G-20 Ülkelerinde makro ekonomik gelişmeler

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI [email protected]

Türkiye adeta bir korku filminin içinde yaşarken, bir taraftan da kısa erimli güncellikten sıyrılıp yapması gereken işlere yoğunlaşmaya çalışıyor. B-20 toplantıları yapıldı, ancak terörün gölgesinde kaldı. Önümüzde çok önemli bir toplantı daha var. Kasım ayında G-20 toplantısı Antalya’da düzenleniyor. Toplantı da küresel kriz, kur savaşları, göçmen sorunu gibi konular masaya yatırılacak. G-20 toplantısında ilk ele alınacak konu elbette makro ekonominin temel göstergeleri olacak. Konuşulacak konular arasında büyüme, işsizlik ve enflasyon başı çekecek. 

G-20 içinde hızlı büyüme trendi gösteren büyük açık ekonomi ABD. Taşıdıkları risklere rağmen yükselen ekonomiler arasında da Hindistan, Endonezya, Çin ve Türkiye bu trende yakın ülkeler. Yılın ikinci çeyreğinde tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye beklenin üzerinde %3,8 oranında büyümeyi başardı. Gerçekleşen büyüme oranına ilişkin birçok eleştiri getirilebilir. Hatta bazılarını ben sıralayayım:
-Büyüme oranı yeterli değil.
-Tüketim ağırlıklı büyündü.
-Dış taleple ilgili sorun var.
-Büyümenin finansmanı sorunlu.

Bu listeyi uzatmak mümkün. Yapılan eleştirilerin çoğu da haklı. Ancak küresel ve yurtiçi olumsuzluklara rağmen bu ekonomi 25 çeyrek dönemdir kesintisiz büyüyor. Üstelik 2015’in ikinci çeyreğinde G-20 ülkeleri içinde en yüksek büyüme oranına sahip Hindistan (%7,2) Çin (%7), ve Endonezya’dan (%4,7) sonra dördüncü hızlı büyüyen ekonomi ve de G-20 ortalamasının (%3,2) üzerinde büyümeyi başardı. 

Türkiye bu büyüme oranını yakalarken aynı başarıyı işsizlik ve enflasyon oranında gösteremedi. G-20 ülkeleri içinde G. Afrika (%25), İtalya (%12) ve Fransa’dan (%10,4)  sonra %9,6 ile en yüksek işsizlik oranına sahip dördüncü ülke konumunda. Haziran 2015 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre işsizlik oranı yarım puan artarken, tarım dışı sektörde işsizlik oranı  %0,6 puan yükseldi ve %11,7 oldu. İşsizlikte asıl kaygı verici olan genç işsizlik oranındaki yükseliş. Genç işsizlik oranı (15-24 yaş grubu) %17,7 düzeyine kadar ulaştı. Türkiye’de istihdam oranı artmasına rağmen işsizlik oranı yükseliyor. Çünkü işgücüne katılım oranı da yükseliyor. Basit bir ifade ile çalışmak isteyenlerin sayısı artıyor. 2005 yılında %44,9 olan işgücüne katılma oranı Haziran 2015 dönemine gelindiğinde %52,1 düzeyine kadar çıktı. 

İşsizlik oranındaki gelişmeler, Türkiye’de işgücü piyasasına yönelik yeni düzenlemeleri gerektirmekte. Özellikle nitelikli işgücü arzını artırmak için ilköğretimden, üniversiteye eğitim modelinde yapısal yeniliklere ihtiyaç bulunmakta. Çünkü büyük işsiz kitleye rağmen sanayici de, hizmet sektöründeki işverende nitelikli işgücü sıkıntısı çekmekte. İşgücüne katılım oranının istikrarlı bir şekilde arttığı düşünüldüğünde, bu düzenlemelerin ivediliği de kendiliğinden ortaya çıkmakta. 

G-20 ülkeleri içinde Türkiye enflasyon oranında Brezilya (%9,6) ve Endonezya’dan (%7,3) sonra %7,1 ile üçüncü sırada. Enflasyonun nedenlerini ayrıntılı tartışsak gazetemiz Dünya’da seri yazı dizisi yaparız. Ancak artık 2002 reçetesi ile fiyat istikrarının sağlanamayacağı iyice netleşti. Enflasyonda talep yönlü bakış açısının yanında arz yönlü bakış açısına da ihtiyaç bulunmakta. Daha açık bir ifade ile enflasyonun üretim maliyeti yönünü de tartışmaya açmalıyız. 

Türkiye G-20 toplantısına ekonomide derin bir kaos ortamında girmiyor. Kaos siyasette. 

faryk-tablo1.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019