Galatasaray bu değil

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Galatasaray, sekizinci haftanın kapanış maçında Eskişehirspor'a çarpıldı. Hafta arası oynadığı UEFA Kupası maçında Olympiakos'a karşı göz dolduran sarı-kırmızılıların oyunun ve skorun hiçbir döneminde maçı koparacak dinamizmi sergileyemediklerini gördük. Bu duruma "yorgunluk" gibi bir bahane üretilebilir, keza "motivasyon kaybı" ya da "rakibi küçük görmek" de Galatasaray açısından kullanılabilir argümanlar gibi görünüyor. Ancak Galatasaray'ın Eskişehirspor'a 4-2 mağlup olması için bundan fazlası gerekir diye düşünüyorum.

Sarı-kırmızılı takımda geçmiş haftalarda baş gösteren "takım savunması" zafiyetine çokça değinmiştik. Son iki maçta sistemin 4-2-3-1'e dönmesiyle kurulan beşli orta sahanın top rakipteyken daha aktif ve mücadeleci oynadığını da not etmiştik. Michael Skibbe'nin Eskişehirspor önünde birden 4-4-2'ye dönüş yapması, oyunun devamında ise risk alarak 4-3-1-2 oynaması hatlar arasındaki kopukluğun ve kaledeki dört golün müsebbibi olabilir. Merak ettiğim konu, Galatasaray'ın rakiplerini izleyerek Skibbe'ye rapor veren Feldkamp'ın Eskişehirspor'a dair Alman meslektaşına bilgi verip vermediği. Eskişehirspor'un bir hafta önce Bursaspor'u yendiği maçı izleyen sıradan bir futbolseverin bile dağınık bir görüntü çizmesine rağmen Youla'ya boş alan bırakılmaması gerektiğini, golcü futbolcunun kademeli bir savunma anlayışıyla durdurulabileceğini rapor edeceğinden eminim. Gelin görün ki, sarı-kırmızılı takım Eskişehir deplasmanında ileri ucuyla tandemi arasındaki mesafeyi alabildiğine uzun tuttu. Tıpkı ilk haftaların o eleştirilen Galatasaray'ı gibi orta alanda derin boşluklar kalmak üzere oyuncular hücum bölgesi ve defansta yerleşik kaldılar. Bu da bahsettiğimiz derin boşlukların Eskişehirspor orta sahası tarafından doldurulmasına yol açtı. Buna Youla'nın geniş alanlardaki becerisi ve sürati de eklenince Galatasaray için tatsız, Eskişehirspor için tarihi bir gece yaşandı. Beşiktaş'tan sonra Eskişehir'de buluşan Rıza-Youla ikilisinden; kenardan takımı yöneten cesurca futbolcularını ileri taşırken, sahada ter döken ise bol bol ve kolayca maharetlerini sergileme fırsatı buldu. Sonuç itibariyle geceyi 2 gol ve 1 asistle kapatan Youla, maçın yıldızı olmayı da hak etti.

Sarı-kırmızılılar açısından söylenebilecek en anlamlı cümle şu: Galatasaray bu değil! Michael Skibbe'nin elinde çok daha tempolu bir Galatasaray meydana getirebilecek malzeme var. Kaldı ki, son maçlarda takımın zirve yapmaya doğru giden bir çıkış trendi yakaladığına dair güçlü sinyaller de alıyorduk. Peki ne oldu da Skibbe tam da takım ritmini bulmaya başlamışken rutinini bozup farklı bir saha içi uygulamaya yöneldi? Bunda etken olan neler ve kimlerdi? Skibbe'ye bir müdahale oldu mu? Futbolcular yalnızca bir Avrupa Kupası maçı oynadıktan sonra nasıl bu kadar motivasyon kaybettiler? Bu soruların cevaplarını bilmeden yapacağımız her yorumun havada kalma tehlikesi var.

Karşılaşmanın hakemi Fırat Aydınus iki taraf adına iptal etmesi gereken iki golü geçerli saydı ama bu pozisyonlarda kusurun büyüğü yardımcılarındaydı. Ayrıca sarı-kırmızılı takımda tansiyonun yükseldiği anlarda otorite gösterisi yapmayıp yangına körükle gitmedi. Bu bakımdan kendisini kutluyorum. Çünkü isteseydi bu maçtan "Yeni Cem Papila" olarak ayrılabilirdi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016