Galatasaray elenmekle neler kaybetti

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

UEFA Kupası'nda son sekize kalan takımlar geçen hafta oynanan maçlarla belli oldu. Temsilcimiz Galatasaray, Hamburg önünde Ali Sami Yen'de  2-0 öne geçtiği bir maçta, 3-2 yenilerek ne yazık ki, elendi. Çok önemli taktik ve stratejik hataların sonunda kaybedilen bu maçı Galatasaray kazansa ya da en azından golsüz beraberlikle sahadan ayrılsaydı sadece bir üst tura geçmekle kalmayacak, Kupa'ya uzanma konusunda da çok ciddi bir yol almış olacaktı.  Çünkü çeyrek finale yükselen sekiz takıma bakıldığında Galatasaray'ın eleyemeyeceği takım yok gibi görünüyordu. Ama futbolda hiç bir maçın oynanmadan kazanılamayacağı  ve önceden hiçbir yorumun geçerli olamayacağı tezine bir kez daha tanık olduk. 

Bu Kupa Sarı Kırmızılı camia açısından çok farklı anlamlar ve önem taşıyordu. Birincisi: Galatasaray bu turu geçmiş olsaydı, içinde yaşamış olduğu krize de bir gol atmış olacaktı. UEFA Kupası'nda her ne kadar Şampiyonlar Ligi kadar para dağıtılmasa da, sonunda buradan kazanılacak bir on milyon dolar bulunuyordu. Kaldı ki, Galatasaray'ın unutulmaya yüz tutan marka değeri Avrupa'da tekrar  bu vesileyle parlayacaktı  ve bu kriz döneminde Galatasaray'ın ekstra bir gelir elde etme olanağı olacaktı.  UEFA Kupası final maçı 150 ülkede canlı yayınlanıyor ve izleniyor.

İkincisi:  Avrupa'da yoluna devam etmiş olmakla birlikte bir yandan toplayacağı puanlarla hem kendi puanını, hem de ülke puanına katkı sağlayacaktı.

Üçüncüsü: Bu sene erecek olan bir Kupa'nın son kupasını kendi müzesine götürme fırsatını yakalamış olacaktı.

Dördüncüsü: Finalin Şükrü Saraçoğlu'nda oynanacak olması, belki de Türk Futbol tarihinde ilklere imza atmış Galatasaray'a bir ilki daha gerçekleştirme şansı verecekti. Bunun bir diğer anlamı da, böylesi bir finalin başta Fenerbahçe ve diğer takımlarımızı da bu konularda daha motive edecek olmasıydı.

Ama olmadı. Kendi söylemlerinde olduğu gibi Galatasaray, Kadıköy'e giden yolda Köprü'yü geçemedi.  Çok önemli kalelerden birisi daha düşmüş oldu. Önce Şampiyonlar Ligi elden avuçtan kayıp gitti. Arkasından Federasyon kupası  kaybedildi ve tüm ümitler UEFA'ya yönlendirilmişti ki, akıl almaz hata ve yanlışların sonucunda Ali Sami Yen'de adeta harakiri yapan Galatasaray sondan bir önceki kalesi UEFA'yı da böylece kaybetti.  Geriye sadece bir lig kaldı. Bu noktada göstereceği performans ise hala camiaya ve taraftara çok fazla güven vermiyor ama diğer takımların kaybettiği puanlar, hala bu konuda bir ümidin olduğunu bize gösteriyor. 

Bu hafta biz, bu sezon sonunda tarih olacak bir Kupa'yı, yani UEFA Kupası'nı ele alacağız. Daha doğrusu Avrupa'nın 2 no.lu bu kupasının tarihte yaptığı  yolculuktan hareketle, nasıl bir gelişim gösterdiğini; futbol ekonomisine olan katkısını;  kulüpler ve Avrupa futbolu için ne tür anlamlar taşıdığını ve gelecekte Kupa'nın formatının nasıl değişeceğini ve bu değişimin mantığını anlatmaya çalışacağız…

Bir Kupa Doğuyor!

Avrupa'da fuar ekonomisi ve ticaretinin çok yaygın olduğu yıllarda Avrupa'nın bir çok gelişmiş kentinde fuarların kurulduğu ve giderek yaygınlaştığı bir dönemde, ticarete konu fuarların kurulduğu şehirler arasında bir futbol turnuvası düzenlenmesi fikri ilk kez İsveç Futbol federasyonu Başkanı Ernst Thommen, İtalyanların önemli futbol adamı  ve oyuncularından  Ottorino Barassi  ve İngiliz Futbol Federasyonu genel sekreteri Stanley Rous tarafından ortaya atıldığında, 1954 yılında kurulan  Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA)bu öneriye çok kayıtsız kalmadı ve  daha sonra Avrupa'nın en önemli ikinci kupası haline gelecek olan bu Kupa'yı   8 Nisan 1955'de Fuar Şehirleri Kupası adıyla kurdu. Uluslararası ticaret fuarlarının organizatörlerinin sponsor olacağı bir Avrupa Turnuvası fikrinde temel amaç; iş ve ticaret dünyası ile bir ittifak kurmaktı. Birinci Şehirler-Arası Fuarlar Kupası'nda Barcelona, Basel, Birmingham, Kopenhag, Frankfurt, Lausanne, Leipzig, Londra, Milan ve Zagrep şehirlerinden takımlar yer aldı. 1955'te başlayan ve 1958'de sona eren bu turnuva Lausanne'nin deplasmanda 6-3 mağlup olup Leipzig'i kendi sahasında 7-3 yendiği harika bir eşleşmeye sahne olurken Barcelona finalde Londra temsilcisini iki maçta 8-2'lik skorla mağlup etmişti.

O yıllarda Fransız L'Équipe  gazetesinin spor muhabiri ve aynı zamanda editörü olan Gabriel Hanot'un önerisiyle UEFA'ya üye ülkelerin Şampiyonlarını yarıştıracak bir turnuva 2 Mart 1955 yılında UEFA tarafından organize edilmiş ve Avrupa Kupası adıyla maçlar oynanmaya başlanmıştı. Daha sonradan adı Şampiyon Kulüpler Kupası ve 1992'den itibaren de Şampiyonlar Ligi'ne dönüşecek olan bu turnuva, Avrupa ve dünyanın en saygın ve en popüler turnuvasının da doğumu anlamına geliyordu. Dolayısıyla Şampiyonlar Ligi'nin ilk oluşumu, Avrupa Fuar Şehirleri Kupası'nın da doğumuna yol açmış oldu.

Gerçekten de 1958'e kadar ticari fuarları olan Madrid, İzmir gibi şehirlere açık bir kupaydı. Hatta 1960'ların ortasına kadar Londra gibi birden fazla kulübü olan takımlar karma kadrolar gönderip şehrin adını taşıyan takımlarla katıldılar.  İkinci turnuva için, organizatörler klasik kulüp katılımlı sisteme döndüler, fakat yine de ticaret fuarlarına ev sahipliği yapan şehirlerden de gelen takımlar olmak zorundaydı. 1958-60 turnuvasında ki bu yıldan sonra turnuva her sene düzenlenmeye başlanmıştır, on altı takım yer aldı. 1962 yılına kadar katılımcı sayısı 32'ye çıktı; bu sayı 1967'de 48, 1968'de 60 olurken 1969-1970 sezonundan itibaren de eleme turunda 64 takım yer almıştır. Bugün ise, 100'den fazla takım mevcuttur.

1958'de bu kural kalkmasına rağmen, Kupa 1971'e kadar bu isimle anıldı ve 1971 yılında bugünkü adını aldı.

Avrupa Fura Şehirleri Kupası

Fuar Şehirleri Kupası'ndan gelen gelenekle bir şehirden sadece bir takım katılması kuralı 1975 yılında Liverpool ile birlikte bu kupaya katılma hakkı olmasına rağmen başta kupaya alınmayan Everton'un isteği ile kaldırılamadı. 1999 yılında Kupa Galipleri Kupası ile birleştirildi ve ülkelerinde kupa alan takımlar da bu kupaya katılmaya başladı.

Avrupa Şehirler Kupası'ndan UEFA Kupası'na…

UEFA Kupası (UEFA Cup) UEFA tarafından organize edilen, Avrupa'nın Şampiyonlar Ligi'nden sonraki en değerli kupası ve Avrupa'da en çok takımın katıldığı futbol turnuvasıdır. Takımlar, ulusal lig ve kupa maçlarında gösterdikleri performans ile bu kupaya katılmaya hak kazanırlar.

UEFA Kupası

UEFA Kupası 2008-09

İlk sezon 1971

Takım sayısı 156

Ülke UEFA üye ülkeler

En son şampiyon Zenit St.Petersburg

Resmi site UEFA Cup

Her ülkenin UEFA ülke katsayı puanına karşılık gelen takım kontenjanı bellidir. Buna göre kulüpler lokal kupa ve liglerinde aldıkları derecelere karşılık gelen ön eleme veya 1. turdan turnuvaya dahil olurlar.

1990'ların ortasından itibaren yaz döneminde oynanan Intertoto Kupası'ndan gelen takımlar da UEFA Kupası'na 2.ön eleme den katılmaya hak kazanmaktadır. UEFA Kupasına geçiş yapan takım sayısı 2005 yılında alınan kararla 3'den 11'e çıkarılmıştır.

Şampiyonlar Ligi maçları sonunda grup üçüncüsü olan takımlar da UEFA Kupasına geçiş yaparlar ve son 32 takım arasına, 3. turdan katılmaya hak kazanırlar.

Tüm bunlara ek olarak her sezon, Avrupa'dan üç takıma, Fair Play ödülü olarak turnuvaya 1. turdan katılma kontenjanı ayrılmıştır.

Mevcut Turnuva Formatı

 Uefa Kupası Turları Takvim Takımlar

Birinci Ön Eleme Temmuz 72 takım: İki ayaklı eleme

İkinci Ön Eleme Ağustos 64 takım: İki ayaklı eleme

Birinci Tur Eylül 80 takım: İki ayaklı eleme

Gruplar Ekim-Aralık 40 takım: 5'er takımlı 8 grup

Üçüncü Tur Şubat 32 takım: İki ayaklı eleme

Dördüncü Tur Mart 16 takım: İki ayaklı eleme

Çeyrek Final Nisan 8 takım: İki ayaklı eleme

Yarı Final Nisan 4 takım: İki ayaklı eleme

Final Nisan-Mayıs 2 takım: Tek maç

Son yıllarda kupa formatında yapılan genişlemeler sonucu katılan farklı ülkelerin çeşitliliği ile, katılan kulüp sayısıyla, oynanan maç sayısıyla, diğer turnuvaların da bu kupaya bağlanmasıyla, UEFA Kupası Avrupa'nın en kapsamlı kulüpler futbol turnuvası haline getirilmiştir.

Şampiyonlar Ligi Avrupanın dev bütçeli takımlarını karşı karşıya getiren, uğruna milyarlarca dolar harcanan endüstriyel futbolun zirvesiyse, UEFA Kupası da buna alternatif olarak UEFA tarafından sunulan, futbola Avrupa genelinde ilgi uyandırmayı amaçlayan, düşük bütçeli takımlara da yarışma imkânı veren, ülkelerin ve kulüplerin kendilerini diğer ülkelerde tanıtmasına yardımcı olan, yeni yıldız adayı oyuncuların uluslararası arenada kendilerini kanıtlama fırsatı buldukları, özellikle futbol açısından geride kalmış pek çok ülke takımı için katılmanın kazanmaktan daha önemli olduğu turnuvadır.

2000 yılında bu kupayı kazanan Galatasaray bunu başaran tek Türk takımıdır.

Kupayı diğer gösterişli kupalardan ayıran, kulpsuz basit tasarımı, aslında her şeyi çok güzel anlatmaktadır. Genel olarak çeyrek finalden itibaren yükselen futbol kalitesi ile üst düzey mücadeleler olmakta, seyir zevki ve heyecanı artmaktadır. UEFA Kupası Finali her sene yaklaşık 150 ülke televizyonundan canlı olarak yayınlanmaktadır.

UEFA Kupası

1971/72 sezonundan başlamak üzere UEFA Kupası'na dönüşen Avrupa Şehirler Kupası,  geçen 37 yıllık süreçte tam 11 farklı ülkeye gitmiş. Bu kupayı sekiz kez kazanarak, en fazla müzesine götüren ülke olarak karşımıza İtalya çıkıyor. İtalyan takımlarını 7 Kupa ile Almanlar izlerken; Almanların hemen arkasından beşer kez bu kupayı kazanan iki ülkeyi, İngiltere ve İspanya'yı görüyoruz.  UEFA kupasına dönüştüğünden bu yana hangi ülkenin bu kupayı ne kadar kazandığını aşağıdaki tablo bize gösteriyor.  

Kimler Kaç kez kazandı?

İtalya 8

Almanya 7

İngiltere 5

İspanya 5

Hollanda 4

İsveç 2

Rusya 2

Belçika 1

İskoçya 1

Portekiz 1

Türkiye 1

Toplam 37

Kupa'nın ilk sahibi bir İngiliz kulübü Tottenham Hotspur FC olurken;  en son kupayı ise bir Rus takımı Zenit'in kazandığını aşağıdaki tablodan görüyoruz.  Şampiyonlar Ligi ile kıyasladığımızda bu Kupa'da beş büyük ligin dışında diğer liglerden de kazanan takımlar çıktığını görüyoruz. Bu ülkelerin arasında Türkiye'yi ise ,  1999-2000 sezonunda finalde Arsenal'ı yenerek Kupa'yı kazanan Galatasaray temsil ediyor.  

UEFA Kupası Şampiyonları (1971/72-2007/08)

2007 - 2008 FC Zenit St. Petersburg

2005 - 2006 Sevilla FC

2004 - 2005 PFC CSKA Moskva

2003 - 2004 Valencia CF

2002 - 2003 FC Porto

2001 - 2002 Feyenoord

2000 - 2001 Liverpool FC

1999 - 2000 Galatasaray AŞ

1998 - 1999 Parma FC

1997 - 1998 FC Internazionale Milano

1996 - 1997 FC Schalke 04

1995 - 1996 FC Bayern München

1994 - 1995 Parma FC

1993 - 1994 FC Internazionale Milano

1992 - 1993 Juventus

1991 - 1992 AFC Ajax

1990 - 1991 FC Internazionale Milano

1989 - 1990 Juventus

1988 - 1989 SSC Napoli

1987 - 1988 Bayer 04 Leverkusen

1986 - 1987 IFK Göteborg

1985 - 1986 Real Madrid CF

1984 - 1985 Real Madrid CF

1983 - 1984 Tottenham Hotspur FC

1982 - 1983 RSC Anderlecht

1981 - 1982 IFK Göteborg

1980 - 1981 Ipswich Town FC

1979 - 1980 Eintracht Frankfurt

1978 - 1979 VfL Borussia Mönchengladbach

1977 - 1978 PSV Eindhoven

1976 - 1977 Juventus

1975 - 1976 Liverpool FC

1974 - 1975 VfL Borussia Mönchengladbach

1973 - 1974 Feyenoord

1972 - 1973 Liverpool FC

1971 - 1972 Tottenham Hotspur FC

Geçen 37 yıllık sezonda bu  Kupayı en çok kazanan takım olarak Liverpool ve Inter'i görüyoruz. Liverpool ve Inter bu kupayı üçer kez kendi müzelerine götürürken; Real Madrid, Parma, Sevilla, Borussia, Juventus, ve Feyenoord ikişer kez bu kupayı müzelerine götürmüşler. Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere bu kupayı en çok kazanan ülke ligleri olarak beş büyük ligi görüyoruz. Sadece Hollanda Ligi bir istisnayı oluşturuyor. Hollanda 4 takımı ile bu zinciri kıran ilk ülke…

UEFA Kupası'nı En Çok Kazanan Kulüpler

Kulüp 

Liverpool 3

İnter 3

Real Madrid 2

Parma 2

Sevilla 2

 Borussia Mönchengladbach 2

Juventus 2

Feyenoord 2

UEFA Kupası Hep Şampiyonlar Ligi'nin Gölgesinde Kaldı

UEFA Kupası gerçekten ilk kurulduğu günden bu yana hep Şampiyonlar Ligi'nin gölgesinde kaldı. Sadece sportif anlamda değil, aynı zamanda Parasal gelişim, popülerlik ve heyecan-reyting bakımından da.

UEFA Kupası'na katılan takım sayısının fazlalığı, futbol kalitesi ve kazancı bakımından aynı oranda bir kalite ve gelir artışına yol açmadı ne yazık ki…Bu Kupa'ya katılacak takımların Liglerin UEFA Puan ve katsayılarına göre ikinci seviyedeki takımlar olması bu kupayı daha baştan ikinci kupa haline getirdi. UEFA'nın en son yapmış olduğu bir değişiklikle Şampiyonlar Ligi'nden de gruptan çıkamayan ancak, grupta üçüncü olan takımların da bu turnuvaya devamına olanak sağlayan kararı da turnuvanın reytingi çok fazla artıramadı.

Aslında bu, UEFA tarafından yapılmış ve şampiyonları onore etmeyi amaçlayan bilinçli bir planın somuta yansımasıydı. İlk Kupa'nın ne kadar güçlü ve ihtişamlı olduğunu gösterebilmenin yolu, onun yanına daha güçsüz ve reytingi düşük, geliri çok da fazla olmayan bir Kupa'yı koyarak sağlanabilirdi. Nitekim de öyle oldu. UEFA Kupası gerek popülerliği, gerekse sağladığı kazanç bakımından Şampiyonlar Ligi'nin yanına hiç yaklaşamadı bugüne kadar.

UEFA'nın daha baştan Şampiyonlar Ligi'ne ayırdığı bütçe ve olanakları, UEFA Kupası'na tahsis etmemesi, zaten bir nevi "mal ve kalite farklılaştırması"   stratejisine uygun ikinci mamül muamelesi yapılmasına olanak sağladı.   Evet gerçekten de UEFA Kupası bugün UEFA'nın ikinci mamülüdür bir bakıma. Ancak son zamanlarda bu Kupa'ya olan ilginin giderek düşmesi, 2005 yılında Kupa'ya ciddi bir makyaj yapılmasına neden oldu. UEFA yeni düzenlemesiyle Kupa'da lig usulü uygulamasına geçti. Bu şekilde Kupa'ya daha da fazla takımın katılmasına olanak tanınırken; diğer taraftan da Şampiyonlar Ligi'nde grup üçüncüsü olan takımların da, grup sonrası UEFA Kupası'na katılmaları sağlandı. Aslında burada iki amaç vardı. Bunlardan ilki: Şampiyonlar Ligi'nden elenen popüler takımlar aracılığıyla, azalan ilgiyi tekrar UEFA Kupası'na yönlendirebilmek; ikincisi de Şampiyonlar Ligi'nden elenen takımların olası UEFA karşıtı G18 hareketi içinde yer almalarının önüne geçmekti. Çünkü bir süredir G18 hareketi UEFA'ya karşı Süper Lig projesini gündeme getirmişti.

UEFA Kupası'nı parasal yönden UEFA tarafından ihmal edilmiş bir kupa olarak değerlendirirsek, yanlış söylememiş oluruz. Nitekim bugün Şampiyonlar Ligi'nin bütçesi 1 milyar dolara yaklaşırken; UEFA Kupası'nın bütçesi Şampiyonlar Ligi'nin yüzde onuna bile ulaşmıyor. Geçen yıl Şampiyonlar Ligi'nde 32 takıma dağıtılan toplam parasal ödül 585 milyon Euro'ya ulaşırken; UEFA Kupası'nda ise 48 takıma dağıtılan parasal ödül sadece 37 milyon Euro civarındaydı. Şampiyonlar Ligi'nde bir kulüp ortalama 18,2 milyon Euro para kazanırken UEFA'da bu tutar 700 bin Euro. Geçen yılın Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Manchester United sadece sportif performanstan dolayı 42,9 milyon Euro kazanırken, bu tutar UEFA havuz gelirleriyle birlikte 115 milyon Euro'ya kadar yükseliyor. Oysa UEFA Kupası'nı 2007'de kazanan Sevilla toplam 6,2 milyon euro gelir elde ederken;  2008'in Şampiyonu Zenit'in de 8 milyon euro civarında bir kazanca ulaştığını biliyoruz. Galatasaray da elenmemiş olsaydı bu turnuvadan yaklaşık 8-10 milyon euroluk bir gelir elde etme olanağına sahip olacaktı. 

Parasal anlamda çok fazla getirisi olamayan bu kupanın giderek reytinginin düşmesi UEFA'yı yeni arayışların içine itti. Bu nedenle UEFA 2009-10 sezonunda daha farklı bir versiyona göre turnuvayı yeniden dizayn etti. 

Fuar Şehirleri Kupası (1955-71)

UEFA Kupası (1971-2009) UEFA Avrupa Ligi (2010- )

UEFA 2009-10 Sezonunda Kupa'nın Formatın Değiştirdi!

UEFA, aldığı yeni bir kararla 2009-2010 sezonundan itibaren turnuvanın adını UEFA Avrupa Ligi olarak değiştirdiğini ve kupanın formatında da değişikliklere gidileceğini açıkladı.

Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), UEFA Kupası'nın gelecek sezondan itibaren ''UEFA Avrupa Ligi'' adı altında gerçekleştirileceğini açıkladı.

UEFA'nın resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, adının yanı sıra statüsünde ve logosunda da değişiklik yapılan kupada, takımlar gelecek sezondan itibaren deplasmanlı lig usulüne göre mücadele edecekler. Eski statüye göre grup maçlarında A takımının B takımıyla sadece 1 kez karşılaştığı kupada, bundan böyle her takım kendi sahasında ağırladığı takıma ayrıca konuk olacak.

Öte yandan logosu daha önce mavi, yeşil ve lila renklerinden oluşan kupa olan UEFA Kupası, yeni adıyla birlikte sarı ve kırmızı renklerinin oluşturduğu bir futbol topuyla temsil edilecek.

UEFA Başkanı Michel Platini, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ''Yapılan değişiklikler UEFA ve Avrupa futbolu için son derece büyük önem taşıyan bu turnuvaya daha çok taraftar, daha çok oyuncu ve daha çok kulüp sağlayacak. Beni son derece tatmin eden bu yeni format, UEFA Avrupa Ligi'ne başarılı bir ivme kazandıracaktır'' diye konuştu.

UEFA Avrupa Ligi Formatı (2009-2010'dan itibaren)

Uefa Kupası Turları Takım Sayısı Tur

Birinci Ön Eleme 50 takım İki ayaklı eleme

İkinci Ön Eleme 80 takım İki ayaklı eleme

Üçüncü Ön Eleme 70 takım İki ayaklı eleme

Dördüncü Ön Eleme 74 takım İki ayaklı eleme

Gruplar 48 takım 4'er takımlı 12 grup

İkinci Tur 32 takım İki ayaklı eleme

Üçüncü Tur 16 takım İki ayaklı eleme

Final Aşaması 8/4/2 takım Çeyrek Final, Yarı Final, Final

2009/10 sezonundan itibaren değişecek Kupa formatıyla adı UEFA Avrupa Ligi olacak turnuvada Kupa logosu da değişiyor. Ancak esas itibariyle Kupa'nın reytinginin yükseltilebilmesi için bütçesinin de gözden geçirilmesi gerekiyor. Ancak bu konuda UEFA'nın herhangi bir açıklaması ne yazık ki bulunmuyor.

Yeni UEFA Avrupa Lig Kupası Logosu

Sonuçta;

Turnuvanın daha yarışmacı kılınabilmesi ve reytinginin artırılabilmesi tamamıyla Kupa'nın pazarlanmasına ve Pazar payının artırılmasına bağlı görünüyor. Özellikle Kupa'ya katılacak kulüplere dağıtılacak parasal ödülün en az Şampiyonlar Ligi'nin yüzde yirmi beşine kadar artırılması gerekiyor. Şampiyonlar Ligi'ndeki kadar bile olmasa gruplara kalındığında; grup maçlarında ve gruplardan çıkıldığında kulüplere ilave ve özendirecek parasal ödüllerin dağıtılması turnuvanın kalitesini kesinlikle artıracaktır.  Bu turnuvaya yeni sponsorların bulunması ve havuz gelirlerinin artırılması UEFA'nın öncelikli görevleri arasında bulunuyor. Şampiyonlar Ligi gibi bir prima markanın yaratılması, yarışmacı ruhun ve futbol kalitesinin artırılması; reytingin yükseltilebilmesi sadece formatın ve logonun değiştirilmesiyle değil; 1,5 milyar dolara yaklaşan UEFA bütçesinden daha fazla payın bu kupaya aloke edilmesiyle mümkün olabilir. Bu bağlamda UEFA bütçesinden ayrılacak %10'luk pay bile bu Kupa'ya olan ilgiyi daha da artırabilir; reytingi tavan yaptırtabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar