G-7 toplantısı üzerine
Türkiye içine kapandıkça dış dünyadaki gelişmelere karşı da duyarsız kalıyor. Şu aralar dış dünya ile nerede ise tek bağlantımızı mülteciler sağlıyor. AB ile mülteci konusu olmasa dış dünyaya kapalı bir ülke konumuna geldik. Halbuki dünya dönüyor. Ülkeler arasında yeni ittifaklar, ya da dışlamalar oluyor. Bunlar Türkiye’yi de etkiliyor/etkileyecek, ancak pek kimsenin umurunda değil.
Duyarsızlığa bir örnek verelim 2016 yılı Mart ayında Türkiye'yi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı ayına göre %12,84, 2016 yılı Ocak-Mart döneminde ise %10,30 azaldığının açıklandığı günlerde, İstanbul’da bazı kişiler Ayasofya’nın müze statüsünden çıkartılması için eylem yaptılar. Biz bunu yaparken, İngilizler Londra’ya İşçi Partili bir Müslümanı Sadiq Khan’ı (Sadık Han) belediye başkanı seçti. Yetmedi bu başkan iktidar partisinin (Muhafazakar Parti) lideri Başbakan D. Cameron ile AB’den ayrılmamalıyız kampanyasına katıldı.
Uzlaşma, hoşgörü, uygarlık sadece sözcük değil, eylemde gerektiriyor. Türkiye’de bunun tersi yapılıyor. Ancak artık bu anlayış emeği ile geçinen işçinin, namusu ile para kazanmaya çalışan işverenin, turizmcinin aşını ekmeğini elinden alıyor. Bu anlayışı savunanlar kaç kişinin turizm sektöründen ekmek yediğinin farkındalar mı?
Geçen hafta yine bizim pek ilgilenmediğimiz bir toplantı vardı. 26-27 Mayıs tarihleri arasında Japonya’da Isa-Shima’da G-7 toplantısı yapıldı. Gelişmiş yedi ülkenin (ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya) toplantısı önemli idi. Çünkü bu ülkelerin GSYH’ları dünya GSYH’sının %50’si dolayında. Üstelik bu ülkelerden birisi de dünyanın jandarması konumundaki ABD.
G-7’ler aslında G-8 olmuştu, ancak Rusya Kırımı işgal edince tekrar G-7’ye döndüler. Bu arada Rusya’nın Kırım’ı işgali sonrasında ABD ve AB ambargo uygulamaya başlarken, Kırımlıları soydaş olarak gören Türkiye’nin kılını kıpırdatmadığını da belirtelim. G-7 toplantısında Rusya’ya karşı ambargonun ağırlaştırılması yönünde bir kanaat oluştu. G-7 toplantısında bunun yanında,
-Ekonomik krizin devamının nedenleri,
-Küresel ısınma,
- TTIP anlaşmasında gelinen nokta,
-Küresel jeopolitik ve politik risklerin artması,
-Çin’in işgali altındaki Japon adalarına yönelik tavrı,
-Terörizme karşı duruş,
-Kadın hakları,
-Yolsuzlukla mücadele ve de
- Mülteci sorunu konuşuldu.
Toplantıda alınan kararlar aslında dişe dokunur olmadı. Fakat Japonya’ya tam destek verildi ve Çin dışlandı. Toplantıdan çıkan en önemli sonuç, küresel ısınmaya karşı ortak mücadele konusunda yapılan Paris anlaşmasına bağlılığın teyit edilmesi oldu. Mülteci sorunu, terörizm konusunda ise bilinen söylemler tekrarlandı.
Türkiye toplantı öncesinde mülteciler konusunda baskıcı bir tutum takınıp, istediklerini anlatabilirdi. Bu yapılmadı.