G-20 raporuna göre Türkiye'nin işi zor
G-20 ülkelerinin ev sahipliği sırası bu yıl Türkiye’de. Yıllık faaliyetleri Türkiye koordine ediyor ve toplantılara ev sahipliği yapıyor. Antalya’da yapılacak olan zirve toplantısına hazırlık çalışmaları çerçevesinde G-20 ekonomi ve maliye bakanları ile merkez bankası başkanları bugün iki günlük bir toplantı için Ankara’da buluşuyorlar.
G-20 çalışmaları için ihtiyaç duyulan araştırma ve raporlar genellikle Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından hazırlanıyor. Bugünkü toplantı için de IMF, dünya ekonomisindeki gelişmeleri ve sorunları değerlendiren ve çeşitli politika önerileri ortaya koyan bir rapor hazırladı. Bu raporda yer alan değerlendirme ve öngörüler, ne yazık ki Türkiye açısından karamsar tespitler içeriyor.
Raporda, muhtemelen ev sahibi ülkeyi kendi evinde rahatsız edecek ifadeler kullanmama kibarlığı gösterildiği için Türkiye’ye doğrudan bir atıf yok. Ancak yükselen piyasalardaki risklere ilişkin yapılan analizlerde yer alan kritik noktaların hemen hepsi Türkiye’nin durumunun önümüzdeki dönemde hiç de kolay olmadığını anlatıyor.
G-20 raporuna göre dünya ekonomisi yavaşlıyor. Bunun bir nedeni, gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın geçen yıla göre daha zayıf seyretmesi. İkinci ve daha önemli nedeni ise başta Çin olmak üzere yükselen piyasa ekonomilerinde büyüme hızlarının düşüyor olması.
Bu iki eğilim de Türkiye’yi olumsuz etkileyecek gelişme. Gelişmiş ülke ekonomilerinin, özellikle de Avrupa ekonomilerinde toparlanma eğiliminin zayıflaması, Türkiye’nin ihracatı açısını olumsuz etkileyecek bir gelişme. Yükselen piyasa ekonomilerin güç kaybetmesi de Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyecek bir gelişme. Bunun sonuçlarını, ihracatta zaten görmeye başladık.
G-20 raporunun altını özellikle çizdiği olumsuz faktör ise FED’in faizleri yükseltmeye başlayacak olmasının yükselen piyasalarda yaratacağı dalgalar. Bu istikrarsızlıklar, ekonomik dengeleri kırılgan ülkeleri fazlasıyla yaralayacak. Ekonomisi kırılgan ülkeler deyince de Türkiye ilk sırada yer alıyor.
G-20 raporuna göre yükselen piyasalara akan global fonların azalması ve hatta riskli ülkelerde fon çıkışı olması, bu ülkelerde yatırımları ve ekonomiyi yavaşlatacak. Cari açık sorunu ve yetersiz döviz rezervi olan ülkeler daha büyük sarsıntılar yaşayabilecek. Kur artışı ve enflasyon sorunu sıkıntılar yaratacak.
G-20 raporunda kur artışlarının döviz borçlusu şirketler üzerinde yaratabileceği yıkıcı etkiye özellikle dikkat çekiliyor. Burada Türkiye örneği doğrudan yer almasa da birinci örneğin Türkiye olduğu herkesin malumu.
Bu noktada petrol fiyatlarının yükselen piyasa paralarının değerindeki düşüşü anlatan grafikte, parası en fazla değer yitiren ikinci ülkenin Türkiye olması dikkat çekici. Çünkü Türkiye, petrol fiyatlarındaki düşüşten olumlu etkilenecek bir ülke. Ancak Türkiye ekonomisindeki aşırı kırılganlıklar ve iç ve dış politika sorunları, bu etkiyi yok ettiği gibi tersine bir gidiş yaratmış durumda.
G-20 raporunda yükselen piyasa ülke ekonomilerinin jeopolitik riskler ve bazı ülkelerdeki çatışmalardan da olumsuz etkilenmekte olduğu belirtiliyor. Türkiye, bu risk aktöründen de en fazla etkilenen ve etkilenecek ülkelerin arasında yer alıyor.