Gaz savaşı kulisleri: Gazprom, Ukrayna'nın IMF kredisinden yararlan
Rus petrol devi Gazprom 2006 yılında olduğu gibi, bu kez de radikal seçeneği tercih etti ve gaz musluğunu kapattı. Şirket bu kararda şaşılacak bir durum olmadığını söylüyor. Gazprom sözcüsü Sergei Kouprianov, "Kontrat olmadığı bir durumda, gaz tedariğinin sürdürülmesi için hiçbir ticari ve yasal bir neden yok" açıklamasını yaptı.
Böylece son üç sene içinde ikinci kez yaşıyoruz Rusya-Ukrayna gaz savaşını. Bu savaşın neden olduğu sonuçlar da bir öncekiyle aynı. Rus gazının kesilmesinden tam 36 saat sonra, Avrupa ülkelerinde krizin ilk etkileri alınmaya başladı. Varşova, Budapeşte, Bükreş, Sofya gaz miktarlarında azalma, hatta kesintiler yaşanmaya başladığını açıkladı.
Gazının yüzde 80'ini Rusya'dan tedarik eden AB ise enerji konusundaki bağımlılığını ve zayıflığını aslında hiç bir zaman unutmasa da, bir kez daha hissetmiş oldu.
Gazprom 2006 yılında bugün yaşanan aynı sebeplerden dolayı Ukrayna'ya verdiği gazı kesmişti. Bir yıl sonra ise Beyaz Rusya musluğunu kapattı. Bunun nedeni Gazprom'un isteğinin tersine, Minsk'in gaz fiyatlarını piyasa standartlarına uygun hale getirmemesiydi. Bugün yaşanan krizde aktörler yine aynı. Bir yanda Rus devletine ait olan Gazprom, diğer yanda Ukrayna'da devlet kontrolü altında bulunan Naftogaz. Krizin dekorunda da çok fazla bir değişiklik yok aslında. Turuncu Devrim'den sonra, AB ve NATO yakınlaşmasını sürdüren; hatta Rusya'nın Gürcistan işgalini eleştiren Ukrayna, Moskova ile ilişkilerini tehlikeye atmaya devam ediyor.
Moskova, Ukrayna'yı Avrupa'ya giden gazı kendi için kullanmakla suçlarken; Ukrayna boru hatlarında baskı meydana gelmesini önlemek amacıyla teknik alımlar yaptığını ifade ediyor.
Gazprom, Rusya'nın en fazla borcu olan şirketi
Tüm bu benzerliklere rağmen 1996 yılında yaşanan kriz ile bugün yaşanan kriz arasında fark var. Sonbaharda Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in devreye girmesi ile krizin engelleneceği düşünülmüştü. Putin ve Ukrayna Başbakanı Timochenko, gaz fiyatlarının üç sene içinde yükseltilmesine yönelik bir anlaşmaya oldukça yakın gibiydiler. Fakat aralık ayı öncesinde görüşmeler rayından çıktı. Avrupalı uzmanlar bunun başlıca nedeni olarak finans krizini ve petrol fiyatlarındaki düşüşü gösteriyor. Gazprom bugün Rusya'nın en fazla borcu olan şirketi konumunda. Gaz devinin borcu 60 milyar dolara ulaşıyor. Tabii ki bu noktada en önemli sorun, Gazprom'un devlet şirketi olması ve devletin ihracat gelirlerinin yüzde 65'inin hammadde ihracatından gelmesi. Petrol fiyatlarının üçe bölünmesi, hammadde fiyatarının da düşüşte olması Rusya'nın ticaret açığının artmasına neden oluyor. Son dokuz yıldır ilk defa Rusya 2009 yılında bütçe açığı açıklayacak.
Gazprom'un gözü Ukrayna'nın IMF'den aldığı kredide
Tüm bu gelişmelerin ışında, uzmanlara göre Gazprom, Ukrayna'nın finansal durumundan yararlanmak istiyor. Gazprom'un öncelikli amacı, gaz fiyatlarını artırarak, Kiev'in IMF'den aldığı 16 milyar dolarlık krediden yararlanmak. Bu arada Ukrayna'nın borcunu hesaplarken farklı parametreler kullanan Gazprom, borç miktarının artmasını da sağlıyor. Gazprom hesaplamayı yaparken, ister tüketim ister depolanma amacıyla kullanılsın, ödemenin gaz Ukrayna boru hatlarına girer girmez Naftogaz tarafından yapılması gerektiğini savunuyor. Kiev ise buna karşı geliyor.
Gazprom, Putin'in oyuncağı olarak görünmek istemiyor
Bu arada, Gazprom'un göz ardı etmediği bir diğer konu da kamuoyu savaşını kazanmak. Bir kaç senedir uyguladığı agresif politikalar yüzünden eleştirilen ve Kremlin hizmetinde bir devlet tekeli olarak değerlendirilen Gazprom, artık Putin'in oyuncağı olarak algılanmak istemiyor. Gaz devinin hedefi iş yapan büyük bir şirket olmak. Avrupalılar tarafından anlaşılmak için ticari bir dev olmanın yeterli olmadığını gören Gazprom, Washington, Londra ve Brüksel'de belirlenen halkla ilişkiler şirketleri ile ortak çalışmalar yapıyor. Şirketin başkan yardımcısı Alexis Medvedev de, Berlin, Londra, Paris ve Prag'a yaptığı ziyaretlerde hep aynı mesajı veriyor: Gazprom, AB için güvenilir bir tedarikçidir. Naftogaz ile yaşanan sorun siyasi değil, ticari bir sorundur.
Krizin ilk kurbanı, AB
Gazprom'un tüm bu açıklamalarına rağmen, bugün gelinen noktada, Avrupa Birliği ilk kurbanlardan biri olarak görünüyor. Rusya-Ukrayna arasında yaşanan krizin ardından, AB'nin enerji güvenliği de tekrar kriz dönemine girmiş durumda. Gazprom ile Avrupalı müşteriler arasında, komisyonun bir müdahalesi olmaksızın ikili düzeyde gizli kontratlar imzalandığına dikkat çekiliyor. Bu ilişkilere Ukrayna'nın da dahil olmadığı belirtiliyor. Avrupalı uzmanlar Ukrayna topraklarına gelen Rus gazının miktarını bilmiyorlar. Brüksel 23 Mart'ta tüm bu sorunları masaya yatıracağı uluslararası bir konferans düzenlemeyi planlıyor.
AB şu an için ticari ve yasal boyutta yapılacak bir şey olmadığını, sadece gerilimi azaltmak için devreye girebileceğini söylüyor.
Peki tüm bu yaşananlar dikkate alındığında, ortaya çıkan tablo AB enerji krizi değil mi?