Gayrimenkul projelerinin finansmanında kaldıraç: Stratejik finansman yönetimi

Prof. Dr. Ali HEPŞEN
Prof. Dr. Ali HEPŞEN ali.hepsen@dunya.com

Gayrimenkul proje yatırımları finansal büyüklükleri, uzun vadeli yapıları ve sermaye gereksinimleri nedeniyle finans­man stratejilerinin dikkatle planlanmasını gerektirir.

Geleneksel olarak, proje finans­manında borç kavramı öne çıksa da, borcun tek başına yeterli bir gösterge olmadığı ve kaldıraç etkisinin daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Borçtan kaldıraç kavramına geçiş

Borç, finansal tabloların pasif tarafında yer alan ve finansal yükümlülükleri ifade eden bir unsurken; kaldıraç borcun projeye etkisini, risk dengesini ve getiri potansiye­lini değerlendiren daha geniş bir kavramdır. Kaldıraç, borcun sermaye yapısı içindeki ye­rini, özkaynak verimliliğini ve proje özelinde finansal riskleri anlamamıza yardımcı olur.

Finansal yönetim alanında kaldıraç, yal­nızca teknik bir analiz unsuru olmanın öte­sinde, sermaye kullanımının stratejik boyu­tunu ortaya koyması açısından da dikkate değerdir.

Bu bağlamda, kişisel bir değerlen­dirme yapmak gerekirse, “Finansal yönetim kapsamında en çok önemsediğiniz kavram nedir?” sorusuna hiç tereddüt etmeden “kal­dıraç” cevabını veririm. Bu yaklaşımı somut­laştırmak gerekirse; örneğin üç konuttan ay­lık toplam 90.000 TL kira geliri elde eden bir yatırımcı, bu gelirle 3 milyon TL kredi kul­lanarak dördüncü evin taksitlerini kolaylık­la ödeyebilir hale gelebilir. Yeni alınan ko­nutun da kiraya verilmesiyle kaldıraç etkisi büyür.

Her ne kadar günümüzde BDDK dü­zenlemeleri krediye erişimi sınırlandırsa da, kira gelirlerinin enflasyona bağlı artışı kar­şısında sabit kalan kredi taksitleri, yatırım­cının reel getirisini artırır. Böylece bir konut diğerini, beşincisi altıncıyı finanse eder ha­le gelir. Bu strateji, sınırlı özkaynağın doğru kullanımıyla servetin artırılmasını mümkün kılar.

Gayrimenkul projelerinde kaldıraç kullanımı

a) Sermaye yapısı ve kaldıraç oranı

Gayrimenkul projelerinde finansman ge­nellikle borç ve özkaynak bileşenlerinden oluşur. Toplam varlıklar içindeki borcun payı, projenin finansal kaldıracını belirler. Düşük kaldıraç oranı, daha az borçla finan­se edilen projelerde finansal risklerin mini­mize edilmesini sağlar. Ancak bu durum, öz­kaynak getirilerinin görece düşük kalması­na neden olabilir. Yüksek kaldıraç oranı ise, daha fazla borç kullanımına bağlı olarak ya­tırım getirilerinin artmasını mümkün kılar­ken, beraberinde finansal risk seviyesini de yükseltir.

b) Özkaynak getirisi üzerindeki kaldı­raç etkisi

Bir projenin finansmanında borcun kulla­nımı, özkaynak getirisi üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Eğer projenin yatırım ge­tirisi, borcun faiz oranından yüksekse, kaldı­raç etkisi pozitif olur ve özkaynak getirisi ar­tar. Dolayısıyla projelerde kaldıraç kararları yalnızca maliyet avantajı değil, aynı zamanda risk toleransı dikkate alınarak verilmelidir.

c) Nakit akışı ve kaldıraç dengesi

Gayrimenkul projeleri genellikle büyük başlangıç yatırımları gerektirir ve gelir ya­ratma süreci uzun vadeli olabilir. Yüksek kal­dıraç oranı, nakit akışı risklerini artırabilir. Yüksek kaldıraçla finanse edilen projelerde, kredi geri ödeme zamanlaması ile satış/ kira gelirleri arasındaki senkronizasyon, finan­sal sürdürülebilirliğin sağlanması açısından kritik rol oynar. Daha dengeli kaldıraç oran­ları ve esnek finansman modelleri kullanıla­rak bu riskler azaltılabilir.

Kaldıraç dengesi ve stratejik finansman

Sonuç olarak, gayrimenkul projelerinde başarılı finansman yönetimi yalnızca uygun borçlanma değil, bu borcun nasıl kaldıraç ya­ratacağına dair stratejik kararları da içerme­lidir. Bu nedenle, borç yerine kaldıracı mer­keze almak, finansal riskleri ve getirileri da­ha bütüncül bir yaklaşımla analiz etmemizi sağlar. Dolayısıyla, borcun ötesine bakarak kaldıracı stratejik bir finansman aracı olarak kullanmak, gayrimenkul yatırımlarında ba­şarıyı artırabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar