Sonra da gelip bizzat devraldı...

Ulusal çapta ilk günlük ekonomi

gazetesine imza atarak Türkiye'de bir

çığır açtı...

O yıllar ekonomiye ilginin arttığı yıllardı...

Ama ekonomi gazetelerde ancak bir

banker batarsa yer buluyordu.

Moda "faize hücum" haberleriydi...

Demirkent, gazetesinde finans

haberleri dışında reel ekonomiye de yer

verdi.

Öne çıkan sanayi dallarına hak ettiği

ilgiyi gösterdi.

Dış rekabete açılan Türkiye'de...

Serpilmeye çalışan sektörlere...

Kabuğunu kırmaya çalışan şirketlere...

Üreticiye ve tarıma da...

Genç gazetecileri bu alanları dikkatle

gözlemlemeye teşvik etti...

Örnek mi?

İşte Ali Ekber Yıldırım...

Bu anlayışın mahsulüdür.

İzmir'den tüm Türkiye için tarım

yazmaya Demirkent'in yönlendirmesiyle

başlamıştır.

Daha niceleri...

Ekonomi basınında bugün söz sahibi

olanları bir gözünüzün önüne getirin...

Vahap Munyar, Jale Özgentürk,

Ercan İnan, Erdal Sağlam, Yavuz

Semerci, İsmet Özkul, Mustafa

Mutlu, İbrahim Ekinci...

Pek çok isim arasında aklıma ilk

gelenler... Bugün artık başka alanlarda

görev yapan onlarcası da cabası...

Hepsi gazeteciliğe ilk adımlarını Nezih

Demirkent okulunda attılar...

Demirkent, ekonomi gazeteciliğinde bir

çığır daha açtı...

Ulusal basına yepyeni bir model

getirdi...

Habercilikte yalnız İstanbul'a

odaklanmadı...

Anadolu ve Trakya'ya da yöneldi...

Türkiye'nin dört bir yanındaki ekonomi

merkezlerinde temsilcilikler açtı...

Bizzat gitti bölgelerde toplantılar

düzenledi...

İnsanlarla yüz yüze, omuz omuza...

Girişimi ve girişimciyi yüreklendirdi.

Olaylara, habere kendi gözlüğünden

değil, aydınlatmaya çalıştığı insanların

gözünden baktı.

Medyanın şimdi şimdi dikkate almak

durumunda kaldığı Anadolu kentlerini...

Herkesin yeni yeni sahiplendiği

KOBİ'leri...

İlk günden DÜNYA'nın sayfalarına

taşıdı.

Başarılarını tüm Türkiye'ye aktardı.

Sorunlarını dinledi..

Kalemiyle, her platformda takipçisi

oldu...

Hem fark yarattı...

Hem farkındalık...

Dünya aleme, İstanbul'dan başka bir

Türkiye de olduğunu gösterdi...

Gazetemizin değerli yazarı Tevfik

Güngör, Nezih Bey'in ölüm

yıldönümünde güzel özetledi:

"Nezih Demirkent...

Basın sektörünün içinde kalınarak...

Başka iş kollarından destek almadan...

Bir gazete yayınlanabileceğini...

Bu gazetenin;

Kendi kendine yeter hale

ulaşabileceğini...

Bağımsız olarak yayınını

sürdürebileceğini...

Anadolu'ya ve habere dayanan

ekonomi gazetesinin yaşama şansı

olduğunu...

Bir gazetenin;

Gençlere önem vermesi...

Gençleri yetiştirmesi...

Muhabirleri öne çıkarmasıyla...

Dinamizmini artırıp sürdürebileceğini...

Ve de yayıncılıktaki başarıya dayalı

gelirlerin, sektör içinde bırakılması

halinde büyümenin

gerçekleşebildiğini...

Ortaya koyan gazetecidir."

Bu özellikler hayranlık uyandırıyor...

Sadece Türkiye'de değil...

Avrupa'daki ekonomi gazetecileri

arasında da...

Demirkent'in ülkenin kılcal damarlarına

uzanan habercilik modeli...

Onun interaktif gazetecilik anlayışı...

Avrupa Ekonomi Basını

Federasyonu'nda (EBP) yankı buluyor.

Nezih Demirkent, gazeteciliğin

duayeniydi...

Aynı zamanda cemiyetçiliğin...

Meslekte dayanışmanın da...

İster 20, isterse 70 yaşında olsun...

İçinde gazetecilik ateşi yanan herkese

kapısı açıktı...

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin

(TGC) on yıl başkanlığını yaptı...

Bu göreve 1982'de Burhan Felek'in

ölümünden sonra seçilmişti...

Aramızdan ayrılmadan önce Türkiye

Gazete Sahipleri Birliği'nin

başkanlığını sürdürüyordu. İstanbul

Sanayi Odası'nda da meclis üyeliğini...

Pek çok sosyal sorumluluk projesinin

fikir babasıydı...

Mesleğe başlamasına vesile olan çok

sevdiği spora da katkıda bulundu...

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nde

yönetici olarak yer aldı.

TGC Başkanı Orhan Erinç, Aşiyan'da

kabri başındaki törende, Demirkent'in

en önemli yönlerinden birinin,

"gazetecilik mesleğinin gelişmesi ve

meslek ilkelerinin uygulanması

konusunda gösterdiği özen" olduğunu

belirtti.

Gazetemizin başyazarı Osman Arolat

da "ustamız" diye nitelediği

Demirkent'in "Salı Yazıları"nın Türk

basınının yönlendirilmesinde çok

önemli bir işlev gördüğünü anlattı...

Gerçekten de Nezih Demirkent, kendi

mesleğine ayna tutan ender

insanlardandı...

Basında yaşanan güncel olgu ve

olayları büyük deneyimi ışığında

değerlendirdi.

Hassas ve adil tartısıyla...

Salı Yazıları gazeteciler için bir terazi...

Nezih Demirkent bir kuyumcu gibiydi...

Herkesin saygısını kazanmış bir

kuyumcu...

Başardı, çünkü aklını ve yüreğini

mesleğine koymuştu.

Hep işinin başındaydı...

Yine bir toplantı sonrasında

Karaman'dan yorgun döndüğü son

günlerine kadar...

Hiç aksatmadan haber toplantılarına

katıldı... Gazete patronu da olsa o hep

muhabirdi...

Öyle hissetti, öyle yaşadı...

"Gazeteyi Gazete Yapan Muhabirlerdir"

Bu sadece onun bir yazısının başlığı

değil...

Temel görüşüydü...

Hani iz bıraktı denir ya...

Demirkent, gerçekten iz

bırakanlardandı...

Biz gazeteciler için bir semboldü...

Kökleri de kanatları da kendisinde

buluşturan bir sembol...

Hem gazeteciliğin köklü değerlerine

sahip çıktı...

Hem de her zaman yeniliğe,

yenilikçiliğe, geleceğe kanat açtı.

"Gazeteci olarak yeniliği bulup

uygulayamazsanız, eskiyip tükenirsiniz"

diyordu.

Yarım asrı aşan meslek yaşamının

tecrübesiyle...

Ve genç gazetecilere şu öğüdü

veriyordu:

"Araştıracak, bulacak ve

uygulayacaksın.

Bunun için durmadan çalışacaksın.

Gazetecilik kısaca budur.

Her gün yeni bir şey...

Her gün yeni bir biçim ve yeni bir

olay..."

En önemli eseri gazetesiydi...

Gazeteniz DÜNYA 2 Mart'ta yeni yaşını

kutlayacak...

31'inci yaşımıza giriyoruz...

Nezih Demirkent bizim için;

Haber odaklı...

İlkeli...

Tarafsız ...

Ve bağımsız bir DÜNYA yarattı...

Bu DÜNYA'yı korumak ve geliştirmek

biricik görevimiz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar