Gayrimenkulde 3 alan çok canlı...
Gayrimenkulde bazı alanlar çok canlı. Yatırımlar sürekli artıyor. Konut kısmında arz ve satış kaynaklı sorunlar bu alanlara uzak gibi. Bunların başında ise okul binaları geliyor. Hem kamunun okul ihtiyacı hem de özel eğitim kurumlarının sayısındaki artış bu alandaki bina yatırımlarını çok canlı tutuyor. Bu da inşaat şirketleri için yeni ve önemli bir alan oluşturuyor. Bu talepten dolayı hem yeni bina inşaatları yapılırken, hem de eski binaların alınıp okula dönüştürülüyor. Yüksek ilgiden dolayı okul binaları yapan şirketler daha bina yapılırken, bu yapıları uzun vadeli kontratlarla eğitim markalarına kiralayabiliyor.
Birçok okul artık bu metotla büyüyor. Eğitim markalarına hızla büyüme getiren bu model, gayrimenkul geliştiricileri için yeni bir finansman enstrümanına dönüştü. Geliştirici firma daha okul binasını yaparken hangi okul markasına kiralayacağını belirliyor. Böylece okulu tamamlanmadan kira kontratı yapıyor. Bu kontratı teminat gösterip projesine finansman sağlayabiliyor.
Yaşlı insanlara yönelik projeler artıyor
Yine bu dönem gayrimenkulde hızla talep gören diğer yatırım alanı olarak yurt binaları dikkat çekiyor. Bu alanı da canlı kılan özel üniversitelerin sayısındaki artış. Bu artış yurt binalarına yatırımı da birlikte getirdi. Birçok gayrimenkul firması ya da fonlar bu alana kayarken, markalı yurt binaları da kendini göstermeye başladı. Bir diğer popüler alan da yaşlı insanlara yönelik projeler olarak dikkat çekiyor. Biraz niş bir alan. Ancak artık trend bu. Bu alanda sadece 50 yaş üstü insanların kalabileceği ve tümüyle bu yaş gurubunun ev ortamında, aynı zamanda da sağlık hizmeti alarak bir arada yaşamalarına imkan sağlayan projeleri giderek daha fazla duymaya başlayacağız.
Yurtdışına çıkış bir finansman modeli olabilir mi?
Gayrimenkulde yeni alanlar büyürken, konutta durum pek parlak değil. Konut pazarı fazla araştırmaya gerek duyulmadan yapılan projeler nedeniyle son dönemlerde biraz şişmanladı. Şişmanlayınca hareket kabiliyeti kalmadı. Bu durumda bazı firmalarda finansman sıkıntısı baş gösterebilir. Ancak çözüm de var. Bu çözümde hem konut ihtiyacı yüksek olan hem de güvenilir yabancı pazarlarda iş yapmaktan geçebilir. Bu modeli önerenlerden biri de Peker Holding Başkanı Hasan Peker. Peker, konut ihtiyacı yüksek olan İngiltere’nin başkenti Londra’da ve Almanya’da projeler yapıyor. Hasan Peker, İngiltere’deki projelerinin daha tabela aşamasındayken yoğun bir talep aldığını söylüyor. Dolayısıyla Türk firmalarının bu pazarlarda daha aktif olmasını bekliyor. Böylece yurtdışında kendi markalı projelerini geliştirip, elde ettiği gelirle de Türkiye’deki projelerini finanse edebileceğini söylüyor. Aslında şöyle bir baktığımızda bu konuda Türk firmalarının Avrupa ve Balkanlar pazarında kendi markalarıyla yavaş yavaş yol almaya başladıklarını görüyoruz. Torkam İnşaat Bulgaristan’la işe başlarken, Setup İnşaat ise Belgrad’ta yol almaya başladı. Bulgaristan’da ise Garanti Koza projeler geliştiriyor. Avrupa’da kendini daha fazla göstermeye başlayan Türk firmalarının bu faaliyetlerinin iç pazarda da daha güçlü firmalar yaratması muhtemel.