G-20’den kurlar için güzel haber çıkmayacak
Hafta sonunda Avustralya’nın ev sahipliğinde Sydney’de yapılacak G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısının en alevli konusu başta Kırılgan Beşli olarak damgalanan ülkeler olmak üzere yükselen piyasalardaki finansal dalgalanmalar olacak. Koltuğuna yeni oturun ABD Merkez Bankası’nın (FED) yeni başkanı Janet Yellen, ilk kez katılacağı G-20 toplantının odak noktasındaki kişi olacak. Çünkü FED’in piyasaya pompaladığı parayı kısmaya başlamasının diğer ülkelere etkileri, gündemin ilk sırasında yer alıyor.
Yükselen piyasa ülkeleri, FED’in para musluklarını kısmaya başlamasının canlarını çok yaktığını, gelişen ülke ekonomilerindeki hasarın, sonunda ABD’ye de zarar vereceğini anlatmaya çalışacaklar. Ancak ellerine birşey geçmeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Birincisi G-20 geçen yılki liderler toplantısında zaten gelişen ülkelerin yakınmalarına karşılık olarak, “herkes kendi başının çaresine baksın” mealinde bir karar almıştı. İkincisi G-20’nin ağır topları, gelişen ülke piyasalarında son aylarda yaşanan can yakıcı sarsıntılara rağmen, Sydney toplantısına da aynı kafayla geliyorlar.
Türkiye’nin başı çektiği Kırılgan Beşli için en başta FED’den hiç bir umut yok. Yellen, daha 10 gün önce ABD Kongresi’ne yaptığı para politikası sunumunda bu konuya özel bir yer verdi. FED bu raporunda Türkiye gibi ülkelerdeki sarsıntıların ABD’yi fazla etkilemeyeceği tespiti yer alıyor. Dahası FED, para musluklarını kısma operasyonuna bağlı olarak piyasaları sarsılan, paraları hızla değer kaybeden Türkiye gibi ülkelerin bunlara karşı aldığı önlemleri “eğreti ve yasak savma” şeklinde değerlendiriyor. FED, bizim gibi ülkelere böyle “eğreti önlemler”in ötesine geçerek, temel zafiyetlerine karşı maliye ve para politikaları ile yapısal konularda reformlara devam etmelerini salık veriyor. Özetle FED, “şoklardan korunmak istiyorsanız bana gelip ağlayacağınıza, ekonominizi düzeltecek yapısal reformları yapın” diyor.
Muhtemelen Yellen Sydney’de de aynı şeyleri söyleyecek. Kırılgan Beşli’nin gözünün yaşına bakmayacağını uygun bir dille ifade edecek.Üstelik Yellen bu konuda tek başına da değil. Bugüne kadar para politikaları konusunda ABD’nin karşı cephesinde yer alan Almanya da ABD ile aynı safta yer alıyor. Bir Alman Maliye Bakanlığı yetkilisi, G-20 toplantısı öncesinde “Yükselen piyasa ülkeleri sermaye kaçışı konusunda ABD’nin para politikasını suçlamayı bıraksınlar, kendi reformlarına baksınlar” diye konuştu.
İngiltere de doğal olarak aynı safta yer alıyor. İngiltere Maliye Bakanı George Osborne da “Yükselen piyasalardaki yüksek bütçe ve cari açıklar için veya kurlarındaki oynaklık yüzünden Batılı ülkelerin para politikalarını suçlamak hem yersiz, hem de faydasız bir tutum. Yükselen piyasa ekonomileri, kendi evlerini düzenlemeye baksınlar” diyerek aynı koroya katıldı.
Global ekonomiye ilişkin tartışmalarda bir tür arabulucu olan ve G-20’nin politika çalışmaları için gerekli raporları üreten Uluslararası Para Fonu (IMF) da yazılarında iki tarafın da tutumlarını destekleyecek ifadelere yer verse de temelde ABD cephesinde yer alıyor.
IMF’nin Sydney toplantısı için hazırladığı ekonomik durum ve politika seçenekleri raporuna da aynı tutum yansımış durumda. IMF bu raporda gelişen ülkelerin para musluklarını kısarken büyümeye zarar vermemeye dikkat etmelerini tavsiye ediyor. IMF, gelişmiş ülkelerin para politikası kararlarında koordinasyona çaba göstermelerini de tavsiye ediyor. Yükselen piyasaların durumunun dikkate alınmasına yönelik olarak sadece böyle zayıf bir ifade var.
Ancak yükselen piyasalara önerilere gelince “kendi başınızın çaresine bakın, reformlarınızı yapın, para ve maliye politikalarını sıkılaştırın” tavsiyeleri tekrarlanıyor.
IMF’nin yükselen piyasalara son finansal dalgalanmalara karşı önerileri ise kabaca şöyle özetlenebilir: “Kurları bırakın, enflasyona bakın. Enflasyon için gerekiyorsa faizleri yükseltin ama kurları serbest bırakın. Eğer rezerviniz varsa, sadece kurlardaki hızlı hareketleri yumuşatacak müdahalelerde bulunun. Kurların yükselmesi ekonominizdeki dengesizlikleri düzeltir.”
Özetle G-20’den Türkiye’nin içinde bulunduğu Kırılgan Beşli’de kurların yükselişini, borsaların düşüşünü frenlemeye yarayacak bir sonuç çıkmayacak.