Galaksi ekonomisi…
Küçükken en sevdiğim şeylerden biri Luna Park’a gitmekti. 1980’lerin sonunda Ankara’da Gençlik Parkı içindeki Luna Park’a yapılan Galaksi adındaki Roller Coaster, hepimizin gözlerinin korkuyla açılmasına neden olmuştu.
İniyor, çıkıyor, uçuyor, uçuruyor, herkesi çığlıklara boğuyordu.
Nitekim, pekçok Ankaralı çocuğun tattığı gibi ilk roller coaster heyecanını da orada tattık. Lakin kendi adıma tek hatırladığım, Galaksi’de oradan oraya uçuşum değil, bittiği andaki “hayata dönüş” ve “şükür” anıydı.
Şimdi piyasaların son bir aylık performansına bakınca, bizim Galaksi’den pek farkı kalmadığını düşünüyorum.
Hadi bizim piyasa neyse de, gelişmiş piyasaların bu durumuna bakınca “İnsan gerçekten hayret ediyor”. Yılın ilk işlem gününde meydana gelen Japon tombul parmağı, herkese “Sürpriz mürpriz yok kardeş, dansa devam” der gibiydi. Tıpkı eski Vahşi Batı barlarında elindeki silahla yere ateş ederek karşısındaki günahsızları vicdansızca zıplatarak dans ettiren kovboylar gibi…
2019 yılının henüz başındayken, hızlıca kendi durumumuza bir göz atmakta yarar var…
Enflasyon vahşi seviyelerden geri geliyor
Önce pozitifler:
- Petrol fiyatları düşüyor. Petrol fiyatları yıl genelinde 50 dolarlar civarında kalacaksa, Türkiye’nin petrol ve gaz ithalatı 40 milyar doların altına inebilir. Enerji maliyetinin gerilemesi, Türkiye’nin döviz açığının azalacağı anlamına gelir; ki bu iyi haber.
- Ekonomideki daralma, ithalatı aşağı çekiyor, bu da döviz açığının azalmasına destek oluyor. Bu hem iyi hem kötü haber. İyi haber, çünkü sadece bu iki kalemle cari açığın 2019 yılında 20 milyar dolar, hatta altına inmesi ihtimali var. Kötü haber, çünkü biz anormal bir teknoloji bulduk da döviz açığımızı düşürmedik. Ekonomi daraldığı için bu oluyor.
- Gelişmiş ülkelerdeki soğuma sonrası eğer merkez bankalarının normalleşmesi sınırlı kalacaksa, bu gelişen ülkeler için de, bizim için de iyi haber.
- Enflasyon, çıktığı vahşi seviyelerden aşağı geliyor. %20’nin üzerinde enflasyon ile bitirdiğimiz bir yıl için hala çooooook yolumuz var. Ancak en azından negative etkinin bir bölümünü iki ayda 5 puan düşen enflasyon ile atmayı başardık. İlk çeyrek yükselebilir, ancak yıl sonu için eğer bir tur daha kur sorunu yaşamayacaksak, daha pozitif bakabiliriz. Bu da iyi haber.
- Enflasyonun gerilediği ortamda para politikasındaki sıkı duruşun korunması da iyi haber. Zira %24 politika faizi, %20.3 enflasyon dediğimiz zaman; 375 baz puanlık enflasyon farkı bizi diğer gelişen ülkelere göre daha iyi bir reel faiz seviyesine doğru taşıyor.
- Yurtdışı ilişkilerimiz biraz daha toparlanmış durumda ki, bu gözardı edilmemesi gereken, çok iyi bir haber…
Reel sektörümüz borçlu ve sorunlu
Şimdi negatifler…
Reel sektörümüz borçlu ve sorunlu. Kredi geri ödemelerinde, nakit döngüsünde sorun var.
İmalat sanayiinde üretim yapan bir şirketiniz olduğunu düşünün.
Son bir yıl içinde sermaye malı maliyetiniz %33 arttı. Üretimde kullandığınız enerjinin maliyeti %57 artış gösterdi. Eğer üretimde ara malı ihtiyacınız varsa, bu da ortalama %34 arttı.
Asgari ücretle çalışan personelinizin maliyeti işveren olarak size %30 yükseldi.
Üstelik, örneğin rotatif krediyle iş yapıyorsanız, kredi maliyetiniz geçen yıl bu zamanlarda %17-18’lerdeyken, şimdi faiz yapılandırma olması halinde %30’larda.
Yani finansman maliyeti de çok arttı.
Maliyetlerinizin bu kadar arttığı bir ortamda, pazarınız da daralıyor.
Bu borcu nasıl ödersiniz?
İşte kötü haber olan kısmı burası.
Çünkü piyasada nakit dönmüyor, finansman ihtiyacı var ve teminatlar örneğin duran varlıklar ise bunların teminat değerleri eridi, gitti.
Durumu böyle olan şirketler için yapılandırma bir çare olarak görülebilir. Ancak, yapılandırma halinde birincisi maliyetlerinizin çok ciddi şekilde artacağını kabullenmelisiniz. İkinci olarak, bir bankadan yapılandırma aldığınızda, diğer şirketlerinizin de tüm bankalardan kredi imkanlarının sınırlandırılacağını bilerek hareket etmelisiniz.
Bankalardan ödemesiz zaman alabilmek önemli
Yapılandırma esnasında ise en fazla üzerinde durulması gereken konu, bankalardan geçici bir süreyle ödemesiz zaman alabilmek. Bu her şirket için kolay değil; ancak pazarın bunca daraldığı ve nakit sıkışıklığının çok yükseldiği ortamda, ödemesiz olarak geçirilebilecek 1 yıl ya da 2 yıllık süreler, işletmelerin hayata dönüşünü sağlayabilir.
Bu ortamda ihracatçı değilseniz, ayakta kalmanız gerçekten çok zor. İhracatçıysanız ya da ithal girdiyle üretim yapıyorsanız, başka sorunlarınız da var.
Mesela, bugünkü ihracatınızın karşılığında tahsilatı 3 ya da 6 ay sonra yapacaksınız. Veya bugün aldığınız hammaddenin maliyetini hangi kurdan hesaplayacaksınız?
Kuru nereden alacak, neye göre riskinizi yönetecek, neye göre fiyat tuttaracaksınız?
Kuru hedge etmenin maliyeti, hala çok yüksek.
Dolayısıyla çok doğru noktadan hareket ederek, etkiyi çok doğru hesaplayarak, bilançonuzun gerektiği kadarını hedge etmelisiniz.
İçerdeki etkiler ne kadar pozitif olursa olsun, dışardan gelebilecek ciddi oynaklık ve risklere maruz kaldığımızı da unutmadan hareket etmek gerekiyor.
“Ben dururum, bunlar geçer”, bu sene için uygun bir argüman olmayabilir.
Gelecek en az bir yıl, Doğru danışmanlıklar alarak, doğru yerlerde müdahale edip, muhafazakar yaklaşarak çözülebilecek bir süreç olacak.
Emek emek kurduğumuz işleri cengaverce hareketlerle piyasaya boğdurmak ya da sadece bekleyerek sorunların çözülmesini umarak vakit kaybetmek, bu sene için çok kötü bir tat bırakabilir.
Doğru yönetmeye, şimdiden başlamak gerek…
Yoksa bizim Galaksi hiç durmadı, durmayacak.
Beklediğimiz rahatlamaya ise bir türlü ulaşılamayacak.